BÖLDÜREBİLMEK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler



BÖLDÜREBİLMEK harflerini içeren 6 harfli 44 kelime bulunuyor. 6 harfli BÖLDÜREBİLMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

BÖBREK16, BÖLMEK15, ÖRÜLME15, ÖDEMLİ15, ÖDEMEK15, KÖREBE14, ÖMERLİ13, KÖLELİ12, DÜRMEK11, MÜDRİK11, MÜDİRE11, BERDEL10, BELEDİ10, DİLBER10, BİLMEK9, BİLEME9, BELLEM9, DİREME9, DİLMEK9, DELMEK9, DEMLİK9, DİLEME9, DERLEM9, DERMEK9, EDİLME9, KÜREME9, KÜMELİ9, ÜREMEK9, ÜREMİK9, BERELİ8, BELLİK8, BELLEK8, DİLLEK8, DERELİ8, EBELİK8, ELDELİ8, ERİMEK7, EKİLME7, EMEKLİ7, ELEMLİ7, KERİME7, KELİME7, MELİKE7, LEKELİ6


LEKELİ


[sıfat]
  • Herhangi bir sebeple üzerinde leke oluşmuş, lekesi olan

    Armutların en fenası, en kavruk, en lekeli ve en hamı bile asildir. - Refik Halit Karay

[mecaz]
  • Kötü tanınmış, lekelenmiş

Birleşik Kelimeler: lekeli humma


ERİMEK


[nesnesiz]
  • Katı cisim sıvı içine karışarak sıvı durumuna geçmek

    Şeker suda erir.

[mecaz]
  • Çok zayıflamak

    Günden güne eriyen Kerime'yi, o tek kardeşimi kurtarabilirim ümidiyle size koştum. - Aka Gündüz

[mecaz]
  • Utancından çok sıkılmak
[mecaz]
  • Yok olmak, bitmek, tükenmek

    Güzel hayatımız da bir göz açıp kapayışta eridi. - Refik Halit Karay

Ata Sözleri ve Deyimler

  • eriyip bitmek
  • eriyip gitmek

Birleşik Kelimeler: erim erim


EKİLME


[isim]
  • Ekilmek işi

EMEKLİ


[sıfat]
  • Emek harcanarak elde edilen, zor, zahmetli
[isim]
  • Belirli bir süre çalıştıktan sonra kanunlar gereği işi ile ilgisi kesilerek kendisine aylık bağlanmış olan kimse, tekaüt

    Buraya gelenler hep asker emeklileridir. - Haldun Taner

Ata Sözleri ve Deyimler

  • emekli olmak
  • emekliye ayırmak (veya çıkarmak veya çıkartmak)
  • emekliye ayrılmak (veya çıkmak)
  • emekliye sevk etmek

Birleşik Kelimeler: emekli aylığı, emekli ikramiyesi, emekli maaşı, malulen emekli


ELEMLİ


[sıfat]
  • Üzüntülü, kederli

    Çektiği elemli aşkla mesut olmasa da bunları sevdiği şüphesizdir. - Abdülhak Şinasi Hisar


KERİME (Kelime Kökeni: Arapça kerīme)


[isim] [eskimiş]
  • Kız evlat

KELİME (Kelime Kökeni: Arapça kelime)


[isim]
  • Anlamlı ses veya ses birliği, söz, sözcük, lügat

    Tayyare kelimesine alışan millet, uçak kelimesine de alışır. - Orhan Veli Kanık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kelimeleri tartarak konuşmak
  • kelimenin tam anlamıyla

Birleşik Kelimeler: kelime cambazı, kelime hazinesi, kelimeişehadet, kelime kadrosu, kelime karışıklığı, kelime oyunu, kelime sıklığı, kelime türü, kelime vurgusu, kelimesi kelimesine, anahtar kelime, basit kelime, birleşik kelime, bitişik kelime, kesik kelime, kısaltmalı kelime, taklidî kelime, türemiş kelime, yalın kelime, olumsuzluk kelimesi


MELİKE (Kelime Kökeni: Arapça melike)


[isim] [eskimiş]
  • Kadın hükümdar

    Saba melikesi Belkıs da kendisine Yemen iklimlerinin en güzel atlarından hediyeler göndermişti. - Necip Fazıl Kısakürek

Birleşik Kelimeler: çayırmelikesi


BERELİ


[sıfat]
  • Beresi olan

    Zaten siyah bereli kadın da hep aynı yerde idi. - Peyami Safa


BELLİK


[isim]
  • İşaret, marka

BELLEK


[isim] [ruh bilimi]
  • Yaşananları, öğrenilen konuları, bunların geçmişle ilişkisini bilinçli olarak zihinde saklama gücü, dağarcık, akıl, hafıza, zihin

    Böylelerini dinlediğimizde belleğimizde sözleri hiç mi hiç kalmaz. - Salâh Birsel

[bilişim]
  • Bir bilgisayarda, programı değişmeyen verileri, yapılacak iş için gerekli olan ara sonuçları toplayan bölüm

Ata Sözleri ve Deyimler

  • belleğini yitirmek

Birleşik Kelimeler: bellek daralması, bellek karışıklığı, bellek kaybı, bellek körlüğü, bellek yitimi, dış bellek, iç bellek, taşınır bellek


DİLLEK


[sıfat] [halk ağzında]
  • Dedikoducu

DERELİ


[isim]
  • Giresun iline bağlı ilçelerden biri

EBELİK


[isim]
  • Ebe olma durumu

Birleşik Kelimeler: dil ebeliği, laf ebeliği, söz ebeliği


ELDELİ


[sıfat] [matematik]
  • Toplama veya çarpmalarda bir sonraki basamağa aktarılan (sayı)