AŞARCI ile Oluşan Kelimeler (AŞARCI Kelime Türetme)



AŞARCI harflerinden oluşan 18 kelime bulunuyor. AŞARCI kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Aşarcı kelimesinin anlamı nedir? Aşarcı ile başlayan kelimeler. İçinde aşarcı olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

6 Harfli Kelimeler

AŞARCI13

5 Harfli Kelimeler

ARACI9

4 Harfli Kelimeler

ARIŞ8, ŞIRA8, AŞAR7, ACAR7, RACA7

3 Harfli Kelimeler

AŞI7, ACI7, ARŞ6, CAR6, ARI4, IRA4, ARA3

2 Harfli Kelimeler

5, IR3, AR2, RA2


AR (Kelime Kökeni: Fransızca are)


[isim]
  • 100 m² değerinde yüzey ölçü birimi

    Bir ar, kenarı on metre olan bir karenin alanıdır.

[isim]
  • Utanma, utanç duyma

    Kınamazlar güzel sevse yiğidi / Güzel sevmek koç yiğide ar değil - Karacaoğlan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ar damarı çatlamış
  • ar dünyası değil kâr dünyası
  • ar etmek
  • arına dokunmak
  • ar namus tertemiz
  • ar ve hayâ perdesi yırtılmak
  • ar yılı değil, kâr yılı

Birleşik Kelimeler: ar belası

[kimya]
  • Argon elementinin simgesi

RA


[kimya]
  • Radyum elementinin simgesi

ARA


[isim]
  • İki şeyi birbirinden ayıran uzaklık, aralık, boşluk, mesafe
[sinema] [tiyatro]
  • Bir oyunda, bir filmde izleme sırasında dinlenmek üzere verilen kısa süre, antrakt
[spor]
  • Toplu jimnastik dizilmelerinde, sıradakilerin birbirlerinden yanlamasına olan uzaklıkları
[spor]
  • Spor karşılaşmalarında oyuncuların dinlenmek ve taktik almak için kullandıkları süre

Ata Sözleri ve Deyimler

  • arada çıkarmak
  • arada kalmak
  • arada kaynamak
  • aradan çekilmek
  • aradan çıkarmak
  • aradan çıkmak
  • aradan kaldırmak
  • aradan sıyrılmak
  • araları limoni olmak
  • aralarına kara kedi girmek
  • aralarında dağlar kadar fark olmak
  • aralarındaki buzları eritmek
  • aralarından kara kedi geçmek
  • aralarından su sızmamak
  • araları şekerrenk (veya serin) olmak
  • arası (veya araları) açılmak (veya açık olmak veya bozulmak)
  • arası geçmeden
  • arası hoş (veya iyi) olmamak
  • arası hoş (veya iyi) olmamak
  • arasına (veya aralarına) karışmak
  • arasını (veya aralarını) açmak (veya bozmak)
  • arasını (veya aralarını) bulmak
  • arası olmamak
  • arası soğumak
  • ara vermeden
  • ara vermek
  • araya (veya aralarına) soğukluk girmek
  • araya almak
  • araya girmek
  • araya gitmek
  • araya kaynayıp gitmek
  • araya koymak
  • araya vermek
  • arayı açmak
  • arayı soğutmak
  • arayı yapmak

Birleşik Kelimeler: ara bağlantı, ara başlık, ara bono, arabozan, ara bozucu, ara bulma, ara bulucu, ara cümle, ara deniz, ara eleman, ara kapı, ara kararı, ara kazanç, ara kesit, ara konakçı, ara mal, ara nağme, ara pası, ara seçim, ara sıcak, ara sınav, ara sıra, ara sokak, ara söz, ara tümce, ara yerde, ara yön, arayüz, arada bir, açık ara, bir ara, o ara, uzak ara, beşibirarada, bu arada, apış arası, çatı arası, devletler arası, devre arası, gezegenler arası, gözeler arası, hafta arası, hücreler arası, kentler arası, kıtalar arası, kişiler arası, kulüpler arası, mahalle arası, memleketler arası, milletlerarası, okullar arası, öğle arası, satır arası, şehirler arası, tavan arası, toplumlar arası, uluslararası, ülkeler arası, üniversiteler arası, metinler arasılık


IR


[kimya]
  • İridyum elementinin simgesi
[isim]
  • 343 yır

ARI


[sıfat]
  • Temiz

Birleşik Kelimeler: arı duru, arı kil, arı sili, eteği arı

[isim] [hayvan bilimi]
  • Zar kanatlılardan, bal ve bal mumu yapan, iğnesiyle sokan böcek (Apis mellifica)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • arı bal alacak çiçeği bilir
  • arı bey olan kovana üşer
  • arı gibi
  • arı gibi eri olanın dağ kadar yeri olur
  • arı gibi sokmak
  • arı kızdıranı sokar
  • arının yuvasına kazık (veya çöp) dürtmek
  • arı söğüdü, akıllı öğüdü sever

Birleşik Kelimeler: arı beyi, arı biti, arı dalağı, Arıkovanı, arı kovanı, arı kuşu, arı sütü, ana arı, ağaç arısı, bal arısı, eşek arısı, yaban arısı, yaprak arısı


IRA


[isim]
  • Karakter


[isim]
  • Yemek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aşını, eşini, işini bil
  • aşı pişiren yağ olur, gelinin yüzü ağ olur
  • aş taşınca kepçeye paha olmaz
  • aş tuz ile, tuz oran ile

Birleşik Kelimeler: aş damı, aşerme, aşevi, aşhane, aş ocağı, alaca aş, katıklı aş, arabaşı


ARŞ (Kelime Kökeni: Arapça ʿarş)


[isim] [din bilgisi]
  • İslam inanışına göre göğün en yüksek katı
[ünlem] [askerlik]
  • `Yürü` komutu

    Arş yiğitler vatan imdadına! - Namık Kemal


CAR


[isim] [halk ağzında]
  • Çağrı, tellal ile duyurma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • car etmek

Birleşik Kelimeler: carcar, car car

[isim] [halk ağzında]
  • Kadınların örtündükleri çarşaf, zar (III)

AŞAR (Kelime Kökeni: Arapça aʿşār)


[isim] [eskimiş] [ekonomi]
  • Türkiye’de 1925 yılına kadar tarımsal ürünün onda biri oranında aynî olarak alınan vergi
[matematik]
  • Ondalık
[tarih]
  • Ondalık

ACAR (Kelime Kökeni: Arapça ʿacar)


[sıfat]
  • Atılgan
[halk ağzında]
  • Yeni
[isim]
  • Güneybatı Kafkasya'nın Türkiye sınırına yakın bölgesinde yaşayan bir halk, Acara

RACA (Kelime Kökeni: Fransızca raja)


[isim]
  • Hindistan'da prenslere verilen unvan

AŞI


[isim] [kimya]
  • Birtakım hastalıklara karşı bağışıklık sağlamak için vücuda verilen, o hastalığın mikrobuyla hazırlanmış eriyik
[sıfat]
  • Aşılı (bitki)

    Sana yeni aşı güllerimi göstereceğim. - Aka Gündüz

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aşı olmak (veya vurulmak veya yapılmak)
  • aşı vurmak (veya yapmak)

Birleşik Kelimeler: aşı boyalı, aşı boyası, aşı kâğıdı, aşı taşı, çatal aşı, kakma aşı, karma aşı, yarma aşı, çiçek aşısı, göz aşısı, kalem aşısı, yaprak aşısı


ACI


[isim]
  • Bazı maddelerin dilde bıraktığı yakıcı duyu, tatlı karşıtı

    Acıyı sever.

[sıfat]
  • Tadı bu nitelikte olan

    Acı kahvesini yudumluyordu. - Tarık Buğra

[mecaz]
  • Ölüm, yangın, deprem vb. olayların yarattığı üzüntü, keder, elem

    İnsan, ölümün acısını en çok günün iki uzak saatinde hissetmektedir. - Yusuf Ziya Ortaç

[sıfat]
  • Çarpıcı, göz alıcı (renk)
[sıfat] [mecaz]
  • Keskin, şiddetli

    Acı poyraz kuvvetle esiyordu. - Orhan Kemal

[sıfat] [mecaz]
  • Kırıcı, üzücü, incitici, dokunaklı, kötü

Ata Sözleri ve Deyimler

  • acı (veya acılar) görmek
  • acı acıyı keser, su sancıyı
  • acı çekmek (veya duymak)
  • acı gelmek
  • acı patlıcanı kırağı çalmaz
  • acısı çıkmak
  • acısı içine (veya yüreğine) çökmek (veya işlemek)
  • acısına dayanamamak
  • acısını almak
  • acısını almak
  • acısını bağrına (veya içine) basmak (veya gömmek)
  • acısını çekmek
  • acısını çıkarmak
  • acısını görmek
  • acısı ortaya çıkmak
  • acı söylemek
  • acı vermek

Birleşik Kelimeler: acı acı, acı ağaç, acı badem, acı bakla, acı bal, acı balık, acı ceviz, acı çiğdem, acı elma, acı fren, acı gerçek, acı haber, acı hıyar, acıkara, acı karpuz, acı kavak, acı kavun, acı kök, acı kuvvet, acı marul, acı meyan, acı ot, acı pelin, acı sakız, acı söz, acı su, acı tatlı, acı yavşan, acı yeşil, acı yonca, can acısı, ciğer acısı, evlat acısı, iç acısı, içler acısı, kalp acısı, kuyruk acısı, yürek acısı, yürekler acısı


ARIŞ (Kelime Kökeni: Farsça erş, ereş)


[isim] [eskimiş]
  • Kolun dirsekten parmaklara kadar olan bölümü
[isim] [halk ağzında]
  • Çözgü