BADİRESİZ Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



BADİRESİZ harflerini içeren 5 harfli 27 kelime bulunuyor. 5 harfli BADİRESİZ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

BEZSİ11, BİZAR10, BİRAZ10, BEZİR10, BARİZ10, İZABE10, İBRAZ10, ZEBRA10, ABİDE9, BİDAR9, BEDİR9, BEDİİ9, DARBE9, DERBİ9, ERSİZ9, İBDAİ9, ASİDE8, AZERİ8, ADRES8, SEDİR8, ZİRAİ8, DAİRE7, İBARE7, İRADE7, İRADİ7, İDARİ7, İDARE7


DAİRE (Kelime Kökeni: Arapça dāʾire)


[isim]
  • Konut olarak kullanılan bir yapının bölümlerinden her biri, kat

    Bu koskoca binanın, pasajın arka tarafında bir kısım daireleri ayrıca kiraya verilmiş. - Halit Fahri Ozansoy

[mecaz]
  • Soyut kavramlarda belli sınır, ölçü

    Serkeşliklerden vazgeçerek edep ve itaat dairesine dönünüz! - Necip Fazıl Kısakürek

[matematik]
  • Bir çemberin içinde kalan düzlem parçası
[müzik]
  • Saz takımında usul vurmaya yarayan tef

Birleşik Kelimeler: daire kesmesi, daire parçası, dubleks daire, fasit daire, uçan daire, yarım daire, arz dairesi, askerlik dairesi, enlem dairesi, hareket dairesi, harp dairesi, istihbarat dairesi, kalorifer dairesi, kaza dairesi, kazan dairesi, lojistik dairesi, saat dairesi, vergi dairesi


İBARE (Kelime Kökeni: Arapça ʿibāre)


[isim]
  • Bir düşünceyi anlatan bir veya birkaç cümlelik söz

    Şu ibarelerin neresinde dilimizin şivesine uygunluk var? - Ahmet Rasim


İRADE (Kelime Kökeni: Arapça irāde)


[isim]
  • Bir şeyi yapıp yapmamaya karar verme gücü, istenç

    Korkunç bir irade kuvveti sarfıyla baş ucundaki lambayı yaktı. - Sait Faik Abasıyanık

[ruh bilimi] [felsefe]
  • İstenç
[eskimiş]
  • Buyruk

    Görülünce vurulması için irade bile var. - Sermet Muhtar Alus

[eskimiş]
  • İstek, dilek

    Ölüme, yaşama irademizin bir çeşit tükenişi diye bakıyoruz. - Ahmet Muhip Dranas

Birleşik Kelimeler: irade beyanı, irade dışı, irade kaybı, irade yitimi, millî irade


İRADİ (Kelime Kökeni: Arapça irādī)


[sıfat] [eskimiş] [ruh bilimi] [felsefe]
  • İstençli

İDARİ (Kelime Kökeni: Arapça idārī)


[sıfat]
  • Yönetimsel

Birleşik Kelimeler: idari bütçe


İDARE (Kelime Kökeni: Arapça idāre)


[isim]
  • Yönetme, yönetim, çekip çevirme

    Bu zat, propagandayı tertip ve idareye memur imiş. - Atatürk

Ata Sözleri ve Deyimler

  • idare etmek
  • idaresini bilmek

Birleşik Kelimeler: idare amiri, idarehane, idare hukuku, idareimaslahat, idare kandili, idare lambası, idare mahkemesi, idare meclisi, mahallî idare, merkezî idare, mülki idare, örfi idare, sivil idare, amme idaresi, kamu idaresi


ASİDE (Kelime Kökeni: Arapça ʿaṣīde)


[isim] [eskimiş]
  • Un, et ve bamya ile yapılan bir Arap yemeği

AZERİ (Kelime Kökeni: Farsça āẕer + Arapça -ī)


[isim]
  • Azerbaycan Türkü

ADRES (Kelime Kökeni: Fransızca adresse)


[isim]
  • Bir kimsenin oturduğu yer, bulunak

    Mektuplar gelir adreslerine / Şenyuva Apartmanı bodrum katı - Orhan Veli Kanık

[mecaz]
  • Bir kimsenin sık olarak gittiği yer
[mecaz]
  • Hedef gösterilen yer

    Mühim hadiselerin yanı sıra, acil durumların da şaşmaz adresiydi Celâl. - Elif Şafak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • adres bırakmak (veya vermek)
  • adres göstermek

Birleşik Kelimeler: adres defteri, adres kartı, adres kitabı, adres makinesi, adres rehberi


SEDİR (Kelime Kökeni: Arapça ṣadr)


[isim]
  • Arkalıksız, üstü minderli ve yastıklı olabilen, oturmaya veya yatmaya yarayan ev eşyası, divan

    Bizi geniş sedirlerle çevrilmiş keten örtülü bir büyük odaya aldılar. - Burhan Felek

[isim] [bitki bilimi]
  • Kozaklılardan, çiçekleri sarı veya açık yeşil renkli, boyu 40 metre kadar olabilen ve kerestesi yapı işlerinde kullanılan bir orman ağacı, dağ servisi (Cedrus)

Birleşik Kelimeler: aksedir


ZİRAİ (Kelime Kökeni: Arapça zirāʿī)


[sıfat]
  • Tarımsal

Birleşik Kelimeler: zirai işletme


ABİDE (Kelime Kökeni: Arapça ābide)


[isim] [mimarlık]
  • Anıt

    Bu hatlar, bu çiniler, bu nakışlar olmasa bu abideler de olmazdı. - Orhan Seyfi Orhon


BİDAR (Kelime Kökeni: Farsça bīdār)


[sıfat] [eskimiş]
  • Uyanık, uyumayan

BEDİR (Kelime Kökeni: Arapça bedr)


[isim] [eskimiş]
  • Dolunay

BEDİİ (Kelime Kökeni: Arapça bedīʿī)


[sıfat] [eskimiş]
  • Güzellik ölçülerine uyan, gözü gönlü okşayan, beğenilen

    En zengin, en bedii sokaklarımıza pis diyoruz. - Ömer Seyfettin

[isim] [felsefe]
  • Estetik