As ile Biten 5 Harfli Kelimeler



AS ile biten 5 harfli 38 kelime bulunuyor. Sonu AS olan 5 karekterli kelime listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "As ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde As olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

HAVAS16, EŞHAS13, SİVAS13, İFLAS12, İHDAS12, KAVAS12, TAVAS12, ESPAS11, İHSAS11, POTAS11, ABBAS10, AKPAS10, BADAS10, HAKAS10, HALAS10, İHLAS10, MÜMAS10, PALAS10, KIYAS9, KUDAS9, CİNAS9, BEKAS8, KISAS8, LİBAS8, MOLAS8, NADAS8, ELMAS7, MİLAS7, MİRAS7, MANAS7, MAKAS7, MELAS7, TEMAS7, ATLAS6, KALAS6, TALAS6, TAKAS6, TERAS6


ATLAS (Kelime Kökeni: Arapça aṭlas)


[isim]
  • Yüzü parlak, sık dokunmuş bir ipekli kumaş türü, saten

Birleşik Kelimeler: atlas çiçeği, atlas kemiği

[isim] [coğrafya]
  • Dünyanın, bir ülkenin, bir bölgenin fiziksel ve siyasal coğrafyası ile ekonomi, tarih vb. konularda toplu bilgi vermek için bir araya getirilmiş coğrafya haritaları derlemesi

Birleşik Kelimeler: dil atlası, gök atlası


KALAS (Kelime Kökeni: (Romanya'da Galati şehrinin adından))


[isim]
  • Kalın biçilmiş uzun tahta
[sıfat] [mecaz]
  • Kaba, anlayışsız kimse, kereste

    Önümüze geçen pahalı bir Alman arabasıydı, direksiyonundaki de bir başka kalas. - Sulhi Dölek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kalas gibi

Birleşik Kelimeler: denge kalası


TALAS


[isim]
  • Kayseri iline bağlı ilçelerden biri

TAKAS (Kelime Kökeni: Arapça taḳāṣṣ)


[isim]
  • Değişim
[ticaret]
  • İki ülke arasında yapılan alışverişin karşılıklı olarak malla ödenmesi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • takas etmek
  • takas tukas etmek


TERAS (Kelime Kökeni: Fransızca terrasse)


[isim]
  • Bir yapının damında çevresi, üstü açık yer, ayazlık, taraça

    Ayrıca denize bakan bir de büyük terası vardı. - Çetin Altan

[coğrafya]
  • Seki

ELMAS (Kelime Kökeni: Arapça elmās)


[isim]
  • Yerin derinliklerinde bulunan, billurlaşmış arı karbon
[sıfat]
  • Bu taşlarla yapılmış

    Elim değmişken elmas kılıcımla canını cehenneme yollayayım. - Turan Oflazoğlu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • elmas gibi

Birleşik Kelimeler: elmastıraş, kara elmas, camcı elması


MİLÂS


[isim]
  • Muğla iline bağlı ilçelerden biri

MİRAS (Kelime Kökeni: Arapça mīrās̱)


[isim] [hukuk]
  • Birine, ölen bir yakınından kalan mal mülk, para veya servet, kalıt, bırakıt, tereke
[mecaz]
  • Kalıtım yoluyla gelen herhangi bir özellik
[mecaz]
  • Bir neslin kendinden sonra gelen nesle bıraktığı şey

    Hatta bazıları mesleğin püf noktalarını anlatan kitaplar yazıp tecrübelerini gelecek nesillere miras bırakmışlardı. - İhsan Oktay Anar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • mirasa konmak
  • miras helal, hele al demişler
  • miras yemek

Birleşik Kelimeler: mirasyedi, reddimiras, baba mirası


MANAS


[isim] [hayvan bilimi]
  • Kın kanatlılardan, ergin evrede yaprakları, kurtçuk evresinde kökleri kemirerek tarım bitkilerine ve orman ağaçlarına büyük zarar veren bir böcek (Polyhylla fullo)

MAKAS (Kelime Kökeni: Arapça miḳaṣṣ)


[isim]
  • Bir eksen çevresinde dönebilecek biçimde çapraz eklemlenmiş, birbirine bakan yüzleri keskin iki çelik lamadan oluşmuş, arasına yerleştirilen herhangi bir şeyi kesmeye yarayan araç, sındı

    Her iki eliyle kullanırdı makasıyla tarağını. - Necati Cumalı

[mecaz]
  • Çalma, kırpma
[mimarlık]
  • Dirsek
[denizcilik]
  • Üst uçları birbirine bağlı, alt uçları açık olan iki direkten kurulmuş, ağırlık kaldırma düzeni
[hayvan bilimi]
  • Bazı eklem bacaklı hayvanların ön ayaklarında bulunan, savunma ve saldırmada kullanılan kıskaç
[spor]
  • Su topunda iki ayağın teker teker yarım daire biçiminde çevrilmesiyle yapılan bir hareket

Ata Sözleri ve Deyimler

  • makas almak
  • makas değiştirmek
  • makas vurmak

Birleşik Kelimeler: makas hakkı, makas payı, bahçe makası, çember makası, sürfile makası, tırnak makası


MELAS (Kelime Kökeni: Fransızca mélasse)


[isim]
  • Şeker üretiminde, billurlaşan şeker alındıktan sonra kalan şekerli posa

TEMAS (Kelime Kökeni: Arapça temāss)


[isim]
  • Değme (I), dokunma (I), dokunuş (I), değinti
[ruh bilimi]
  • Dokunma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • temasa geçmek
  • temasa gelmek
  • temas etmek
  • temas etmek
  • temas kurmak
  • temasta bulunmak

Birleşik Kelimeler: dirsek teması


BEKAS (Kelime Kökeni: Fransızca bécasse)


[isim] [hayvan bilimi]
  • Çulluk

KISAS (Kelime Kökeni: Arapça ḳiṣāṣ)


[isim] [eskimiş] [hukuk]
  • Bir suçluyu, başkasına yaptığı kötülüğü kendisine aynı biçimde uygulayarak cezalandırma

    Orada âdeta kısas kaidesi hükümfermadır, öldüren ölüme yollanır. - Refik Halit Karay

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kısas etmek

Birleşik Kelimeler: kısasa kısas

[isim] [eskimiş]
  • Kıssalar, hikâyeler, öyküler

LİBAS (Kelime Kökeni: Arapça libās)


[isim] [eskimiş]
  • Giysi

    Bu libaslar altında ikisinin de yürümeleri, tavırları değişmişti. - Ahmet Hikmet Müftüoğlu