BAŞRAHİPLİK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler



BAŞRAHİPLİK harflerini içeren 6 harfli 21 kelime bulunuyor. 6 harfli BAŞRAHİPLİK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

HAŞLAK13, ŞAHİKA13, ŞAPRAK13, ŞAPLAK13, HARABİ12, İRİBAŞ11, ŞARABİ11, AHLAKİ10, AHİLİK10, HARİKA10, HARLAK10, KAPARİ10, KARİHA10, LİPARİ10, LAHİKA10, PİLAKİ10, PARLAK10, AŞİKAR9, ŞALAKİ9, BİRLİK8, BALKAR8


BİRLİK


[isim]
  • Tek, bir olma durumu, vahdaniyet

    Tanrı'nın birliğine inanır.

[sıfat]
  • Bir taneden oluşmuş, bir tane alabilen

    Birlik cezve.

[askerlik]
  • Bölük, tabur, alay vb. bir bütün sayılan topluluk

    Birliğine dönerken karısını kendi anasının babasının yanına bıraktı. - Necati Cumalı

[edebiyat]
  • Konunun bir ana düşünce çevresinde toplanması
[felsefe]
  • Bölünmezliği içeren yalın bütün
[müzik]
  • En büyük değerdeki nota, dört dörtlük

Ata Sözleri ve Deyimler

  • birlik olmak
  • birlikten kuvvet doğar

Birleşik Kelimeler: beşibirlik, günübirlik, zırhlı birlik, acemi birliği, ağız birliği, çıkarma birliği, dağ birliği, dil birliği, din birliği, el birliği, evlilik birliği, gönül birliği, görüş birliği, güç birliği, gümrük birliği, hava birliği, ırk birliği, ihtiram birliği, iş birliği, kader birliği, mal birliği, mekanize birliği, oy birliği, söz birliği, şirketler birliği, tören birliği, varlık birliği, yüklem birliği, paraşüt birlikleri, üç birlik kuralı, iş birlikli


BALKAR


[isim]
  • Malkar

AŞİKÂR (Kelime Kökeni: Farsça āşikār)


[sıfat]
  • Açık, apaçık, belli, meydanda

    Tek bir yudum bile almıyordu bardağından ama zaten yeterince içtiği aşikârdı. - Elif Şafak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aşikâr etmek
  • aşikâr olmak


ŞALAKİ (Kelime Kökeni: Farsça şāl + Yunanca)


[isim] [eskimiş]
  • Şal taklidi kumaş

AHLAKİ (Kelime Kökeni: Arapça aḫlāḳī)


[sıfat]
  • Ahlaka uygun, ahlakla ilgili, aktöresel, sağtöresel

    Bütün vaktim babamın verdiği ahlaki kitapları okumakla geçer. - Ömer Seyfettin

Birleşik Kelimeler: ahlaki vazife


AHİLİK


[isim]
  • Cömertlik
[isim]
  • Kökleri eski Türk törelerine dayanan ve Anadolu'da yüksek bir gelişim gösteren esnaf, zanaatçı, çiftçi vb. bütün çalışma kollarını içine alan ocak

HARİKA (Kelime Kökeni: Arapça ḫāriḳa)


[sıfat]
  • Yaradılışın ve imkânların üstünde nitelikleriyle insanda hayranlık uyandıran

    Türk tarihi harikalarla doludur.

[mecaz]
  • Çok büyük bir hayranlık uyandıran, eksiksiz, kusursuz, tam, mükemmel

    Harika fikir doğrusu, kim akıl ettiyse iyi akıl etmiş. - Attila İlhan

[ünlem]
  • `Güzel` anlamında kullanılan bir söz

Ata Sözleri ve Deyimler

  • harikalar yaratmak


HARLAK


[isim] [halk ağzında]
  • Harıltı ile akan su, çağlayan

KAPARİ (Kelime Kökeni: Rumca)


[isim] [bitki bilimi]
  • Gebre otu

KARİHA (Kelime Kökeni: Arapça ḳarīḥa)


[isim] [eskimiş]
  • Düşünme gücü

LİPARİ (Kelime Kökeni: Rumca)


[isim] [hayvan bilimi]
  • Çirozluktan sonra yağlanmaya başlayan uskumru

LAHİKA (Kelime Kökeni: Arapça lāḥiḳa)


[isim] [eskimiş] [dil bilgisi]
  • Ek

PİLAKİ (Kelime Kökeni: Rumca)


[isim]
  • İçine soğan, sarımsak, maydanoz, havuç vb. katılarak zeytinyağıyla pişirilen ve soğuk olarak yenen yemek

    Balık pilakisi.

[sıfat] [argo]
  • Aptal, ahmak

Birleşik Kelimeler: barbunya pilakisi, fasulye pilakisi


PARLAK


[sıfat]
  • Parlayan, ışıldayan

    Siyah, çıplak dallarda henüz kuruyamayan su damlaları parlak, mavi birer boncuk gibi parlıyordu. - Halide Edip Adıvar

[mecaz]
  • Göze çarpacak kadar başarılı

    Birinci İnönü Harbi'ni parlak bir zaferle kazandık. - Aka Gündüz

[kaba konuşmada]
  • Yüzü güzel (oğlan)

İRİBAŞ


[isim] [hayvan bilimi]
  • Kuyruksuz kurbağanın yumurtadan yeni çıkmış kurtçuğu