BASTONCU Harflerini İçeren 3 Harfli Kelimeler



BASTONCU harflerini içeren 3 harfli 28 kelime bulunuyor. 3 harfli BASTONCU kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Bastoncu ile başlayan 3 harfli kelimeler. İçinde Bastoncu olan 3 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

SAC7, UCA7, ABU6, BOA6, BOT6, BUN6, BUT6, BAS6, OBA6, CAN6, BAN5, BAT5, ONS5, SON5, SUT5, TAB5, TOS5, AST4, AUT4, NOT4, NAS4, ONA4, SAN4, TON4, TUN4, TAS4, ANT3, TAN3


ANT


[isim]
  • Tanrı'yı veya kutsal bilinen bir kişiyi, bir şeyi tanık göstererek bir olayı doğrulama, yemin, kasem

Ata Sözleri ve Deyimler

  • andını bozmak
  • ant içmek
  • ant olsun
  • ant verdirmek
  • ant vermek

Birleşik Kelimeler: ant kardeşi


TAN


[isim]
  • Güneş doğmadan önceki alaca karanlık, fecir

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tan ağarmak (veya atmak veya sökmek)

Birleşik Kelimeler: tan yeli, tan yeri


AST


[isim]
  • Alt
[askerlik]
  • Rütbe veya kıdemce küçük olan asker

Birleşik Kelimeler: astsubay


AUT (Kelime Kökeni: İngilizce out)


[isim] [spor]
  • Dış

    Aut çizgisinden nefis bir orta... - Haldun Taner

Ata Sözleri ve Deyimler

  • auta atmak
  • auta çıkmak


NOT (Kelime Kökeni: Fransızca note)


[isim]
  • Bir şeyi hatırlamak için yazılan kısa yazı

    Kitaplardan birinin kenarına bir not yazmışsın. - Reşat Nuri Güntekin

[mecaz]
  • Bir şeyin niteliği üzerine edinilen kanı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • not almak
  • not atmak
  • not düşmek
  • not etmek
  • not kırmak
  • not tutmak
  • notunu vermek
  • not vermek

Birleşik Kelimeler: dipnot, geçer not, geçmez not, sonnot, tam not, ders notu, el notu


NAS (Kelime Kökeni: Arapça naṣṣ)


[isim] [eskimiş]
  • Açıklık, açık ve kesin yargı
[felsefe]
  • Dogma

ONA


[zamir]
  • O zamirinin yönelme durumu eki almış biçimi

    Yeğeninin ona çeken tek yanı yoktur. - Tarık Buğra

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ona göre hava hoş

Birleşik Kelimeler: ona buna, sözüm ona


SAN


[isim]
  • Bir kimsenin işi, mesleği veya toplum içindeki durumu ile ilgili olarak kullanılan ad, unvan, titr
[felsefe]
  • Herhangi bir şeyi, neyse o yapan nitelik, kip karşıtı

Birleşik Kelimeler: adı sanı, adıyla sanıyla


TON (Kelime Kökeni: Fransızca tonne)


[isim]
  • Bir metreküp hacminde ve + 4 °C'deki arı suyun ağırlığı
[isim] [müzik]
  • İnsan veya çalgı sesinin yükseklik, alçaklık derecesi
[dil bilgisi]
  • Ses titreşimlerinin yükselip alçalması, titrem

Birleşik Kelimeler: anlatım tonu


TUN (Kelime Kökeni: Farsça tūn)


[isim] [halk ağzında]
  • Gizli yer, köşe bucak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tundan tuna atmak

Birleşik Kelimeler: tun tun


TAS (Kelime Kökeni: Arapça ṭās)


[isim]
  • Genellikle içine sulu şeyler konulan metal vb.nden yapılmış kap
[sıfat]
  • Bu kabın alacağı miktarda olan

    İki tas pirinç.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tas gibi

Birleşik Kelimeler: tas kebabı, tas tarak, el tası, hamam tası, kafatası, karıntası, sefer tası, su tası, tıraş tası


BAN (Kelime Kökeni: Hırv. ban)


[isim] [tarih]
  • Osmanlı Devleti'nde Macaristan ve Hırvatistan'da sancak beylerine ve küçük prenslere verilen unvan

BAT


[isim] [halk ağzında]
  • Kurşun boruların ağzını açmakta kullanılan, şimşirden yapılmış, ucu sivri bir takoz türü

ONS (Kelime Kökeni: Fransızca once)


[isim]
  • Genellikle gümüş, altın ve platin gibi kıymetli metallerin veya elmas, yakut gibi değerli taşların kütlelerinin ölçülmesi için kullanılan, Fransa'da 30,59 gr, İngiltere'de 28,349 gr ağırlığında bir ağırlık ölçüsü birimi

SON


[sıfat]
  • Şimdiki zamana en yakın zamandan beri olan veya bu zamanda yapılmış, olmuş olan, ilk karşıtı

    Gündüzün son ışıklarıyla beraber sanki odadan eşya da çekiliyordu. - Peyami Safa

[isim]
  • Uç, sınır
[isim]
  • Bir şeyin en arkadan gelen bölümü, bitimi, nihayet, akıbet

    Kışın sonu. Bu yolun sonu.

[isim] [mecaz]
  • Ölüm
[isim] [anatomi]
  • Döl eşi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sona ermek
  • sona kalan dona kalır
  • son bulmak
  • son kozunu (veya kartını) oynamak
  • son noktayı koymak
  • son pişmanlık fayda vermez (veya etmez)
  • sonu gelmek
  • sonu gelmemek
  • sonunu almak
  • sonunu getirememek
  • son vermek

Birleşik Kelimeler: son adam, sonbahar, son birim, son çeyrek, son dakika, son derece, son deyiş, son ek, son görev, son gürlüğü, son hızla, son kânun, son kerte, son nefes, sonnot, son ses, son söz, son teşrin, son turfanda, son ütücü, son vazife, son yolculuk, çeyrek son, yarı son, baştan sona, hafta sonu, harman sonu, satır sonu, süre sonu, vade sonu, önünde sonunda