ATMOSFER Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



ATMOSFER harflerini içeren 5 harfli 21 kelime bulunuyor. 5 harfli ATMOSFER kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Atmosfer ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Atmosfer olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

AFTOS13, AMORF13, FORMA13, FORSA13, OFSET13, SOFRA13, SOFTA13, FORTE12, FASET12, FERMA12, FESAT12, SAFER12, TRAFO12, ETRAF11, EFRAT11, SORMA8, METRO7, ORTAM7, TOMAR7, TEMAS7, TERAS6


TERAS (Kelime Kökeni: Fransızca terrasse)


[isim]
  • Bir yapının damında çevresi, üstü açık yer, ayazlık, taraça

    Ayrıca denize bakan bir de büyük terası vardı. - Çetin Altan

[coğrafya]
  • Seki

METRO (Kelime Kökeni: Fransızca métro)


[isim]
  • Büyükşehirlerde semtler arasında işleyen, ulaşımı yerin altında sağlayan tren, yer altı treni

    Sizler de bir parça himmet edersiniz, Boğaz Köprüsü'nün, metroların kurulduğu bugünlerde, bizim dev harita da sıraya girer belki. - Bedri Rahmi Eyuboğlu


ORTAM


[isim]
  • Canlı bir varlığın içinde bulunduğu doğal veya maddi şartların bütünü

    Şu dehşet ortamının altında koskoca bir yalnızlar dünyası yatıyor. - Adalet Ağaoğlu

[mecaz]
  • Bir kimsenin veya bir insan topluluğunun yaşayışını etkileyen ruhsal, toplumsal ve kültürel etkilerin bütünü

    Sanat ortamı. Çalışma ortamı.

[ruh bilimi]
  • Nesnel ve toplumsal yönlerle bazen kişinin iç dünyasını da kapsayan yakın çevre, vasat

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ortama ayak uydurmak
  • ortama uymak
  • ortam yaratmak

Birleşik Kelimeler: çoklu ortam, ekolojik ortam, iletişim ortamı, kültür ortamı, veri ortamı


TOMAR (Kelime Kökeni: Arapça ṭūmār)


[isim]
  • Dürülerek boru biçimi verilmiş deriler veya kâğıtlar
[askerlik]
  • Topun içini silmekte kullanılan, ucu fırçalı çubuk

Birleşik Kelimeler: tomar tomar, bir tomar


TEMAS (Kelime Kökeni: Arapça temāss)


[isim]
  • Değme (I), dokunma (I), dokunuş (I), değinti
[ruh bilimi]
  • Dokunma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • temasa geçmek
  • temasa gelmek
  • temas etmek
  • temas etmek
  • temas kurmak
  • temasta bulunmak

Birleşik Kelimeler: dirsek teması


SORMA


[isim]
  • Sormak işi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sorması ayıp olmasın (veya sorması ayıp)


ETRAF (Kelime Kökeni: Arapça eṭrāf)


[isim]
  • Yanlar, taraflar

    Her vakit oturdukları büyücek masanın etrafına yerleştiler. - Peyami Safa

Ata Sözleri ve Deyimler

  • etrafı boş bulmak
  • etrafında dört (veya pervane gibi) dönmek (veya pervane olmak)
  • etrafını almak (veya sarmak)


EFRAT (Kelime Kökeni: Arapça efrād)


[isim] [eskimiş]
  • Bireyler, fertler
[askerlik]
  • Erler, erat

    Efrattan bedel alınıp alınmayacağına dair merkezden emir gelmişti. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • efradını cami, ağyarını mâni

Birleşik Kelimeler: kura efradı


FORTE (Kelime Kökeni: İtalyanca forte)


[zarf] [müzik]
  • Güçlü bir biçimde (çalınmak)

FASET (Kelime Kökeni: Fransızca facette)


[isim]
  • Baskı işlerinde harf ve satırları formada tutmak ve sıkmak için kullanılan kama

FERMA (Kelime Kökeni: İtalyanca ferma)


[isim]
  • Av köpeğinin gizlendiği yerden avı gözetlemesi

FESAT (Kelime Kökeni: Arapça fesād)


[isim]
  • Bozukluk

    Mide fesadı. Ahlak fesadı.

[sıfat]
  • Herhangi bir konuda iyimser olmayan, kötü yorumlayan (kimse)

    Sen de ne fesat adamsın!

[sıfat]
  • Karıştırıcı, ara bozucu (kimse)

    Fakat gitgide içlerine uygunsuz adamlar ve türlü fesatlar karışmış. - Necip Fazıl Kısakürek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • fesat çıkarmak (veya fesada vermek)
  • fesat karıştırmak

Birleşik Kelimeler: fesat kumkuması, içi fesat, mide fesadı


SAFER (Kelime Kökeni: Arapça ṣafer)


[isim] [eskimiş]
  • Ay takviminin ikinci ayı, sefer ayı

TRAFO (Kelime Kökeni: Almanca Trafo)


[isim] [fizik]
  • Dönüştürücü
[halk ağzında]
  • Yüksek gerilim hattından aldığı elektriği şehrin şebekesinde kullanılabilecek seviyeye düşüren dönüştürücünün bulunduğu yer

Birleşik Kelimeler: akım trafosu


AFTOS (Kelime Kökeni: Rumca)


[isim] [argo]
  • Gönül eğlendiren kimse

    Delikanlının sarı kıvırcık saçlı aftosu bile bu seslere alışık olduğu hâlde ürktü. - Sait Faik Abasıyanık