AYAKBASTI Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



AYAKBASTI harflerini içeren 5 harfli 27 kelime bulunuyor. 5 harfli AYAKBASTI kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

BASYA10, BASKI9, BASIK9, BASTI9, BAYAT9, KIYAS9, SABIK9, TABYA9, YATSI9, BASAK8, BASTA8, BATKI8, BATIK8, KAYIT8, YAKIT8, YASAK8, YATIK8, BATAK7, ISKAT7, KASIT7, SAKIT7, TABAK7, YATAK7, ASKAT6, SAKAT6, TAKSA6, TAKAS6


ASKAT


[isim] [matematik]
  • Herhangi bir ölçü biriminin bölündüğü eşit parçalardan her biri

    Metrenin askatları desimetre, santimetre ve milimetredir.


SAKAT (Kelime Kökeni: Arapça saḳaṭ)


[sıfat]
  • Vücudunda hasta veya eksik bir yanı olan, engelli, özürlü

    Ben gördüğünüz gibi bir sakat askerim, malul. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[mecaz]
  • Bozuk veya eksik

    Sakat bir anlatım.

    Sakat bir iş.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sakata gelmek
  • sakat olmak


TAKSA (Kelime Kökeni: Latince)


[isim]
  • Pulu yapıştırılmadan veya eksik yapıştırılarak gönderilen mektup için alıcının cezalı olarak ödediği posta ücreti

Birleşik Kelimeler: taksa pulu


TAKAS (Kelime Kökeni: Arapça taḳāṣṣ)


[isim]
  • Değişim
[ticaret]
  • İki ülke arasında yapılan alışverişin karşılıklı olarak malla ödenmesi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • takas etmek
  • takas tukas etmek


BATAK


[isim]
  • Üzerine basıldığında çöken çamurlaşmış toprak

    İnsan bu kumda, bir batakta gibi yürür, ayağını güç çeker, her adımda bir günlük yol zahmeti duyar. - Falih Rıfkı Atay

[sıfat] [mecaz]
  • Hayır gelmez, yarar sağlamaz, batmış

Ata Sözleri ve Deyimler

  • batağa saplanmak

Birleşik Kelimeler: batakhane, karabatak


ISKAT (Kelime Kökeni: Arapça isḳāṭ)


[isim] [eskimiş]
  • Düşürme, aşağı atma
[din bilgisi]
  • Ölenlerin kılınmamış namazları ve tutulmamış oruçları için verilen sadaka

KASIT (Kelime Kökeni: Arapça ḳaṣd)


[isim]
  • Amaç, istek, maksat

    Benim durumumdan kasıt, günbegün artış kaydeden içki tüketimimdi. - Elif Şafak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kastı olmak

Birleşik Kelimeler: kastetmek, suikast


SAKIT (Kelime Kökeni: Arapça sāḳiṭ)


[sıfat]
  • Düşen, düşmüş
[isim]
  • Düşük

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sakıt olmak

Birleşik Kelimeler: ceninisakıt


TABAK (Kelime Kökeni: Arapça ṭabaḳ)


[isim]
  • Yiyecek koymaya yarar, az derin ve yayvan kap

    Kadın masaya tabak, kaşık koyuyor. - Aka Gündüz

[sıfat]
  • Bu kabın alacağı miktarda olan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tabak gibi

Birleşik Kelimeler: kayık tabak, balık tabağı, çorba tabağı, iftar tabağı, kahve tabağı, ordövr tabağı, piyata tabağı, servis tabağı

[isim]
  • Sepici

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tabak sevdiği deriyi taştan taşa (veya yerden yere) çalar

Birleşik Kelimeler: tabakhane


YATAK


[isim]
  • Uyuma, dinlenme vb. amaçlarla üzerine veya içine yatılan eşya, döşek

    Sabahleyin onu aynı güzellikte bulacağım ümidiyle yatağımdan fırladım. - Refik Halit Karay

[coğrafya]
  • Irmak, çay, dere vb.nin, içinde aktıkları yer, akak, mecra

    Meyveler kızarmadan dalı üstünde soldu / Irmak yatağı kumsal, kırlar dikenlik oldu - Faruk Nafiz Çamlıbel

[hayvan bilimi]
  • Katmanlı bir kaya bütününde maden filizi veya taş döküntüsünden oluşan çok ince tabaka

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yatağa (veya yataklara) düşmek
  • yatağa bağlamak
  • yatağa bağlanmak
  • yatağa serilmek
  • yatağına girmek
  • yatağını ayırmak
  • yatak çekmek
  • yatak yapmak (veya sermek)
  • yatak yorgan yatmak

Birleşik Kelimeler: yatak başlığı, yatak çarşafı, yatakhane, yatak liman, yatak limonu, yatak mobilya, yatak odası, yatak örtüsü, yatak takımı, yatak yarası, ağ yatak, bilyeli yatak, ikili yatak, metal yatak, dere yatağı, döl yatağı, gemi yatağı, hırsız yatağı, ızgara yatağı, maden yatağı, muylu yatağı, su yatağı, yer yatağı


BASAK


[isim] [halk ağzında]
  • Merdiven

BATKI


[isim]
  • Hüsran
[ticaret]
  • İflas

Ata Sözleri ve Deyimler

  • batkıya uğramak


BATIK


[sıfat]
  • Batmış

    Batık gemi on kulaçta yan yatıyordu. - Halikarnas Balıkçısı

[isim]
  • Herhangi bir nedenle su altında kalmış yerleşim birimi, gemi vb
[isim]
  • Genellikle ayak başparmağında görülen tırnağın kenarındaki derinin tırnağın üstüne doğru büyümesi veya tırnağın deriyi delerek batması
[mecaz]
  • İflas etmiş

KAYIT (Kelime Kökeni: Arapça ḳayd)


[isim]
  • Bir yere mal ederek deftere geçirme

    Çocuğun kaydı bulunamadı.

[mecaz]
  • Şart

    Kitabımı geri gönderme kaydıyla verebilirim.

[mecaz]
  • Sınırlama, davranışlarını çerçeveleme

    Hiçbir kayıt ileri sürmeksizin.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kayda geçirmek
  • kaydını düşmek
  • kaydını silmek
  • kayıt altına girmek
  • kayıt koymak
  • kayıttan düşmek

Birleşik Kelimeler: kayıt defteri, kayıt dışı, kayıt kabul, kayıt kuyut, kayda değer, kaydedilmek, kaydetmek, kaydettirmek, kaydıhayat, kaydıihtiyat, kaydolmak, kesin kayıt, ön kayıt, nüfus kaydı, sabıka kaydı

[isim]
  • Pencere çerçevesi

Birleşik Kelimeler: kış kayıtı


YAKIT


[isim]
  • Doğal gaz, mazot gibi ısı sağlamak amacıyla yakılan madde

    Yakıt bittiği için kaloriferler yanmıyor.

Birleşik Kelimeler: yakıt deposu, yakıt göstergesi, yakıt parası, akaryakıt, yağ yakıt, jet yakıtı