BASMACILIK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler



BASMACILIK harflerini içeren 6 harfli 45 kelime bulunuyor. 6 harfli BASMACILIK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

BASICI14, ACIMSI13, BAKICI13, ISICAM13, ASKICI12, ACIMIK12, ABLACI12, ALIMCI12, AKIMCI12, SILACI12, SIKICA12, ACIMAK11, ACILIK11, ACIKMA11, ACIKLI11, AKILCI11, BASILI11, ILICAK11, KISACA11, KAMACI11, KALICI11, KASACI11, LAMACI11, CAMLIK11, BASILA10, BASMAK10, BALSAM10, LAKACI10, SABIKA10, CAKALI10, ASMALI9, ASKILI9, ASILMA9, ISLAMA9, ILIMAK9, MISKAL9, MABLAK9, SALKIM9, AMALIK8, IKLAMA8, KAMALI8, KASALI8, MASLAK8, SALMAK8, SAKALI8


ÂMÂLIK


[isim]
  • Görme engellilik

IKLAMA


[isim]
  • Iklamak işi

KAMALI


[sıfat]
  • Kaması olan

    Kamalı top.


KASALI


[sıfat]
  • Kasası olan

MASLAK (Kelime Kökeni: Arapça maṣlāḳ)


[isim] [eskimiş]
  • Sürekli su akan boru

    İlerideki maslaktan su doldurmaya giden simsiyah bir zenci kızının yakasından asıldı. - Osman Cemal Kaygılı


SALMAK


[-e] [-i]
  • Bağımlılığına, tutukluluğuna veya baskı altındaki durumuna son vererek serbest kılmak, bırakmak, koyuvermek

    Derhâl kapının zincirini salıvererek kanadı arkasına kadar açtı. - Ercüment Ekrem Talu

[-e]
  • Saldırmak

    Aç kurt, yılana da salar, taşa da, dedi. - Memduh Şevket Esendal

[denizcilik]
  • Gemi demir üzerinde dört yana dönmek
[-i] [mecaz]
  • Bakmamak, ilgilenmemek, özen göstermemek

Birleşik Kelimeler: salıvermek, salıverilmek


SAKALI


[sıfat]
  • Saka hastalığına tutulmuş

    İçlerinden biri sakalı bir at gibi fena fena öksürüyordu. - Refik Halit Karay


ASMALI


[sıfat]
  • Asması olan

    Asmalı bahçe.


ASKILI


[sıfat]
  • Askısı olan

    Askılı, uzun, tiril tiril bir elbise giymişti. - Elif Şafak


ASILMA


[isim]
  • Asılmak işi

ISLAMA


[isim]
  • Islamak işi

ILIMAK


[nesnesiz]
  • Ilınmak

MISKAL (Kelime Kökeni: Farsça mūsīḳār'dan)


[isim] [eskimiş] [müzik]
  • Her biri başka perdede bir sıra kamış boğumundan yapılmış düdük, musikar

MABLAK (Kelime Kökeni: Arapça miblaʿ)


[isim] [eskimiş]
  • Hamur, merhem, boya vb. şeyleri ezip karıştırarak yoğurmak için kullanılan ve bir ucu ele alınacak biçimde saplı, öbür ucu yassı olan alet

SALKIM


[isim]
  • Üzüm gibi, birçoğu bir sap üzerinde bir arada bulunan meyve

    Bunu görünce Behzat da iki salkım muzu oradakilere dağıtmış. - Memduh Şevket Esendal

[bitki bilimi]
  • Ana saptan çıkan yan çiçekleri, sapları hep aynı uzunlukta olan çiçek durumu
[bitki bilimi]
  • Baklagillerden, salkım durumunda mor çiçekler açan ve çoğu asma gibi çardağa sarılan bir tür ağaç ve çiçeği (Wistaria sinensis)
[eskimiş] [askerlik]
  • Topla atılan demir parçaları

Birleşik Kelimeler: salkım ağacı, salkım başak, salkım küpe, salkım saçak, salkım salkım, salkım söğüt, salkım topu, morsalkım, sarısalkım, üzüm salkımı