BAHŞEDEBİLME Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler



BAHŞEDEBİLME harflerini içeren 4 harfli 75 kelime bulunuyor. 4 harfli BAHŞEDEBİLME kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Bahşedebilme ile başlayan 4 harfli kelimeler. İçinde Bahşedebilme olan 4 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

AHDİ10, DAHİ10, DEHA10, HEBA10, HİBE10, HADİ10, EHEM9, HAMİ9, İMHA9, İŞBA9, İHAM9, BADİ8, BADE8, BABİ8, BİDE8, BEBE8, DİBA8, DEBİ8, EŞME8, EHLİ8, EHİL8, EMİŞ8, HELA8, HELE8, HİLE8, HAİL8, HALE8, HALİ8, İBDA8, İLAH8, MEŞE8, ŞEMA8, ADEM7, DAİM7, DEME7, EŞLİ7, EDİM7, İDAM7, İAŞE7, LAŞE7, MİDE7, ŞİLE7, ŞALE7, ŞALİ7, ADİL6, ADLİ6, ABLİ6, BALE6, BİLE6, BELİ6, BELA6, DELİ6, ELDE6, İADE6, İDEA6, ALEM5, ALİM5, AMEL5, AMİL5, EMEL5, ELİM5, ELMA5, ELEM5, İMLA5, İMAL5, İLME5, İLAM5, LİME5, LİMA5, LAME5, MALİ5, MAİL5, MEAL5, MALE5, AİLE4


AİLE (Kelime Kökeni: Arapça ʿaʾile)


[isim] [toplum bilimi]
  • Evlilik ve kan bağına dayanan, karı, koca, çocuklar, kardeşler arasındaki ilişkilerin oluşturduğu toplum içindeki en küçük birlik

    Birbirlerine nasıl tutkun, yangın bir aile olduklarını sayıp döktü. - Lâtife Tekin

[halk ağzında]
  • Eş, karı

Birleşik Kelimeler: aile adı, aile bahçesi, aile bütçesi, aile doktoru, aile dostu, aile fotoğrafı, aile gazinosu, aile hayatı, aile hekimi, aile hukuku, aile ismi, aile mahkemesi, aile matinesi, aile meclisi, aile ocağı, aile planlaması, aile reisi, aile saadeti, büyük aile, çekirdek aile, koruyucu aile, köklü aile


ÂLEM (Kelime Kökeni: Arapça ʿālem)


[isim] [gök bilimi]
  • Evren
[zamir]
  • Herkes, başkaları

    Bu yaptığından dolayı âleme rezil oldun.

[mecaz]
  • Eğlence

    O gün evde iki gün önceki araba âlemlerini düşünüyordu. - Osman Cemal Kaygılı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • âleme verir talkını (veya telkini), kendi yutar salkımı
  • âlemin ağzı torba değil ki büzesin
  • âlemi var mı?
  • âlem yapmak

Birleşik Kelimeler: bir âlem, cümle âlem, devriâlem, dış âlem, dünya âlem, el âlem, harcıâlem, ibretiâlem, içki âlemi, kibarlar âlemi, masal âlemi, oturak âlemi, rakı âlemi

[isim]
  • Bayrak
[mecaz]
  • Simge

Ata Sözleri ve Deyimler

  • alem olmak


ÂLİM (Kelime Kökeni: Arapça ʿālim)


[isim]
  • Bilgin

    Hiçbir şeye inanmayan, ne inkılapçı ne muhafazakâr ne âlim ne şair olabilir. - Orhan Seyfi Orhon

Ata Sözleri ve Deyimler

  • âlim unutmuş, kalem unutmamış

[sıfat] [eskimiş]
  • Bilen

AMEL (Kelime Kökeni: Arapça ʿamel)


[isim]
  • Yapılan iş, edim, fiil
[din bilgisi]
  • Bir kimsenin dinin buyruklarını yerine getirmek için yaptıkları
[mecaz]
  • İshal

Birleşik Kelimeler: aksülamel


AMİL (Kelime Kökeni: Arapça ʿāmil)


[isim]
  • Etken, etmen, sebep, faktör

    Acaba bu cereyan ne gibi tarihî amillerin tesiriyle doğdu. - Fuat Köprülü


EMEL (Kelime Kökeni: Arapça emel)


[isim]
  • Gerçekleştirilmesi zamana bağlı istek

    Bu emele vasıl olmak için bütün gayretimi sarf edeceğim, elimden geleni yapacağım. - Etem İzzet Benice

Ata Sözleri ve Deyimler

  • emel beslemek
  • emeline alet etmek


ELİM (Kelime Kökeni: Arapça elīm)


[sıfat] [eskimiş]
  • Acıklı

    Geçirmiş olduğum elim sergüzeştin ve sefaletin nihayete ermiş olduğu bir gündü. - Yahya Kemal Beyatlı


ELMA


[isim] [bitki bilimi]
  • Gülgillerden, çiçekleri pembe veya beyaz bir ağaç (Pirus malus)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • elma da alma da demesini biliriz
  • elma gibi
  • elmanın dibi göl, armudun dibi yol
  • elmayı çayıra, armudu bayıra

Birleşik Kelimeler: elmabaş, elma çayı, elma hoşafı, elma kompostosu, elma sirkesi, elma suyu, elma şarabı, elma şekeri, elma şurubu, elma yanaklı, acı elma, çürük elma, ekşi elma, Kızılelma, âdemelması, Amasya elması, Amerikan elması, dağ elması, deveelması, ferik elması, fil elması, Japon elması, kabak elması, kiraz elması, misket elması, pamuk elması, şeytan elması, yer elması


ELEM (Kelime Kökeni: Arapça elem)


[isim]
  • Acı, üzüntü, dert, keder

    Bu derdi huy edinenler elem çekmez. - Necip Fazıl Kısakürek


İMLA (Kelime Kökeni: Arapça imlāʾ)


[isim]
  • Yazım

    İmla bahsi yalnız bizde değil Fransa'da dahi gariplikler uyandırmıştır. - Ahmet Rasim

[eskimiş]
  • Doldurma, doldurulma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • imla etmek
  • imlaya gelmemek


İMAL (Kelime Kökeni: Arapça iʿmāl)


[isim]
  • Ham maddeyi işleyip mal üretme

Ata Sözleri ve Deyimler

  • imal etmek


İLME


[isim]
  • İlmek işi

İLAM (Kelime Kökeni: Arapça iʿlām)


[isim] [eskimiş]
  • Bildirme, anlatma
[hukuk]
  • Bir davanın mahkemece nasıl bir hükme bağlandığını gösteren resmî belge

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ilam etmek

Birleşik Kelimeler: boşanma ilamı, veraset ilamı


LİME (Kelime Kökeni: Farsça līme)


[isim] [eskimiş]
  • Parça

Birleşik Kelimeler: lime lime


L