AZITMAK Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler



AZITMAK harflerini içeren 4 harfli 21 kelime bulunuyor. 4 harfli AZITMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "azıtmak ile biten 4 harfli kelimeler. İçinde Azıtmak olan 4 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

MAZI9, AZIK8, AZMA8, KAZI8, TAZI8, ZAMK8, AZAT7, KAZA7, ATIM6, AKIM6, ATIK5, ATMA5, ATKI5, AKMA5, KAMA5, KITA5, KATI5, TAAM5, TAKI5, ATAK4, TAKA4


ATAK


[sıfat]
  • Düşüncesizce her işe atılan, cüretkâr

    Bütün çocuklar gibi onlar da haşarı, atak ve güreşçi idiler. - Reşat Nuri Güntekin

[halk ağzında]
  • Geveze
[isim] [tıp]
  • Aniden başlayan hastalık nöbeti
[isim]
  • Atılım
[spor]
  • Gol atmak veya sayı kazanmak amacıyla yapılan akın, ofans

Ata Sözleri ve Deyimler

  • atak yapmak

Birleşik Kelimeler: kontratak, panikatak


TAKA


[isim] [denizcilik]
  • Doğu Karadeniz bölgesine özgü yelkenli bir tür kıyı teknesi

    Taka ile deniz yolculuğunun nasıl geçtiğini anlatmayacağım. - Ercüment Ekrem Talu

[mecaz]
  • Bozuk, zor çalışan veya eski kara taşıtları için kullanılan bir söz

ATIK


[isim]
  • Hastane, ev, fabrika vb. yerlerde kullanılmış, artık işlenemez veya çevre için zarar oluşturan her türlü madde
[sıfat]
  • Atılmış, atılan

Birleşik Kelimeler: atık kâğıt, atık su, endüstriyel atık, evsel atık, katı atık, nükleer atık, tıbbi atık, inşaat atığı


ATMA


[isim]
  • Atmak işi

    Yolda giderken balgamını herkesin geçtiği yola atmayı çok doğal sayanı neden seveyim? - Adalet Ağaoğlu

Birleşik Kelimeler: cirit atma, çekiç atma, disk atma, gülle atma


ATKI


[isim]
  • Soğuğa karşı omuzlara, başa, sırta veya boyna alınan örtü, bürgü

    Belinde ince bir ceylan postu, sırtında ağaç liflerinden örülmüş kaba bir atkı vardı. - Ahmet Hikmet Müftüoğlu

[halk ağzında]
  • Büyük yaba

Birleşik Kelimeler: atkı iplik


AKMA


[isim]
  • Akmak işi
[halk ağzında]
  • Reçine, çam sakızı, akındırık

Birleşik Kelimeler: akma hançer, akma sınırı


KAMA


[isim]
  • Silah olarak kullanılan, ucu sivri, iki ağzı da keskin uzun bıçak

    Bu bıçak, sapına bez sarılmış, küçük çapta bir kamaydı. - Sait Faik Abasıyanık

[madencilik]
  • Açılmış olan boşluklarda tavan ve yanlardan taş veya cevher parçalarının düşmesini önlemek amacıyla tahkimat elemanları üstüne veya arkasına yerleştirilen bir tahkimat parçası
[askerlik]
  • Topun gerisini kapayan kapak

    Köy değirmenlerinde top kaması döküldüğüne şahit oldum. - Aka Gündüz

[halk ağzında]
  • Oyunda kazanılan her parti
[halk ağzında]
  • Oyunda sayı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kama basmak


KITA (Kelime Kökeni: Arapça ḳiṭʿa)


[isim] [coğrafya]
  • Yeryüzündeki altı büyük kara parçasından her biri, ana kara

    Avrupa kıtası.

[askerlik]
  • Askerlerin bir komutanın emrinde bir araya gelmesinden oluşan birlik

    Trakya'da, Anadolu'dan gelecek yeni kıtalara intizar edilmektedir. - Falih Rıfkı Atay

[edebiyat]
  • Dörtlük

    Abdülkadir Efendi'nin yazdığı tarih kıtasını aynen buraya geçirmekte bir fayda yok. - Burhan Felek

[eskimiş]
  • Parça, tane

    İki kıta mektup.

Birleşik Kelimeler: kıta sahanlığı, kıtalar arası, hazır kıta, ihtiram kıtası, onur kıtası, şeref kıtası


KATI


[sıfat]
  • Sert, yumuşak karşıtı

    Bu hâl, onu ilk defa giyilen katı gömlek gibi sıkıyordu. - Falih Rıfkı Atay

[mecaz]
  • Hoşgörüsüz, acımasız, merhametsiz, zalim

    Katı yürekli. Katı davranış.

[mecaz]
  • Düşünce ve davranışlarında belli ilkelere sıkı sıkıya bağlı olan
[fizik]
  • Sıvıların ve gazların tersine, içinde bulunduğu kabın veya üstünde bulunduğu yerin biçimini almayan, sulp
[zarf] [eskimiş]
  • Çok, aşırı derecede

    Susadım ol dem hararetten katı / Sundular bir cam dolusu şerbeti - Süleyman Çelebi

Birleşik Kelimeler: katı atık, katı kalpli, katı söz, katı yağ, katı yumurta, katı yürekli, yüreği katı

[isim] [hayvan bilimi]
  • Taşlık

TAAM (Kelime Kökeni: Arapça ṭaʿām)


[isim] [eskimiş]
  • Yemek, yiyecek

    Yemekte salçalı bir taam vardı. - Burhan Felek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • taam etmek

Birleşik Kelimeler: cennet taamı


TAKI


[isim]
  • Çoğunlukla evlenen veya nişanlanan birine armağan olarak verilen küpe, bilezik, yüzük, zincir gibi şeylerin tümü
[dil bilgisi]
  • Adın başka bir kelime ile ilgi kurmak üzere aldığı durum eki

    Türkçede -i, -e, -de, -den, -in ekleri birer takıdır.

[dil bilgisi]
  • Cümleler ile kelimeler arasında ilişki kurmaya yarayan kelimeler

    Türkçede ile, göre birer takıdır.


ATIM


[isim]
  • Atma işi

    Kimi yayı öptü, kimi fırlattı / En er kemankeşe yetti üç atım - Yahya Kemal Beyatlı

Birleşik Kelimeler: top atımı


AKIM


[isim]
  • Akma işi
[fizik]
  • Hava, su vb. akışkan maddelerin veya elektrik yüklerinin belli bir yönde akışı, yer değiştirmesi, cereyan

    Gecenin hummalı sessizliği kulaklarında yüksek voltajlı bir elektrik akımı gibi vınlıyordu. - Attila İlhan

[coğrafya]
  • Debi

Birleşik Kelimeler: akım azalışı, akımölçer, akım ölçümü, akımtoplar, akım trafosu, alternatif akım, aşırı akım, bağımlı akım kaynağı, dalgalı akım, dalgalı akım üreteci, doğru akım, fotoakım, paralel akım, boru akımı, hava akımı, indükleme akımı, kol akımı, korozyon akımı, kültür akımı, trafik akımı


AZAT (Kelime Kökeni: Farsça āzād)


[isim]
  • Serbest bırakma
[eskimiş]
  • Okullarda paydos
[sıfat]
  • Serbest bırakılmış olan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • azat etmek (veya eylemek)
  • azat olmak

Birleşik Kelimeler: akşam azadı


KAZA (Kelime Kökeni: Arapça ḳażāʾ)


[isim]
  • İstem dışı veya umulmayan bir olay dolayısıyla bir kimsenin, bir nesnenin veya bir aracın zarara uğraması
[din bilgisi]
  • Vaktinde kılınmayan namazı veya tutulmayan orucu sonradan yerine getirme
[eskimiş] [hukuk]
  • Yargı
[eskimiş]
  • Kadılık görevi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kaza atlatmak
  • kaza etmek
  • kaza geçirmek
  • kaza geliyorum demez
  • kaza ile
  • kazaya bırakmak
  • kazaya kalmak
  • kazaya rıza göstermek
  • kazaya uğramak

Birleşik Kelimeler: kaza dairesi, kaza kurşunu, ferdî kaza sigortası, görünmez kaza, zincirleme kaza, iş kazası, tren kazası