BAĞRIŞABİLME Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler



BAĞRIŞABİLME harflerini içeren 6 harfli 24 kelime bulunuyor. 6 harfli BAĞRIŞABİLME kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Bağrışabilme ile başlayan 6 harfli kelimeler. İçinde Bağrışabilme olan 6 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

BAĞRIŞ19, BAĞLAM16, MEBLAĞ16, AĞRIMA15, BAŞMAL12, BAŞARI12, AŞIRMA11, AŞILMA11, ALIŞMA11, ALAŞIM11, BABALI11, MAAŞLI11, MAŞALI11, ŞAMALI11, ŞARABİ11, EBABİL10, REBABİ10, ŞEMAİL10, AMBALE9, BARLAM9, LAMBRİ9, ARMALI8, AMİRAL7, MAAİLE7


AMİRAL (Kelime Kökeni: Fransızca amiral)


[isim] [askerlik]
  • Rütbesi general ile aynı olan deniz subayı

    Amiralin sözlerine inanmak lazım, boş konuşmaz. - Feridun Fazıl Tülbentçi

Birleşik Kelimeler: büyük amiral, koramiral, oramiral, tuğamiral, tümamiral, visamiral


MAAİLE (Kelime Kökeni: Arapça maʿaʿāʾile)


[zarf] [eskimiş]
  • Ailece, ev halkıyla birlikte

    Bizim evin bacası çekmiyor. Bütün kış, maaile kömür vuruyor bizi bu yüzden. - Nazım Hikmet


ARMALI


[sıfat]
  • Arma bulunan

AMBALE (Kelime Kökeni: Fransızca emballé)


[isim]
  • `Birini düşünemez duruma getirmek, çok yormak, fazla gaz vererek otomobili çalışamaz duruma getirmek` anlamlarındaki ambale etmek ve `çok yorulup iş göremez, düşünemez duruma gelmek` anlamındaki ambale olmak birleşik fiillerinde geçen bir söz

BARLAM (Kelime Kökeni: Rumca)


[isim]
  • İnce pullu, sırtı açık kahverengi, yanları ve karnı beyaz, ortalama 30-40 santimetre boyunda, Marmara ve Ege deniziyle Akdeniz'de bol bulunan bir tür balık (Merluccius merluccius)

LAMBRİ (Kelime Kökeni: Fransızca lambris)


[isim] [mimarlık]
  • Bir yapının iç duvar kaplaması

    Ahşap lambri. Mermer lambri.


EBABİL (Kelime Kökeni: Arapça ebābīl)


[isim] [hayvan bilimi]
  • Sağanlardan, kentler ve açık alanlarda yaşayan, kırlangıca göre kanatları daha uzun ve kavisli bir tür kuş, dağ kırlangıcı (Apus apus)

REBABİ (Kelime Kökeni: Arapça rebābī)


[isim] [eskimiş]
  • Rebap çalan kimse
[sıfat] [mecaz]
  • İnce, duygulu

    Mesela en rebabi olan bir fazilet ... aşk, değil mi? - Ömer Seyfettin


ŞEMAİL (Kelime Kökeni: Arapça şemāʾil)


[isim] [eskimiş]
  • Dış görünüş

AŞIRMA


[isim]
  • Aşırmak işi

    Hemen bir yolunu bulurlar yükü üstlerinden aşırmanın. - Adalet Ağaoğlu

[mimarlık]
  • Yapı çatılarında uzun mertek, aşık
[sıfat]
  • Aşırılmış

    Aşırma bir eser.

[halk ağzında]
  • Küçük kazan, kova, bakraç
[edebiyat]
  • Başkalarının yazılarından bölümler, dizeler alıp kendisininmiş gibi gösterme veya başkalarının konularını benimseyip değişik bir biçimde anlatma, intihal
[hukuk]
  • Özellikle para aşırma, aşırtı, ihtilas

Birleşik Kelimeler: aşırma kayış


AŞILMA


[isim]
  • Aşılmak durumu

    Fakat asıl temennim onların daha yüksek düşünceler için aşılması gereken basamaklar olmasıdır. - Mehmet Kaplan


ALIŞMA


[isim]
  • Alışmak işi, istinas, ülfet

    İşin çetinliği devam ve alışma sayesinde hissedilmez olur. - Necip Fazıl Kısakürek


ALAŞIM


[isim] [kimya]
  • Bir metalin belli oranlarda bir veya birkaç metalle ergimesiyle oluşan yeni metal, halita

Birleşik Kelimeler: alaşım korozyonu, bakır alaşımı


BABALI


[sıfat]
  • Babası olan

Birleşik Kelimeler: dokuz babalı

[sıfat] [halk ağzında]
  • Zaman zaman sinir nöbeti geçiren

MAAŞLI


[sıfat]
  • Aylıklı

    Biri bir koca görür rüyasında / Yüz lira maaşlı kibar bir adam - Orhan Veli Kanık