BABAKÖŞ ile Oluşan Kelimeler (BABAKÖŞ Kelime Türetme)



BABAKÖŞ harflerinden oluşan 16 kelime bulunuyor. BABAKÖŞ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Babaköş kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.

7 Harfli Kelimeler

BABAKÖŞ20

5 Harfli Kelimeler

AKBAŞ10, BAŞKA10, BAŞAK10

4 Harfli Kelimeler

BABA8, ŞAKA7, KABA6

3 Harfli Kelimeler

BAŞ8, AŞK6, KAŞ6, ŞAK6, ABA5, AKA3

2 Harfli Kelimeler

5, AB4, AK2


AK


[isim]
  • Kar, süt vb.nin rengi, beyaz, kara ve siyah karşıtı
[sıfat]
  • Bu renkte olan
[sıfat] [mecaz]
  • Temiz
[sıfat] [mecaz]
  • Dürüst
[sıfat] [mecaz]
  • Sıkıntısız, rahat

    Ak günler göresin.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ak akçe kara gün içindir
  • ak dediğine kara demek
  • ak don kara don geçitte belli olur
  • ak gün ağartır, kara gün karartır
  • akı ak karası kara
  • akı karası geçitte belli olur
  • akım derken bokum demek
  • ak koyun kara koyun geçit başında belli olur
  • ak koyunu gören içi dolu yağ sanır
  • ak koyunun kara kuzusu da olur
  • ak köpeğin pamuk pazarına zararı vardır
  • akla karayı seçmek
  • ak sakaldan yok sakala gelmek

Birleşik Kelimeler: ak ağa, akağaç, akamber, akasma, akbaba, akbakla, akbalık, akbalıkçıl, akbasma, akbaş, ak benek, akbuğday, akburçak, akciğer, akçöpleme, akdarı, ak demir, akdiken, akdoğan, akdut, ak gözlü, akgünlük, akhardal, ak kan, akkaraman, akkarınca, akkavak, akkefal, akkelebek, akkor, akkuş, akkuyruk, aklevrek, ak madde, akmantar, ak pak, akpas, akpelin, ak saçlı, aksakal, ak sakallı, aksedir, aksoğan, aksöğüt, aksu, aksuna, aksungur, ak sülümen, aktaş, aktavşan, aktöre, aktutma, ak yazı, ak yel, ak yem, Ak Yıldız, akyuvar, akzambak, yüzü ak, göz akı, yumurta akı, yüz akı


AKA


[isim] [halk ağzında]
  • Ağabey

AB (Kelime Kökeni: Farsça āb)


[isim] [eskimiş]
  • Su

Birleşik Kelimeler: abıhayat, abıkevser, abuhava


ABA


[isim] [halk ağzında]
  • Abla
[isim]
  • Yünün dövülmesiyle yapılan kalın ve kaba kumaş
[sıfat]
  • Bu kumaştan yapılan
[eskimiş]
  • Bu kumaştan yapılan ve dervişlerce giyilen hırka

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aba altında er yatar
  • aba altından sopa (veya değnek) göstermek
  • aba gibi
  • abanın kadri yağmurda bilinir
  • aba vakti yaba, yaba vakti aba
  • abayı sermek
  • abayı yakmak

Birleşik Kelimeler: aba güreşi



[isim]
  • Yemek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aşını, eşini, işini bil
  • aşı pişiren yağ olur, gelinin yüzü ağ olur
  • aş taşınca kepçeye paha olmaz
  • aş tuz ile, tuz oran ile

Birleşik Kelimeler: aş damı, aşerme, aşevi, aşhane, aş ocağı, alaca aş, katıklı aş, arabaşı


KABA


[sıfat]
  • Özensiz, gelişigüzel yapılmış, zevksiz, sakil, ince karşıtı

    Cebinden kaba fil dişi saplı bir de çakı çıkardı. - Ömer Seyfettin

[isim]
  • Kuyruk sokumunun her iki yanındaki şişkin yer
[mecaz]
  • Terbiyeye, inceliğe aykırı, çirkin, kötü

    Çocuklardan biri ağzından çok fena, çok kaba bir şey kaçırdı. - Osman Cemal Kaygılı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kabasını almak

Birleşik Kelimeler: kababurun, kaba but, kabadayı, kaba düzen, kaba et, kaba kâğıt, kabakulak, kaba kurgu, kaba kuşluk, kaba kuvvet, kaba saba, kaba sakal, kaba sıva, kaba sofu, kaba su, kabaşiş, kabataslak, kaba tekne, kaba yapı, kaba yel


AŞK (Kelime Kökeni: Arapça ʿaşḳ)


[isim]
  • Aşırı sevgi ve bağlılık duygusu, sevi, sevda, amor (II)

    Gönlüm düştü bu sevdaya / Gel gör beni aşk neyledi - Yunus Emre

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aşka düşmek
  • aşka gelmek
  • aşk ağlatır, dert söyletir
  • aşk olmayınca meşk olmaz
  • aşk olsun
  • aşk yapmak

Birleşik Kelimeler: aşkmerdiveni, ilanıaşk, karşılıksız aşk, yasak aşk, yıldırım aşkı


KAŞ


[isim] [anatomi]
  • Gözlerin üzerinde kemerli birer çizgi oluşturan kısa kıllar

    Alnında boncuk boncuk terler birikmişti, kaşlarının üstüne doğru sızıyordu. - Mahmut Yesari

[halk ağzında]
  • Sarp kayalık, uçurum
[halk ağzında]
  • Bağ ve bahçelerde toprak yığarak yapılan sınır, set
[halk ağzında]
  • Ocağın veya şöminenin üst tarafında bulunan, üzerine malzeme konulan çıkıntı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kaş (veya kaşını) yıkmak
  • kaş göz etmek
  • kaş göz işareti yapmak
  • kaşı (veya kaşları) çatılmak
  • kaşını gözünü eğmek
  • kaşının altında gözün var dememek
  • kaş ile göz, gerisi söz
  • kaşla göz arasında
  • kaşlarını çatmak
  • kaş yapayım derken (veya yaparken) göz çıkartmak (veya çıkarmak)

Birleşik Kelimeler: kaşbastı, kaş jölesi, çatık kaş, çatma kaş, karakaş, baca kaşı, civankaşı, eyer kaşı, ocak kaşı, yüzük kaşı

[isim]
  • Antalya iline bağlı ilçelerden biri

ŞAK


[isim]
  • Eni geniş bir şeyle vurulduğunda çıkan ses

Ata Sözleri ve Deyimler

  • şak diye

Birleşik Kelimeler: şak şak

[isim] [eskimiş]
  • Yarma, yarılma

Birleşik Kelimeler: şakketmek


ŞAKA


[isim]
  • Güldürmek, eğlendirmek amacıyla karşısındakini kırmadan yapılan hareket veya söylenen söz, latife

    Şaka ettiğini ama şakanın tadını kaçırdığını söylüyordu. - Ayla Kutlu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • şaka etmek
  • şaka gibi gelmek
  • şaka götürmemek
  • şaka kaldırmak
  • şakası yok
  • şaka söylemek
  • şakaya almak
  • şakaya gelmek
  • şakaya gelmemek
  • şakaya getirmek
  • şaka yapmak
  • şakaya sığınmak
  • şakaya vurmak
  • şakayı kakaya çevirmek
  • şakayken kaka olmak

Birleşik Kelimeler: şaka maka, şaka yollu, soğuk şaka, ağız şakası, dil şakası, el şakası, eşek şakası, kamera şakası, nisan bir şakası


BABA


[isim]
  • Çocuğu olan erkek, peder
[mecaz]
  • Anlayışlı, iyi huylu erkek
[mecaz]
  • Silah kaçakçılığı, kara para aklama ve uyuşturucu madde ticareti vb. kirli ve gizli işler yapan çetenin başı
[mecaz]
  • Koruyucu, babalık duyguları ile dolu kimse
[mecaz]
  • Ata

    Asya'daki babalarımızdan miras kalan millî şiirimizin manzum şekillerinde... - Yahya Kemal Beyatlı

[sıfat] [argo]
  • Çok kaliteli, üstün nitelikli
[eskimiş]
  • Tarikatların bazısında tekke büyüğü

    Bektaşi babası.

[eskimiş]
  • Bu gibi kimselere verilen unvan

    Gül Baba. Nur Baba. Baba İlyas.

[denizcilik]
  • Gemi veya iskelede halatın takıldığı yuvarlak başlı iri demir, ağaç veya beton dikme
[mimarlık]
  • Bir merdivende, tırabzanın sahanlıkla birleştiği yerde bulunan dikey öge

Ata Sözleri ve Deyimler

  • baba değil, tırabzan babası
  • baba koruk (veya erik) yer, oğlunun dişi kamaşır
  • babam!
  • baba malı tez tükenir, evlat gerek kazana
  • babamın adı Hıdır, elimden gelen budur
  • babam sağ olsun
  • babana rahmet
  • babanın sanatı oğla mirastır
  • baba oğluna bir bağ bağışlamış, oğul babaya bir salkım üzüm vermemiş
  • baba olmak
  • babasına rahmet okutmak
  • babasından mal kalan, merteği içinden bitmiş sanır
  • babasının (veya babalarının) çiftliği
  • babasının hayrına
  • babasının kızı
  • babasının oğlu
  • baba vergisi görümlük, koca vergisi doyumluk

Birleşik Kelimeler: baba adam, babaanne, baba boyunduruğu, baba bucağı, babacan, baba diyarı, baba dostu, babaevi, baba hindi, baba mirası, baba nasihati, baba ocağı, baba sanlı, baba soylu, baba tarafı, baba tatlısı, baba yadigârı, baba yarısı, baba yerli, babayiğit, baba yurdu, babadan kalma, âdembaba, Âdem Baba, ağababa, ana baba, ballıbaba, beybaba, büyükbaba, cicibaba, devlet baba, dönbaba, efendibaba, kayınbaba, Noel Baba, paşababa, sütbaba, şambaba, üvey baba, vaybabamcı, Bektaşi babası, dert babası, fikir babası, fukara babası, isim babası, iskele babası, öksüz babası, para babası, şambabası, tırabzan babası


BAŞ


[isim] [anatomi]
  • İnsan ve hayvanlarda beyin, göz, kulak, burun, ağız vb. organları kapsayan, vücudun üst veya önünde bulunan bölüm, kafa, ser

    Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı. - Necati Cumalı

[denizcilik]
  • Deniz teknelerinde ön taraf

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ...-nın başında gelmek (veya yer almak)
  • baş (veya başı) çekmek
  • baş (veya başını) alamamak
  • başa çıkmak
  • başa çıkmak
  • başa gelen (dert) çekilir
  • başa gelmek
  • başa gelmeyince bilinmez
  • başa güreşmek
  • baş ağır gerek, kulak sağır
  • baş ağrıtmak
  • başa vermek
  • baş bağlamak
  • baş bulmak
  • baş çevirtmek
  • baş dille tartılır
  • baş döndürmek
  • baş edebilmek
  • baş edememek
  • baş eğmek
  • baş eldeyken
  • baş etmek
  • baş gelmek
  • baş göstermek
  • baş göz etmek
  • baş göz olmak
  • başı ağrımak
  • başı bağlanmak
  • başı belada olmak
  • başı belaya girmek (veya uğramak)
  • başı çatlamak
  • başı dara düşmek
  • başı daralmak
  • başı darda kalmak
  • başı derde girmek
  • başı dönmek
  • başı göğe ermek (veya değmek)
  • başı hoş olmamak
  • başı için
  • başı kazan gibi olmak
  • başım gözüm üstüne
  • başımla beraber
  • başına (...) gelmek
  • başına balta kesilmek (veya olmak)
  • başına bela açmak
  • başına bela almak
  • başına bela olmak (veya kesilmek)
  • başına bir hâl gelmek
  • başına çalmak
  • başına çalsın!
  • başına çıkarmak
  • başına çıkmak
  • başına çorap örmek
  • başına dert açmak
  • başına dert olmak (veya kesilmek)
  • başına devlet (veya talih) kuşu konmak
  • başına dikilmek
  • başına dikmek
  • başına dolamak
  • başına dünyanın belasını sarmak
  • başına ekşimek
  • başına gaile açmak
  • başına geçirmek
  • başına geçmek
  • başına geçmek
  • başına gelen başmakçıdır
  • başına gelmek
  • başına gelmek
  • başına güneş geçmek
  • başına iş açmak
  • başına iş çıkarmak
  • başına iş çıkmak
  • başına kâhya kesilmek
  • başına kakmak (veya kakınç etmek)
  • başına kalmak
  • başına kan çıkmak
  • başına karalar bağlamak
  • başına oturmak
  • başı nâra yanmak
  • başına sarmak
  • başına taç etmek
  • başına taş düşmek (veya yağmak)
  • başına vur, ağzından lokmasını al
  • başına vurmak
  • başına yıkmak
  • başın başı, başın da başı var
  • başında beklemek (veya durmak)
  • başında değirmen çevirmek
  • başında kavak yeli (veya yelleri) esmek
  • başından almak
  • başından aşağı kaynar sular dökülmek
  • başından atmak
  • başından büyük işlere girişmek (veya kalkışmak)
  • başından geçmek
  • başından kalkmak
  • başından korkmak
  • başından savmak
  • başında olmak
  • başında paralansın
  • başında torbası eksik
  • başını acemi berbere teslim eden, pamuğunu cebinden eksik etmez
  • başını ağrıtmak
  • başını alıp gitmek
  • başını ateşlere yakmak
  • başını bağlamak
  • başını beklemek
  • başını belaya sokmak
  • başını bir yere bağlamak
  • başını bir yere sokmak
  • başını boş bırakmak
  • başını çatmak
  • başını çıkarmak
  • başını derde sokmak
  • başını dik tutmak
  • başını dinlemek
  • başını döndürmek
  • başını duman almak
  • başını ezmek
  • başını gözünü yarmak
  • başını istemek
  • başını kaldırmamak (veya kaldıramamak)
  • başını kaşımaya (veya kaşıyacak) vakti olmamak
  • başını koltuğunun altına almak
  • başını kurtarmak
  • başının altında
  • başının altından çıkmak
  • başını nâra yakmak
  • başının çaresine bakmak
  • başının derdine düşmek
  • başının etini yemek
  • başının gözünün sadakası
  • başını ortaya koymak
  • başını taştan taşa vurmak
  • başını toplamak
  • başını uçurmak
  • başını vermek
  • başını yakmak
  • başını yemek
  • başı sağ olsuna gitmek
  • başı sıkılmak (veya sıkışmak)
  • başı sıkıya gelmek
  • başı taşa değmek
  • başı tutmak
  • başı üstünde yeri olmak
  • başı yastığa düşmek
  • başı yastık yüzü görmemek
  • başı yerine gelmek
  • başı zapt olunmamak
  • baş kesmek
  • baş kes, yaş kesme
  • baş kıç olmak
  • baş kıç vurmak
  • baş kırılır (veya yarılır) fes (veya börk) içinde, kol kırılır yen (veya kürk) içinde
  • baş koşmak
  • baş koymak
  • baş nereye giderse ayak da oraya gider
  • baş olan boş olmaz
  • baş ol da istersen soğan başı ol
  • baş olmak
  • baş sağlığı, dünya varlığı
  • baş sallamak
  • başta (veya başında) bulunmak (veya olmak)
  • baştan aşmak
  • baştan çıkarmak
  • baştan çıkmak
  • baştan kara etmek
  • baştan kara gitmek
  • başta taşımak
  • baş tutamamak
  • baş tutmak
  • baş üstünde tutmak
  • baş üstünde yeri var
  • baş vermek
  • baş yakmak
  • baş yapmak
  • baş yastığı baş derdini bilmez
  • baş yemek

Birleşik Kelimeler: başağaç, başağırlık, başağrısı, baş ağrısı, başakortçu, başaktör, başaktris, başaltı, baş altı, başantrenör, başasistan, baş aşağı, başbakan, baş baş, baş başa, başbayan, başbayi, baş belası, baş bezi, baş bıçağı, baş bodoslaması, başbuğ, başçavuş, başdanışman, başdekorcu, başdelege, başdenetçi, başdenetmen, başdizgici, başdoktor, baş döndürücü, baş dönmesi, başdümenci, baş dümeni, başeczacı, başefendi, başeksper, başeser, başeski, başfiyat, başgardiyan, başgarson, başgedikli, başhakem, baş halatı, baş havlusu, başhekim, başhemşire, başhostes, başimam, başkafiye, başkahraman, başkaldırı, başkaldırmak, başkarakter, başkâtip, başkatsayı, başkemancı, başkent, başkesit, başkeşiş, başkilise, başkişi, başkomutan, başkonakçı, başkonsolos, başköşe, başkumandan, başlahana, başmabeyinci, başmakale, başmal, başmekân, başmisafir, başmuallim, başmubassır, başmuharrir, başmurakıp, başmüdür, başmüezzin, başmüfettiş, başmühendis, başmürettip, başmüsevvit, başmüşavir, başmüzakereci, başnokta, başoda, başoyuncu, başöğretmen, başörtü, başpapaz, başparmak, başpehlivan, başpiskopos, başrahip, başrejisör, başrol, başsağlığı, başsavcı, başspiker, başşehir, baştaban, baştabip, baş tacı, baştanımaz, başteknisyen, başucu, baş ucu, başuzman, başülke, başüstü, başüstüne, başvekâlet, başvekil, başvezir, başvurdurmak, başvurmak, başvuru, başvurulmak, başyapıt, başyardımcı, başyargıcı, baş yastığı, başyaver, başyazar, başyazı, başyazman, başyemek, başyıldız, başyönetmen, başyukarı, başa baş, başı açık, başı bağlı, başıboş, başıbozuk, başı bütün, başı dertte, başı devletli, başı dik, başı dimdik, başı dinç, başı dumanlı, başı havada, başı kabak, başı kalabalık, başı önünde, başı yerde, başı yukarıda, başı yumuşak, başına buyruk, baştan savma, akbaş, alabaş, altınbaş, baltabaş, büyükbaş, delibaş, demirbaş, elmabaş, erbaş, iribaş, kancabaş, karabaş, Kızılbaş, kocabaş, küçükbaş, sallabaş, sıkma baş, tokmakbaş, topbaş, üst baş, yaş baş, yeşilbaş, astsubay başçavuş, astsubay kıdemli başçavuş, adam başı, adımbaşı, asesbaşı, aşçıbaşı, atbaşı, aybaşı, ay başı, bacabaşı, barbaşı, bezirgânbaşı, binbaşı, borazancıbaşı, böcekbaşı, bölükbaşı, çarkçıbaşı, çeribaşı, çeşme başı, çeşnicibaşı, çıbanbaşı, dağbaşı, dağ başı, dakika başı, dersbaşı, dört başı mamur, düğüncübaşı, elebaşı, eşekbaşı, hafta başı, hahambaşı, hamalbaşı, hekimbaşı, humbaracıbaşı, ırgatbaşı, işbaşı, kamçıbaşı, kayabaşı, kervanbaşı, kırkyılın başı, kocabaşı, koçbaşı, kolbaşı, koltukbaşı, köprübaşı, Köprübaşı, köşebaşı, kumbaşı, kuşbaşı, kuşçubaşı, kuyruklu yıldız başı, liste başı, madde başı, masabaşı, mehterbaşı, meme başı, mimarbaşı, müneccimbaşı, obabaşı, ocakbaşı, odabaşı, omuz başı, onbaşı, oymakbaşı, ön yüzbaşı, ördekbaşı, pazarbaşı, pınar başı, saat başı, sarbanbaşı, satır başı, sekbanbaşı, semazenbaşı, sofra başı, söz başı, subaşı, şahincibaşı, tepebaşı, Tepebaşı, ustabaşı, yanı başı, yârenbaşı, yılanbaşı, yılbaşı, yiğitbaşı, yüzbaşı, canla başla, bir başına, adam başına, başlı başına, çocuk başına, kadın başına, kendi başına, kız başına, kişi başına, parça başına, tek başına, yalnız başına, aklı başında, işbaşında eğitim, masabaşında, yanı başında

[isim] [eskimiş]
  • Çıban

AKBAŞ


[isim] [hayvan bilimi]
  • Yazın kutup bölgelerinde yaşayan, kışın ılık kıyılara göçen, kısa ve ince gagalı, siyah bacaklı bir tür yabani kuş, deniz kazı (Bemicla)

BAŞKA


[sıfat]
  • Bilinenden ayrı, değişik, farklı, özge

    Başka bir şeyi daha aklıma iyice sokuyordum. - Ayla Kutlu

[edat]
  • `Ayrıca, üstelik, bir yana` anlamlarında -den başka biçiminde kullanılan bir söz

    Birinden yardım istemekten başka çıkar yol yoktu ve ben yardım isteyeceğime ölmeyi yeğlerdim. - Ayla Kutlu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • başka işi yok mu?

Birleşik Kelimeler: başka başka, başka biri


BAŞAK


[isim]
  • Arpa, buğday, yulaf vb. ekinlerin tanelerini taşıyan kılçıklı başı

    Toprak üstünde ne tütün fidanı ne buğday başağı bırakmışlar. - Abdülhak Şinasi Hisar

[halk ağzında]
  • Tarlalarda, bağlarda dökülmüş veya tek tük kalmış olan ürün

Ata Sözleri ve Deyimler

  • başak bağlamak (veya tutmak)
  • başak toplamak

Birleşik Kelimeler: salkım başak

[isim] [gök bilimi]
  • Zodyak üzerinde Aslan ile Terazi arasında bulunan takımyıldızın adı