AÇIKLAYICILIK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler



AÇIKLAYICILIK harflerini içeren 6 harfli 36 kelime bulunuyor. 6 harfli AÇIKLAYICILIK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

AÇKICI14, ALÇICI14, ÇAKICI14, KIYICI14, YIKICI14, KIYACI13, YAKICI13, AYAKÇI12, ALAYCI12, ÇAYLIK12, ACILIK11, ACIKLI11, AÇKILI11, AKILCI11, ALÇILI11, ÇAKILI11, ÇALILI11, ÇAYLAK11, ILICAK11, ILIKÇA11, KALICI11, KILÇIK11, AYILIK10, ALIKÇA10, ALAÇIK10, KAÇLIK10, KILCAL10, LAKACI10, YILLIK10, CAKALI10, AYAKLI9, ALAYLI9, ÇALKAK9, YAKALI9, AKILLI8, LAKLAK6


LAKLAK (Kelime Kökeni: Arapça laḳlāḳ)


[isim]
  • Leyleğin gagasıyla çıkardığı ses
[mecaz]
  • Ara vermeden söylenilen saçma sapan söz dizisi, gevezelik

Ata Sözleri ve Deyimler

  • laklak etmek


AKILLI


[sıfat]
  • Gerçeği iyi gören ve ona göre davranan, akil

    İkisi de zeki adamdı, akıllı adamdı, yapıcı adamdı. - Yusuf Ziya Ortaç

[ünlem]
  • Karşısındakini küçümseme amacıyla söylenen bir söz
[alay yollu]
  • Uyanık geçinen

    Akıllıya bak, bu işten kendisine bir pay çıkarmak istiyor.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • akıllı düşününceye kadar deli çocuğunu (veya oğlunu) everir
  • akıllı geçinmek
  • akıllı köprü arayıncaya dek deli suyu geçer
  • akıllım
  • akıllı olmak

Birleşik Kelimeler: akıllı başlı, akıllı uslu, adamakıllı, horoz akıllı, sivri akıllı, uslu akıllı, yarım akıllı


AYAKLI


[sıfat]
  • Ayağı olan

    Odanın ortasına üç ayaklı masayı koymuş, etrafına sandalyeleri diziyordu. - Peyami Safa

Birleşik Kelimeler: ayaklı ansiklopedi, ayaklı canavar, ayaklı gazete, ayaklı koşma, ayaklı kütüphane, ayaklı mâni, iki ayaklı, kan ayaklı, kanı ayaklı, çift ayaklılar, çok ayaklılar, dört ayaklılar, karından ayaklılar, kolsu ayaklılar, kürek ayaklılar, on ayaklılar, perde ayaklılar, yüzgeç ayaklılar


ALAYLI


[isim] [askerlik]
  • Erlikten yetişmiş, askerî okullarda okumadan başarı gösterip rütbe alan ve yükselen subay
[sıfat] [mecaz]
  • Gerekli okul eğitimini görmeden kendini yetiştirmiş olan (kimse), mektepli karşıtı
[sıfat]
  • Alay edici, küçümseyici, müstehzi

    Sesi alaylı bir ahenkle kadının kulaklarına çarptı. - Mithat Cemal Kuntay

[sıfat]
  • Gösterişli, görkemli, debdebeli

    Düriye'min güğümleri kalaylı / Fistan giymiş, etekleri alaylı - Halk türküsü


ÇALKAK


[isim] [halk ağzında]
  • Çalkar

YAKALI


[sıfat]
  • Herhangi bir biçimde yakası olan

    Damat orta yaşlı bir zat olup kadife yakalı lacivert bir palto giymişti. - Haldun Taner

Birleşik Kelimeler: yakalı kamçılılar, altın yakalı, beyaz yakalı, çelik yakalı, mavi yakalı, pembe yakalı, yeşil yakalı

[isim] [halk ağzında]
  • Boynu üzerinde manto yakasına benzeyen tüyleri bulunan bir tür güvercin

AYILIK


[isim]
  • Kabalık, kaba davranış

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ayılık etmek


ALIKÇA


[sıfat]
  • Alık benzeri

    Yüzünde hayli alıkça denebilecek bön bir mutluluk ifadesi vardı. - Murathan Mungan

[zarf]
  • (alı'kça) Alık olana yaraşır bir biçimde

    O andaki hayretimi hatırladıkça / Rejisöre bakakaldım öyle alıkça. - Enis Behiç Koryürek


ALAÇIK


[isim] [halk ağzında]
  • Üzeri dal ve hasırla örtülmüş kulübe, çardak

    Pamuk ırgatları alaçıkların önüne oturmuşlar, koza çekiyorlardı. - Yaşar Kemal


KAÇLIK


[sıfat]
  • Bir nesnenin sayıca ne kadar olduğunu soran söz

    Kaçlık paket istersiniz?


KILCAL


[sıfat]
  • Kıl gibi olan, çok ince

Birleşik Kelimeler: kılcal boru, kılcal damar, kılcal etki, kılcal kök


LAKACI


[isim]
  • Lakçı

YILLIK


[sıfat]
  • Bir yıl için, senelik, senevi

    Evi yıllık tuttular.

[isim]
  • Yılda bir çıkan ve o yılın olaylarını anlatan kitap, bülten, dergi vb. eser, salname
[isim]
  • Yılın gün, hafta, ay vb. bölümlerinden başka, bayram, yıl dönümü gibi belli günleri ve birtakım astronomi, meteoroloji, istatistik bilgilerini gösteren kitap biçiminde takvim, almanak
[isim]
  • Bir yılda verilen ücret

    Bu evin yıllığı sekiz bin liradır.

[isim]
  • Öğretim yılı sonunda hazırlanan, öğrenci, öğretmen ve yöneticilerin özellikleriyle ilgili bilgiler ile eğlendirici konuların yer aldığı kitap

Birleşik Kelimeler: yıllık ortalama, çok yıllık, kırkyıllık, yüzyıllık


CAKALI


[sıfat]
  • Cakası olan, caka ile yapılan, gösterişli

    Formalarımız cakalı değil, sonra ne de olsa baklava börekle büyümediğimiz için ilk bakışta biraz sıskaca duruyoruz ama. - Nazım Hikmet


ACILIK


[isim]
  • Acı olma durumu

    Göğsünde bir sızı, ağzında bir acılık duydu. - Ömer Seyfettin

[mecaz]
  • Dokunaklılık, kederlilik, yaslılık

    Henüz, yüreğimin bir yanı da söylenememiş, dışa atılamamış acılıklarla dolu. - Adalet Ağaoğlu