AZARLAYIVERMEK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler



AZARLAYIVERMEK harflerini içeren 6 harfli 80 kelime bulunuyor. 6 harfli AZARLAYIVERMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

AVARIZ16, MAVZER16, REZERV15, AVARYA14, KLAVYE14, AVLAMA13, KAVRAM13, MAVERA13, VARMAK13, VARLIK13, VERMEK13, YILMAZ13, AYAZMA12, AKYAZI12, KAVALA12, KAVARA12, KAVELA12, LEVREK12, VARAKA12, YAZILA12, YAZLIK12, YAZMAK12, KAZIMA11, KAYZER11, LAZIME11, MIZRAK11, YAKAZA11, ZAMKLI11, ZEYREK11, AYIKMA10, AYILMA10, AZALMA10, AYIRMA10, KAZALI10, MARAZA10, MERKEZ10, MAYALI10, RAZAKI10, YILMAK10, YIKAMA10, YAMALI10, ZIRLAK10, ZEKALI10, AYARLI9, AYAKLI9, AYLAMA9, KAZARA9, MARLEY9, YERMEK9, YELMEK9, YAKALI9, YAKARI9, YALAMA9, YARALI9, YARAMA9, YARLIK9, YARMAK9, ARMALI8, AMALIK8, IKLAMA8, IRAMAK8, KARAYA8, KARIMA8, KAMALI8, YALAKA8, ARILAR7, ARKALI7, ARAMAK7, ARALIK7, ARAKLI7, AKLAMA7, ALARMA7, KARALI7, KARAMA7, KAMARA7, KAMERA7, MALKAR7, MAKARA7, MAKALE7, REKLAM7


ARILAR


[isim] [hayvan bilimi]
  • Tek tek veya bir topluluk düzeni içinde yaşayan, vücutları, özellikle karınları ve arka ayakları kıllarla örtülü zar kanatlılar familyası

Birleşik Kelimeler: yaprak arıları


ARKALI


[sıfat]
  • Arkası olan
[mecaz]
  • Koruyanı, dayanağı olan, pistonlu, iltimaslı

    Kadronun dört yüzden yukarısı masabaşında bile oturmayan arkalıların. - Rıfat Ilgaz


ARAMAK


[-i]
  • Birini veya bir şeyi bulmaya çalışmak

    Dükkânın içinde gözleriyle bir şeyler aradı. - Sait Faik Abasıyanık

[mecaz]
  • Şart koşmak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aramakla bulunmaz
  • arayan Mevla'sını da bulur, belasını da
  • arayıp (veya aramak) taramak
  • arayıp da bulamamak
  • arayıp sormak


ARALIK


[isim]
  • Ara

    İki masa arasında bir metre aralık var.

[sıfat]
  • Yarı açık, tam kapanmamış

    İyice kararmış çarpık bir tahta kapı aralık duruyordu. - Çetin Altan

[ekonomi]
  • Borsada hisse senetlerinin alım satım emirlerinin verildiği süre
[fizik]
  • Bir sesi bir başka sesten, kalına veya inceye doğru ayıran uzaklık
[müzik]
  • İki nota arasındaki perde uzaklığı
[müzik]
  • Portenin paralel çizgileri arasındaki boşluk

    Portenin beş çizgisi arasında dört aralık vardır.

[spor]
  • Toplu beden eğitiminde art arda dizilenleri ayıran açıklık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aralık vermek

Birleşik Kelimeler: aralık korozyonu, aralık oyunu, bir aralık, dar aralık, o aralık, hava aralığı, tavan aralığı

[isim]
  • Iğdır iline bağlı ilçelerden biri

ARAKLI


[isim]
  • Trabzon iline bağlı ilçelerden biri

AKLAMA


[isim]
  • Aklamak işi, ibra

Birleşik Kelimeler: aklama belgesi


ALARMA


[isim]
  • Alarmak durumu

KARALI


[sıfat]
  • Karası (II) olan

Birleşik Kelimeler: aklı karalı


KARAMA


[isim]
  • Karamak işi

KAMARA (Kelime Kökeni: İtalyanca camera)


[isim] [denizcilik]
  • Gemilerde oda

    Annem kamaraya girdi, ben güverteye çıktım. - Ruşen Eşref Ünaydın

Birleşik Kelimeler: hesap kamarası, Lortlar Kamarası


KAMERA (Kelime Kökeni: Fransızca caméra)


[isim] [sinema] [televizyon]
  • Görüntülerin filme alınmasını sağlayan alet, alıcı
[ünlem]
  • Bir çekime başlanırken, yönetmenin alıcıyı çalıştırmaları için verdiği buyruk

Birleşik Kelimeler: kamera şakası, termal kamera


MALKAR


[isim]
  • Kuzey Kafkasya'da Kabardey-Balkar Cumhuriyeti'nde yaşayan, Türk soyundan bir halk ve bu halktan olan kimse, Balkar

MAKARA (Kelime Kökeni: Arapça bekere)


[isim]
  • Üzerine iplik, tel, şerit vb. sarılan, kenarları çıkıntılı, ekseni boyunca delik silindir, bobin
[denizcilik]
  • Ağır yüklerin kaldırılma ve indirilmesinde kullanılan, birbirine paralel iki veya daha çok tabla arasında dönen, kenarı çepeçevre oluklu tekerlek veya tekerleklerden oluşmuş mekanik alet

Ata Sözleri ve Deyimler

  • makara çekmek
  • makara gibi
  • makaraları koyuvermek (veya zapt edememek veya salıvermek)
  • makarasını çözmek
  • makaraya almak (veya sarmak)


MAKALE (Kelime Kökeni: Arapça maḳāle)


[isim]
  • Bilim, fen konularıyla siyasal, ekonomik ve toplumsal konuları açıklayıcı veya yorumlayıcı niteliği olan gazete veya dergi yazısı

Birleşik Kelimeler: başmakale


REKLAM (Kelime Kökeni: Fransızca réclame)


[isim]
  • Bir şeyi halka tanıtmak, beğendirmek ve böylelikle sürümünü sağlamak için denenen her türlü yol

    Şehirde canlı reklam dolaştırmak hiçbirimizin aklına gelmemişti. - Reşat Nuri Güntekin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • reklam etmek
  • reklam yapmak

Birleşik Kelimeler: reklam ajansı, reklam filmi, reklam kuşağı, reklam levhası, bilinçaltı reklam, gizli reklam, sanal reklam, tanıtıcı reklam