B ile Başlayan Ş ile Biten Kelimeler



B ile başlayan Ş ile biten 165 kelime bulundu.Ş ile başlayan B ile biten kelimeler

15 Harfli Kelimeler

BÖLÜMLENDİRİLİŞ31, BOYUTLANDIRILIŞ29, BELGELENDİRİLİŞ26

14 Harfli Kelimeler

BİLİNÇLENDİRİŞ24

13 Harfli Kelimeler

BOYUTLANDIRIŞ26, BİÇİMLENDİRİŞ24, BİLGİLENDİRİŞ24, BELGELENDİRİŞ24, BİRLEŞTİRİLİŞ21

12 Harfli Kelimeler

BORÇLANDIRIŞ25, BİTİŞTİRİLİŞ20, BENİMSETİLİŞ19

11 Harfli Kelimeler

BAŞMÜFETTİŞ28, BOYNUZLAYIŞ26, BONCUKLANIŞ22, BALLANDIRIŞ20, BİLİNÇLENİŞ19, BİRLEŞTİRİŞ19

10 Harfli Kelimeler

BAĞIŞLAYIŞ29, BAĞIŞLATIŞ27, BAĞIŞLANIŞ27, BOĞUMLANIŞ26, BAĞITLAYIŞ26, BÖBÜRLENİŞ25, BULGULAYIŞ24, BÖLÜMLENİŞ24, BAĞITLANIŞ24, BOMBALAYIŞ22, BIÇAKLAYIŞ22, BULGULANIŞ22, BOŞALTILIŞ21, BOMBALANIŞ20, BOYUTLANIŞ20, BİÇİMLENİŞ19, BİLGİLENİŞ19, BAŞAKLANIŞ19, BASTIRILIŞ19, BENİMSEYİŞ19
Tümünü Gör

9 Harfli Kelimeler

BOŞVERMİŞ25, BÜYÜTÜLÜŞ24, BUĞULANIŞ24, BÜYÜLEYİŞ22, BOCALAYIŞ21, BEĞENİLİŞ21, BÜYÜLENİŞ20, BOCALATIŞ19, BOYATILIŞ19, BORÇLANIŞ19, BEŞKARDEŞ19, BIRAKILIŞ17, BATIRILIŞ17, BAKAKALIŞ15, BİTİRİLİŞ14

8 Harfli Kelimeler

BAŞÇAVUŞ26, BAĞLAYIŞ23, BÜYÜKBAŞ21, BOZDURUŞ21, BAĞLANIŞ21, BÜZÜKTAŞ20, BAŞLAYIŞ19, BOŞALTIŞ18, BENZEYİŞ18, BOYLANIŞ17, BAŞLATIŞ17, BEŞİKTAŞ16, BASTIRIŞ16, BESLEYİŞ16, BENZETİŞ16, BİLDİRİŞ15, BALTABAŞ15, BELLEYİŞ15, BEKLEYİŞ15, BİTİRMİŞ14
Tümünü Gör

7 Harfli Kelimeler

BÖĞÜRÜŞ29, BOĞULUŞ22, BÜYÜYÜŞ22, BÖLÜNÜŞ22, BÜZÜLÜŞ21, BÜYÜTÜŞ20, BÜRÜYÜŞ20, BABAKÖŞ20, BAŞIBOŞ19, BEĞENİŞ19, BOYAYIŞ18, BÜRÜNÜŞ18, BÜKÜLÜŞ18, BOZULUŞ18, BUDAYIŞ18, BOŞANIŞ17, BOŞALIŞ17, BOZARIŞ17, BEZEYİŞ17, BECAYİŞ17
Tümünü Gör

6 Harfli Kelimeler

BAĞDAŞ20, BAĞRIŞ19, BAHŞİŞ18, BOMBOŞ16, BOYDAŞ16, BERDUŞ14, BENZEŞ14, BEŞTAŞ14, BAYKUŞ14, BÜKREŞ13, BİLMİŞ12

5 Harfli Kelimeler

BÖLÜŞ18, BAĞIŞ18, BİHUŞ15, BOZUŞ15, BÜKÜŞ14, BİÇİŞ13, BEZİŞ13, BIKIŞ12, BULUŞ12, BASIŞ12, BRONŞ11, BARIŞ11, BAKIŞ11, BATIŞ11, BİTİŞ10, BİNİŞ10, BİLİŞ10, BRANŞ10, BELEŞ10

4 Harfli Kelimeler

BORŞ10, BROŞ10, BREŞ9

3 Harfli Kelimeler

BOŞ9, BAŞ8, BEŞ8


BAŞ


[isim] [anatomi]
  • İnsan ve hayvanlarda beyin, göz, kulak, burun, ağız vb. organları kapsayan, vücudun üst veya önünde bulunan bölüm, kafa, ser

    Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı. - Necati Cumalı

[denizcilik]
  • Deniz teknelerinde ön taraf

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ...-nın başında gelmek (veya yer almak)
  • baş (veya başı) çekmek
  • baş (veya başını) alamamak
  • başa çıkmak
  • başa çıkmak
  • başa gelen (dert) çekilir
  • başa gelmek
  • başa gelmeyince bilinmez
  • başa güreşmek
  • baş ağır gerek, kulak sağır
  • baş ağrıtmak
  • başa vermek
  • baş bağlamak
  • baş bulmak
  • baş çevirtmek
  • baş dille tartılır
  • baş döndürmek
  • baş edebilmek
  • baş edememek
  • baş eğmek
  • baş eldeyken
  • baş etmek
  • baş gelmek
  • baş göstermek
  • baş göz etmek
  • baş göz olmak
  • başı ağrımak
  • başı bağlanmak
  • başı belada olmak
  • başı belaya girmek (veya uğramak)
  • başı çatlamak
  • başı dara düşmek
  • başı daralmak
  • başı darda kalmak
  • başı derde girmek
  • başı dönmek
  • başı göğe ermek (veya değmek)
  • başı hoş olmamak
  • başı için
  • başı kazan gibi olmak
  • başım gözüm üstüne
  • başımla beraber
  • başına (...) gelmek
  • başına balta kesilmek (veya olmak)
  • başına bela açmak
  • başına bela almak
  • başına bela olmak (veya kesilmek)
  • başına bir hâl gelmek
  • başına çalmak
  • başına çalsın!
  • başına çıkarmak
  • başına çıkmak
  • başına çorap örmek
  • başına dert açmak
  • başına dert olmak (veya kesilmek)
  • başına devlet (veya talih) kuşu konmak
  • başına dikilmek
  • başına dikmek
  • başına dolamak
  • başına dünyanın belasını sarmak
  • başına ekşimek
  • başına gaile açmak
  • başına geçirmek
  • başına geçmek
  • başına geçmek
  • başına gelen başmakçıdır
  • başına gelmek
  • başına gelmek
  • başına güneş geçmek
  • başına iş açmak
  • başına iş çıkarmak
  • başına iş çıkmak
  • başına kâhya kesilmek
  • başına kakmak (veya kakınç etmek)
  • başına kalmak
  • başına kan çıkmak
  • başına karalar bağlamak
  • başına oturmak
  • başı nâra yanmak
  • başına sarmak
  • başına taç etmek
  • başına taş düşmek (veya yağmak)
  • başına vur, ağzından lokmasını al
  • başına vurmak
  • başına yıkmak
  • başın başı, başın da başı var
  • başında beklemek (veya durmak)
  • başında değirmen çevirmek
  • başında kavak yeli (veya yelleri) esmek
  • başından almak
  • başından aşağı kaynar sular dökülmek
  • başından atmak
  • başından büyük işlere girişmek (veya kalkışmak)
  • başından geçmek
  • başından kalkmak
  • başından korkmak
  • başından savmak
  • başında olmak
  • başında paralansın
  • başında torbası eksik
  • başını acemi berbere teslim eden, pamuğunu cebinden eksik etmez
  • başını ağrıtmak
  • başını alıp gitmek
  • başını ateşlere yakmak
  • başını bağlamak
  • başını beklemek
  • başını belaya sokmak
  • başını bir yere bağlamak
  • başını bir yere sokmak
  • başını boş bırakmak
  • başını çatmak
  • başını çıkarmak
  • başını derde sokmak
  • başını dik tutmak
  • başını dinlemek
  • başını döndürmek
  • başını duman almak
  • başını ezmek
  • başını gözünü yarmak
  • başını istemek
  • başını kaldırmamak (veya kaldıramamak)
  • başını kaşımaya (veya kaşıyacak) vakti olmamak
  • başını koltuğunun altına almak
  • başını kurtarmak
  • başının altında
  • başının altından çıkmak
  • başını nâra yakmak
  • başının çaresine bakmak
  • başının derdine düşmek
  • başının etini yemek
  • başının gözünün sadakası
  • başını ortaya koymak
  • başını taştan taşa vurmak
  • başını toplamak
  • başını uçurmak
  • başını vermek
  • başını yakmak
  • başını yemek
  • başı sağ olsuna gitmek
  • başı sıkılmak (veya sıkışmak)
  • başı sıkıya gelmek
  • başı taşa değmek
  • başı tutmak
  • başı üstünde yeri olmak
  • başı yastığa düşmek
  • başı yastık yüzü görmemek
  • başı yerine gelmek
  • başı zapt olunmamak
  • baş kesmek
  • baş kes, yaş kesme
  • baş kıç olmak
  • baş kıç vurmak
  • baş kırılır (veya yarılır) fes (veya börk) içinde, kol kırılır yen (veya kürk) içinde
  • baş koşmak
  • baş koymak
  • baş nereye giderse ayak da oraya gider
  • baş olan boş olmaz
  • baş ol da istersen soğan başı ol
  • baş olmak
  • baş sağlığı, dünya varlığı
  • baş sallamak
  • başta (veya başında) bulunmak (veya olmak)
  • baştan aşmak
  • baştan çıkarmak
  • baştan çıkmak
  • baştan kara etmek
  • baştan kara gitmek
  • başta taşımak
  • baş tutamamak
  • baş tutmak
  • baş üstünde tutmak
  • baş üstünde yeri var
  • baş vermek
  • baş yakmak
  • baş yapmak
  • baş yastığı baş derdini bilmez
  • baş yemek

Birleşik Kelimeler: başağaç, başağırlık, başağrısı, baş ağrısı, başakortçu, başaktör, başaktris, başaltı, baş altı, başantrenör, başasistan, baş aşağı, başbakan, baş baş, baş başa, başbayan, başbayi, baş belası, baş bezi, baş bıçağı, baş bodoslaması, başbuğ, başçavuş, başdanışman, başdekorcu, başdelege, başdenetçi, başdenetmen, başdizgici, başdoktor, baş döndürücü, baş dönmesi, başdümenci, baş dümeni, başeczacı, başefendi, başeksper, başeser, başeski, başfiyat, başgardiyan, başgarson, başgedikli, başhakem, baş halatı, baş havlusu, başhekim, başhemşire, başhostes, başimam, başkafiye, başkahraman, başkaldırı, başkaldırmak, başkarakter, başkâtip, başkatsayı, başkemancı, başkent, başkesit, başkeşiş, başkilise, başkişi, başkomutan, başkonakçı, başkonsolos, başköşe, başkumandan, başlahana, başmabeyinci, başmakale, başmal, başmekân, başmisafir, başmuallim, başmubassır, başmuharrir, başmurakıp, başmüdür, başmüezzin, başmüfettiş, başmühendis, başmürettip, başmüsevvit, başmüşavir, başmüzakereci, başnokta, başoda, başoyuncu, başöğretmen, başörtü, başpapaz, başparmak, başpehlivan, başpiskopos, başrahip, başrejisör, başrol, başsağlığı, başsavcı, başspiker, başşehir, baştaban, baştabip, baş tacı, baştanımaz, başteknisyen, başucu, baş ucu, başuzman, başülke, başüstü, başüstüne, başvekâlet, başvekil, başvezir, başvurdurmak, başvurmak, başvuru, başvurulmak, başyapıt, başyardımcı, başyargıcı, baş yastığı, başyaver, başyazar, başyazı, başyazman, başyemek, başyıldız, başyönetmen, başyukarı, başa baş, başı açık, başı bağlı, başıboş, başıbozuk, başı bütün, başı dertte, başı devletli, başı dik, başı dimdik, başı dinç, başı dumanlı, başı havada, başı kabak, başı kalabalık, başı önünde, başı yerde, başı yukarıda, başı yumuşak, başına buyruk, baştan savma, akbaş, alabaş, altınbaş, baltabaş, büyükbaş, delibaş, demirbaş, elmabaş, erbaş, iribaş, kancabaş, karabaş, Kızılbaş, kocabaş, küçükbaş, sallabaş, sıkma baş, tokmakbaş, topbaş, üst baş, yaş baş, yeşilbaş, astsubay başçavuş, astsubay kıdemli başçavuş, adam başı, adımbaşı, asesbaşı, aşçıbaşı, atbaşı, aybaşı, ay başı, bacabaşı, barbaşı, bezirgânbaşı, binbaşı, borazancıbaşı, böcekbaşı, bölükbaşı, çarkçıbaşı, çeribaşı, çeşme başı, çeşnicibaşı, çıbanbaşı, dağbaşı, dağ başı, dakika başı, dersbaşı, dört başı mamur, düğüncübaşı, elebaşı, eşekbaşı, hafta başı, hahambaşı, hamalbaşı, hekimbaşı, humbaracıbaşı, ırgatbaşı, işbaşı, kamçıbaşı, kayabaşı, kervanbaşı, kırkyılın başı, kocabaşı, koçbaşı, kolbaşı, koltukbaşı, köprübaşı, Köprübaşı, köşebaşı, kumbaşı, kuşbaşı, kuşçubaşı, kuyruklu yıldız başı, liste başı, madde başı, masabaşı, mehterbaşı, meme başı, mimarbaşı, müneccimbaşı, obabaşı, ocakbaşı, odabaşı, omuz başı, onbaşı, oymakbaşı, ön yüzbaşı, ördekbaşı, pazarbaşı, pınar başı, saat başı, sarbanbaşı, satır başı, sekbanbaşı, semazenbaşı, sofra başı, söz başı, subaşı, şahincibaşı, tepebaşı, Tepebaşı, ustabaşı, yanı başı, yârenbaşı, yılanbaşı, yılbaşı, yiğitbaşı, yüzbaşı, canla başla, bir başına, adam başına, başlı başına, çocuk başına, kadın başına, kendi başına, kız başına, kişi başına, parça başına, tek başına, yalnız başına, aklı başında, işbaşında eğitim, masabaşında, yanı başında

[isim] [eskimiş]
  • Çıban

BEŞ


[isim]
  • Dörtten sonra gelen sayının adı
[sıfat]
  • Dörtten bir artık
[eskimiş]
  • İlkokul

    Biz okumadık, beşi bitirdik. - Tarık Dursun K.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • beş aşağı beş yukarı
  • beş parmağın beşi bir olmaz
  • beş parmağın hangisini kessen acımaz?

Birleşik Kelimeler: beş beter, beşbıyık, beş binlik, beş bir, beş dört, beş duyu, beş iki, beşkardeş, beş milyonluk, beşon, beş para, beş parasız, beşparmak, beşpençe, beştaş, beş üç, beş vakit, beş yüzlü, beş yüzlük, beşibirarada, beşibirlik, beşibiryerde, dübeş, şeşbeş, üç beş


BREŞ (Kelime Kökeni: Fransızca brèche)


[isim] [jeoloji]
  • Doğal çimento ile lavlı, kavkılı, kabuklu, kemikli kırıntıların kaynaşmasıyla oluşmuş kütle

BOŞ


[sıfat]
  • İçinde, üstünde hiç kimse veya hiçbir şey bulunmayan, dolu karşıtı

    Yaralı kaymakamla iki emir eri de boş kalan kompartımana rahatça yerleştiler. - Aka Gündüz

[mecaz]
  • Anlamsız

    Bütün bunlar güneşli ve rüzgârlı bir günün boş vaatleri miydi? - Nazım Hikmet

[mecaz]
  • Bilgisiz

    Daha meselesiz, daha cahil, daha boş, daha yakışıklıydılar. - Sait Faik Abasıyanık

[mecaz]
  • Bir işe yaramayan, yararsız

    Yaşlı başlı insanlarız, dedi. Birbirimizi boş tesellilerle aldatacak değiliz. - Reşat Nuri Güntekin

[zarf] [mecaz]
  • Habersiz, hazırlıksız bir biçimde

    Tatar dilencinin küfürlerine işte böyle boş yakalandım. - Orhan Pamuk

Ata Sözleri ve Deyimler

  • boşa almak
  • boşa çıkarmak
  • boşa çıkmak
  • boşa gitmek
  • boşa koysan dolmaz, doluya koysan almaz
  • boş atıp dolu tutmak (veya vurmak)
  • boşa vermek
  • boş başak dik durur
  • boş bırakmak
  • boş bırakmamak
  • boş bulunmak
  • boş çıkmak
  • boş çıkmamak
  • boş çuval ayakta (veya dik) durmaz
  • boş dönmek
  • boş durmak
  • boş durmamak
  • boş düşmek
  • boş gezenin boş kalfası
  • boş gezmek (veya gezinmek)
  • boş gezmekten bedava çalışmak yeğdir
  • boş gözlerle bakmak
  • boş ite menzil olmaz
  • boş kalmak
  • boş kile dipsiz ambar
  • boş konuşmamak
  • boş koymak
  • boş ol (veya olsun)
  • boş oturmak
  • boşta gezmek
  • boşta kalmak
  • boş torba ile at tutulmaz
  • boş ver!
  • boş vermek
  • boş yerine vurmak

Birleşik Kelimeler: boşboğaz, boş boş, boş inanç, boş kafalı, boş kâğıdı, boş küme, boş laf, boş yere, boşu boşuna, başıboş, eli boş, içi boş, kafası boş


BİTİŞ


[isim]
  • Bitme işi

    Romanlarda olduğu gibi bir başlangıç, bir bitiş arzu ediyordu. - Sait Faik Abasıyanık

[müzik]
  • Bir müzik parçasının son bölümü, final

BİNİŞ


[isim]
  • Binme işi

    Bütün kabahat vapura biletsiz olarak binişimde ise bunun sebebini herkes çoktan öğrenmiş olmak lazım gelir. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[tarih]
  • Yüksek aşamalı bilginlerin ve yeniçeri subaylarının giydikleri cübbe
[eskimiş]
  • Atlı alay
[eskimiş]
  • Atlı alayda giyilen giysi

BİLİŞ


[isim] [ruh bilimi]
  • Canlının, bir nesne veya olayın varlığına ilişkin bilgili ve bilinçli duruma gelmesi, vukuf

    Dereceler sonsuz fakat bizim biliş ve bildiriş vasıtalarımız sınırlı, kıyas basamaklarımız sayılı. - Necip Fazıl Kısakürek

[halk ağzında]
  • Bildik, tanıdık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • biliş çıkmak


BRANŞ (Kelime Kökeni: Fransızca branche)


[isim]
  • Kol

BELEŞ (Kelime Kökeni: Arapça bilāşeyʾ)


[sıfat] [argo]
  • Karşılıksız, emeksiz, parasız elde edilen, müft

Ata Sözleri ve Deyimler

  • beleş atın dişine (veya yaşına) bakılmaz
  • beleşe konmak


BOR


[sıfat] [halk ağzında]
  • İşlenmemiş, taşlık, sert, ekilmemiş (toprak), borak
[isim] [kimya]
  • Atom numarası 5, atom ağırlığı 10,8, yoğunluğu 2,45 olan, tabiatta bor asidi veya boratlar durumunda bulunan basit element (simgesi B)
[isim]
  • Niğde iline bağlı ilçelerden biri

BROŞ (Kelime Kökeni: Fransızca broche)


[isim]
  • Kadınların takındıkları süs iğnesi

BRONŞ (Kelime Kökeni: Fransızca bronche)


[isim] [anatomi]
  • Soluk borusunun akciğerlere giden iki kolundan her biri ve bunların dalları

BARIŞ


[isim]
  • Barışma işi

    Biz baba kız biliyorduk ki bu gibi kaçışlar, bir barışla biter. - Memduh Şevket Esendal

Ata Sözleri ve Deyimler

  • barış görüş olmak
  • barış yapmak

Birleşik Kelimeler: barışsever, iç barış, çalışma barışı


BAKIŞ


[isim]
  • Bakma işi

    Görenin kanını kaynatan bir tadı vardı duruşunun, bakışının. - Yaşar Kemal

Ata Sözleri ve Deyimler

  • bakış atmak

Birleşik Kelimeler: bakış açısı, bakış tarzı, içe bakış, süzgün bakış, yan bakış, horoz bakışı, kuş bakışı, ceylan bakışlı, koyun bakışlı, neyzen bakışlı, şahin bakışlı, ilk bakışta


BATIŞ


[isim]
  • Batma işi

    Gün batışını gördün ya, öyleyse doğuşu da seyret. - Ahmet Kabaklı