AĞAÇSI ile Oluşan Kelimeler (AĞAÇSI Kelime Türetme)



AĞAÇSI harflerinden oluşan 21 kelime bulunuyor. AĞAÇSI kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Ağaçsı kelimesinin anlamı nedir? Ağaçsı ile başlayan kelimeler. İçinde ağaçsı olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

6 Harfli Kelimeler

AĞAÇSI18

4 Harfli Kelimeler

ÇIĞA15, AĞAÇ14, ÇAĞA14, AĞSI13, SAĞI13, SIĞA13, SAÇI9

3 Harfli Kelimeler

ÇIĞ14, ÇAĞ13, SIĞ12, AĞI11, SAĞ11, AĞA10, AÇI7, SAÇ7, ASI5, ASA4

2 Harfli Kelimeler

9, AÇ5, AS3


AS


[isim] [hayvan bilimi]
  • Kakım
[isim]
  • İskambil, domino vb. oyunlarda bir işaretini taşıyan kâğıt veya taş, birli, bey
[sıfat]
  • Bir işte başta gelen (kimse veya şey)

    As oyuncu.

Birleşik Kelimeler: assolist, astasım, asteğmen, asyön

[kimya]
  • Arsenik elementinin simgesi

ASA (Kelime Kökeni: Arapça ʿaṣā)


[isim]
  • Bazı ülkelerde, hükümdarların, mareşallerin, din adamlarının güç sembolü olarak törenlerde taşıdıkları bir tür ağaç veya metalden değnek
[eskimiş]
  • İhtiyarların baston yerine kullandıkları uzun sopa

Birleşik Kelimeler: mareşallik asası


ASI


[isim]
  • Asma işi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • asıda olmak (veya kalmak)



[sıfat]
  • Yemek yemesi gereken, tok karşıtı

    Aç ne yemez, tok ne demez. - Divanü Lügati't-Türk

[mecaz]
  • Gözü doymaz, haris

    Ne aç adam!

[mecaz]
  • Çok istekli, hevesli

    Her zamanki gibi bilgiye aç, her zamanki gibi ağızları lafla, kafaları düşünceyle dolu çalçene yaratıklarız. - Ayla Kutlu

[zarf]
  • Karnı doymamış olarak

    Ben aç yattım mı kötü kötü rüyalar görürüm nedense. - Orhan Kemal

Ata Sözleri ve Deyimler

  • acından kimse ölmemiş
  • acından ölmek
  • aç açık kalmak
  • aç aç ile yatınca arada dilenci doğar
  • aç aman bilmez, çocuk zaman bilmez
  • aç at yol almaz, aç it av almaz
  • aç ayı oynamaz
  • aç bırakmak
  • aç doymam, tok acıkmam sanır
  • aç doyurmak
  • aç elini kora sokar
  • aç esner, âşık gerinir
  • aç gezmektense tok ölmek yeğdir
  • açın gözü ekmek teknesinde olur
  • açın imanı olmaz
  • açın karnı doyar, gözü doymaz
  • açın koynunda ekmek durmaz
  • açın kursağına çörek dayanmaz
  • açın uykusu gelmez
  • aç ile dost olayım diyen peşin karnını doyursun
  • aç ile eceli gelen söyleşir
  • aç kalmak
  • aç köpek fırın deler
  • aç kurt aslana saldırır
  • aç kurt gibi
  • aç kurt yavrusunu yer
  • aç ne yemez, tok ne demez
  • aç susuz kalmak
  • aç tavuk kendini arpa ambarında sanır
  • aç, yanından kaç

Birleşik Kelimeler: aç açına, aç biilaç, açgöz, aç karnına, gözü aç, karnı aç


AÇI


[isim] [matematik]
  • Birbirini kesen iki yüzey veya aynı noktadan çıkan iki yarım doğrunun oluşturduğu geometrik biçim, zaviye
[mecaz]
  • Görüş, bakım, yön, anlayış biçimi

    Her oyunda, ele aldığım konu için yeni bir şekil, dramatik açıdan ve sahneleme açısından yeni bir üslup bulmaya çalışıyorum. - Nazım Hikmet

Birleşik Kelimeler: açıortay, açıölçer, açı ölçüm, bütünler açı, çevre açı, dar açı, dış açı, dış ters açı, dik açı, doğru açı, geniş açı, iç ters açı, komşu açı, merkez açı, ölü açı, sınır açı, tam açı, ters açı, tümler açı, yöndeş açılar, bakış açısı, görme açısı, görüş açısı, saat açısı, tepe açısı


SAÇ


[isim]
  • Baş derisini kaplayan kıllar

    Kendisini son kez gördüğümde babamın saçları nasıl beyazsa ilk kez gördüğümde de bembeyazdı. - Adalet Ağaoğlu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • saç ağartmak
  • saçı (veya saçları) değirmende ağartmamak
  • saçı başı ağarmak
  • saçı başı birbirine karışmak
  • saçı bitmedik (veya bitmemiş) (yetim)
  • saçına ak (veya kır) düşmek
  • saçına başına bakmadan
  • saçına kar yağmak
  • saçın ak mı kara mı, önüne düşünce görürsün
  • saçını başını yolmak
  • saçını süpürge etmek
  • saçı sakalı akar gibi
  • saçı topuklarını dövmek
  • saçı uzun aklı kısa
  • saçları iki türlü olmak
  • saç saça baş başa
  • saç saça baş başa gelmek (veya dövüşmek)
  • saç sakal ağartmak
  • saç sakal birbirine karışmak

Birleşik Kelimeler: saçkıran, saç kremi, saç örgüsü, sırma saç, takma saç, arapsaçı, cinsaçı, şeytansaçı


SAÇI


[isim] [halk ağzında]
  • Gelinin başından aşağı saçılan çiçek, şeker, arpa, para vb. şeyler

Ata Sözleri ve Deyimler

  • saçı kılmak (veya atmak)



[isim]
  • İplik, sicim, tel vb. ince şeylerden kafes biçiminde yapılmış örgü

    Balık ağı. Tenis ağı.

[mecaz]
  • Tuzak

    Onu, ağına düşmüş bir av gibi ne öldürdü ne ondurdu. - Samiha Ayverdi

[spor]
  • Oyun alanını ortadan ikiye bölen iple yapılmış örgü, file
[spor]
  • Çaprazlama örgü ile yapılan ve kale direkleri arkasına gerilen örgü, file

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ağ atmak (veya bırakmak)
  • ağ çekmek
  • ağına düşürmek

Birleşik Kelimeler: ağbenek, ağbeneklilik, ağ iğnesi, ağ ipliği, ağ kayığı, ağ kepçe, ağ kurdu, ağ kurşunu, ağ mantarlar, ağ tabaka, ağ tonoz, ağ torba, ağ yatak, dış ağ, genel ağ, iç ağ, serpme ağ, yerel ağ, alamana ağı, bilgisayar ağı, bilişim ağı, borda ağı, boru ağı, çektirme ağı, çevirme ağı, dalyan ağı, dip ağı, ıstakoz ağı, iletişim ağı, karides ağı, marya ağı, sürtme ağı, voli ağı

[isim]
  • Pantolon veya külotun apış arasına gelen yeri, apışlık

AĞA


[isim]
  • Geniş toprakları olan, sözü geçen, varlıklı kimse

    Sonra köy ağası hazretleri bizim de kıçımıza atacak tekmeyi. - Nazım Hikmet

[sıfat] [mecaz]
  • Cömert, eli açık
[halk ağzında]
  • Koca
[tarih]
  • Osmanlı Devleti'nde bazı kuruluşların başında bulunanlara verilen resmî san

    Yeniçeri ağası. Çarşı ağası.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ağa borç eder, uşak harç
  • ağanın alnı terlemezse ırgadın burnu kanamaz
  • ağanın eli tutulmaz
  • ağanın gözü ata tımardır
  • ağanın gözü öküzü semiz eder
  • ağanın gözü, yiğidin sözü
  • ağanın malı çıkar, uşağın canı

Birleşik Kelimeler: ağababa, ağabey, ağa kapısı, ağa yamağı, ak ağa, hacıağa, hıyarağa, iç ağa, silahtar ağa, acemi ağası, alkış ağası, çarşı ağası, eyyam ağası, hadım ağası, harem ağası, hıyarağası, kahve ağası, kantar ağası, kapı ağası, kızlar ağası, kolağası, köy ağası, tatar ağası, yalı ağası, yeniçeri ağası


AĞI


[isim]
  • Zehir

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ağı gibi

Birleşik Kelimeler: ağı ağacı, ağı çiçeği, ağı otu, sarıağı


SAĞ


[sıfat]
  • Vücutta kalbin bulunduğu tarafın karşısında olan, sol karşıtı

    Sağ cebinde kocaman bir gazete tomarı görünüyordu. - Ömer Seyfettin

[isim]
  • Bu taraftaki yön

    Sağa dönmek. Sağdan yürümek.

[isim] [spor]
  • Boksta sağ yumrukla vuruş

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sağa kaymak
  • sağa sola
  • sağa sola bakmadan
  • sağdan geri dönmek (veya etmek)
  • sağ elinin verdiğini sol elin görmesin
  • sağ eliyle sol kulağını göstermek
  • sağ gösterip sol vurmak
  • sağ gözünü sol gözünden sakınmak
  • sağını solunu bilmemek
  • sağı solu (belli) olmamak
  • sağ yapmak

Birleşik Kelimeler: sağ açık, sağ bek, sağ çıkarma, sağ eğilimli, sağ haf, sağ iç, sağ kanat, sağkol, sağ kol, sağ şerit, ortanın sağı

[sıfat]
  • Sağlam, esen

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sağ kalmak
  • sağ ol
  • sağ olsun

Birleşik Kelimeler: sağbeğeni, sağduyu, sağ esen, sağgörü, sağistem, sağ para, sağ salim, sağ selamet, sağtöre, sağyağ


SIĞ


[sıfat]
  • Derinliği az, dibi yüzeyine yakın olan (göl, deniz, akarsu vb.)

    Mercan adaları sığ bir kayalığın etrafını alırlar. - Sait Faik Abasıyanık

[mecaz]
  • Ayrıntıya inemeyen, yeterli olmayan, yüzeyde kalan

    Sığ düşünce.


AĞSI


[sıfat] [anatomi]
  • Ağ görünüşünde olan, ağ gibi örülmüş olan

SAĞI


[isim]
  • Kuş tersi, kuş gübresi

SIĞA


[isim]
  • Kapasite