BAŞVURDURMA Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



BAŞVURDURMA harflerini içeren 5 harfli 25 kelime bulunuyor. 5 harfli BAŞVURDURMA kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Başvurdurma ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Başvurdurma olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

VURUŞ16, AVŞAR14, DUVAR14, DAVAR13, VURMA13, VARDA13, DURUŞ12, MAVRA12, VARMA12, ABRAŞ10, DUMUR10, DUBAR10, DURUM10, DARAŞ10, BURMA9, BARDA9, DURMA9, RUMBA9, ŞUARA9, ŞAMAR9, AMBAR8, DRAMA8, DAMAR8, MARDA8, RADAR7


RADAR (Kelime Kökeni: İngilizce radar)


[isim]
  • Radyo dalgalarının yankısını alarak cisimlerin yerini ve uzaklığını bulabilen, genellikle uçak ve gemilerde kullanılan cihaz
[mecaz]
  • İçgüdü, seziş

    Büyük yurt sevgisinin yüce boyutlarını analık radarı ile pek iyi sezebilmektedir. - Haldun Taner


AMBAR (Kelime Kökeni: Farsça anbār)


[isim]
  • Genellikle tahıl saklanan yer

    Asker ambarlarında buğday var. - Halide Edip Adıvar

[mecaz]
  • Genellikle tahılın çok üretildiği yer, bölge

    Buğday ambarımız Konya.

[mimarlık]
  • Kum, çakıl vb. yapı malzemesini ölçmekte kullanılan ve her yanı çoğunlukla 75 santimetre olan küp ölçek

    Şu dört yüz elli dört kuruş, iki ambar kum. - Halit Fahri Ozansoy

[ticaret]
  • Eşya taşıma işleri yapan kurum veya ortaklık

Birleşik Kelimeler: ambar memuru, ambarda kurutma, kırkambar, tahıl ambarı


DRAMA (Kelime Kökeni: Latince)


[isim]
  • Dram

DAMAR


[isim] [anatomi]
  • Canlı varlıklarda kanın veya besleyici sıvıların dolaştığı kanal

    Alnında ve şakaklarında şişen damarlar ağrıyordu. - Peyami Safa

[mecaz]
  • Soy, yaradılış
[mecaz]
  • Huy

    Cimrilik damarı. Şairlik damarı.

[bitki bilimi]
  • İçinde ongun besi suyunun dolaştığı odunsu dokudan boru
[hayvan bilimi]
  • Böceklerde kanat zarını dik tutmaya yarayan organ

Ata Sözleri ve Deyimler

  • damardan girmek
  • damarı (veya damarları) kabarmak
  • damarı kurusun!
  • damarına (veya damarlarına) işlemek
  • damarına basmak
  • damarına çekmek
  • damarına girmek
  • damarını bulmak
  • damarı tutmak

Birleşik Kelimeler: damar aktarma, damar damar, damardaraltan, damargenişleten, damar görüntüleme, damar sertliği, damar tabaka, damar tıkanıklığı, atardamar, halkalı damar, kılcal damar, orta damar, toplardamar, damarı bozuk, bilek damarı, can damarı, cin damarı, gazel damarı, korku damarı, maden damarı, su damarı, şah damarı, iletken damarlar


MARDA (Kelime Kökeni: Rumca)


[isim]
  • Iskarta mal

BURMA


[isim]
  • Burmak işi

    Ani bir diş ağrısı gibi, manevi bir sancı ruhumu burmaya başladı. - Hüseyin Cahit Yalçın

[sıfat]
  • Burulmuş, burularak yapılmış, kıvrılmış

    Yoksa ben hiç de aptal, tutsak ruhlu, herhangi maskara herifin burma bıyıklarına hayran olan dişilerden değilim. - Halide Edip Adıvar

[halk ağzında]
  • Musluk
[halk ağzında]
  • Eğrilmek için bükülmüş yün
[halk ağzında]
  • Yaşken burularak kurutulan ot

    Arabacılık, sararsın burmayı, çalarsın kamçıyı, haylarsın hayvanı geçer gidersin. - Ahmet Rasim

[halk ağzında]
  • Kuru incir

Birleşik Kelimeler: sarığıburma


BARDA


[isim]
  • Dam ustalarının kullandığı, başının bir ucu çember parçası biçiminde eğri, öbür ucu keskin çekiç

DURMA


[isim]
  • Durmak işi

    Bu rakkasın durmasına hiçbirimiz alışık değilizdir bu evde, o hep aynı ahenkle sallanmalı. - Ahmet Muhip Dranas


RUMBA (Kelime Kökeni: Fransızca rumba)


[isim]
  • Küba'dan Amerika ve Avrupa'ya yayılan bir dans

ŞUARA (Kelime Kökeni: Arapça şuʿarā)


[isim] [eskimiş]
  • Şairler

Birleşik Kelimeler: kalem şuarası


ŞAMAR


[isim]
  • Açık elle yüze vurulan tokat, beşkardeş

    İzzetinefsime yediğim bu şamardan sersemledim. - Aka Gündüz

Ata Sözleri ve Deyimler

  • şamar atmak (veya indirmek)
  • şamar patlatmak

Birleşik Kelimeler: şamaroğlanı


ABRAŞ (Kelime Kökeni: Arapça abrāş)


[sıfat]
  • Alaca benekli

    Abraş at.

[halk ağzında]
  • Çilli, çopur yüzlü, gözleri açık renk olan (kimse)
[isim] [halk ağzında]
  • Atın tüysüz yerlerinde görülen uyuza benzer bir hastalık
[isim]
  • Cildin rengini bozup beyaz benekler ve lekeler yapan hastalık
[isim]
  • Deseni ve atkısı bozuk halı

DUMUR (Kelime Kökeni: Arapça dumūr)


[isim] [fizyoloji]
  • Körelme

Ata Sözleri ve Deyimler

  • dumura uğramak


DUBAR


[isim] [hayvan bilimi]
  • Kefalgillerden, 30-40 santimetre uzunluğunda, eti lezzetli bir tür balık (Mugil cephalus)

DURUM


[isim]
  • Bir şeyin içinde bulunduğu koşulların hepsi, vaziyet, hâl, keyfiyet, mevki, pozisyon

    Genel Sekreter, kazadaki sıtma durumu hakkında verdiğim uzun tafsilattan pek memnun kaldı. - Reşat Nuri Güntekin

[dil bilgisi]
  • Ad soyundan kelimelerin birbirleriyle edatlarla ve fiillerle ilişkilerini belirleyen biçim, hâl

    Yalın durum. Belirtme durumu. Kalma durumu.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ... durumuna düşmek
  • ... durumunda olmak (veya bulunmak)
  • durum almak
  • durumdan ders çıkarmak
  • durumdan vazife çıkarmak
  • durumu bozulmak
  • durumu düzelmek

Birleşik Kelimeler: durum eki, durum ortacı, durum ulacı, açık durum, coğrafi durum, geçerli durum, istenmeyen durum, seferî durum, süredurum, sürer durum, üç durum yasası, yalın durum, ad durumu, ayrılma durumu, belirtme durumu, bulunma durumu, çıkma durumu, çiçek durumu, dış çizgiler durumu, gün durumu, hava durumu, isim durumu, kalma durumu, tamlayan durumu, yönelme durumu, yükleme durumu