ARİSTOCU Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler



ARİSTOCU harflerini içeren 4 harfli 31 kelime bulunuyor. 4 harfli ARİSTOCU kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Aristocu ile başlayan 4 harfli kelimeler. İçinde Aristocu olan 4 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

ACUR8, CİRO8, CURA8, İRCA7, İCRA7, İCAT7, İCAR7, OTSU7, RİCA7, RACİ7, SORU7, CARİ7, CART7, İSOT6, ORSA6, SURA6, STOR6, USTA6, ASİT5, ASRİ5, AORT5, ORTA5, ROTA5, RAST5, STAR5, SARİ5, SAİR5, TRAS5, TURA5, TRİO5, İRAT4


İRAT (Kelime Kökeni: Arapça īrād)


[isim]
  • Gelir

    Şenlik pansiyonerleri de ekseriyetle iratları düzgün kimseler değildir. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

[eskimiş]
  • Söyleme

Ata Sözleri ve Deyimler

  • irat etmek

Birleşik Kelimeler: iradımesel


ASİT (Kelime Kökeni: Fransızca acide)


[isim] [kimya]
  • Turnusolün mavi rengini kırmızıya çevirmek özelliğinde olan ve birleşimindeki hidrojenin yerine maden alarak tuz oluşturan hidrojenli birleşik, hamız

Birleşik Kelimeler: asit alkol, asit borik, asit fenik, asit katalizör, asitölçer, amino asit, asetik asit, borik asit, bromhidrik asit, formik asit, fosforik asit, hidroklorik asit, karbonik asit, klor hidrik asit, klorik asit, laktik asit, margarik asit, nitrik asit, nükleik asit, oksalik asit, oleik asit, palmitik asit, pikrik asit, salisilik asit, silisik asit, sitrik asit, sülfürik asit, tartarik asit, ürik asit, karınca asidi, kuzukulağı asidi, limon asidi, süt asidi


ASRİ (Kelime Kökeni: Arapça ʿaṣrī)


[sıfat] [eskimiş]
  • Çağdaş

AORT (Kelime Kökeni: Fransızca aorte)


[isim] [anatomi]
  • Ana atardamar

ORTA


[isim]
  • Bir şeyin kenarlarından merkeze doğru yaklaşık olarak aynı uzaklıkta olan yer

    Tam bağın ortasına geldikleri zaman düşman askerlerini gördüler. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

[sıfat]
  • Sorunların çözümünde aşırılıklardan kaçınan, ölçülü bir yöntem izleyen
[sıfat]
  • Her iki yanında kendi türünden aynı nitelikte nesneler, durumlar bulunan

    Hademe orta bölmeyi açmak üzere koştu. - Refik Halit Karay

[sıfat]
  • İki karşıt nitelik veya durum arasında bulunan, tutarlı, ılımlı, vasat
[fizik]
  • Bir olayın, içinde gerçekleştiği yer
[matematik]
  • Orantı
[spor]
  • Futbolda oyunculardan birinin, topu, kale ağzında duran arkadaşlarına havadan yollamak için yaptığı vuruş

    Aut çizgisinden nefis bir orta... - Haldun Taner

[tarih]
  • Yeniçeri Ocağında tabur

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ortadan kaldırmak
  • ortadan kalkmak
  • ortadan kaybolmak
  • ortadan sır olmak
  • ortadan söylemek
  • ortasını bulmak
  • ortaya almak
  • ortaya atılmak
  • ortaya atmak
  • ortaya balgam atmak
  • ortaya çıkarmak
  • ortaya çıkmak
  • ortaya dökmek
  • ortaya düşmek
  • ortaya konuşmak
  • ortaya koymak
  • ortaya sürülmek
  • ortaya yayılmak

Birleşik Kelimeler: orta ağırlık, orta boy, Orta Çağ, orta dalga, orta damar, orta deri, orta dikme, orta direk, Orta Doğu, orta elçi, orta hakem, orta hâlli, orta hece düşmesi, orta hizmeti, orta işi, orta kaldırım, orta karar, orta karın, orta kat, orta kulak, orta kuşak, orta malı, orta masası, orta mektep, orta nokta, ortaokul, orta oyunu, ortaöğrenim, ortaöğretim, orta parmak, orta saha, orta sıklet, Orta Şark, orta şekerli, orta tedrisat, orta terim, orta uç, orta yaşlı, orta yaylak, orta yol, orta yuvar, orta yuvarlak, ortanın sağı, ortanın solu, aritmetik orta, büyük orta, küçük orta, ulu orta, yarı orta sıklet, deprem ortası, gün ortası, meyve ortası

[isim]
  • Çankırı iline bağlı ilçelerden biri

ROTA (Kelime Kökeni: İtalyanca rotta)


[isim]
  • Bir gemi veya uçağın gidiş yönü, izleyeceği yol
[mecaz]
  • Görüş veya tutuma göre gidilen, izlenen yol

    Sarhoş serseri, bir eliyle boyuna rotayı ayarlamaya çalışıyordu. - Çetin Altan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • rota değiştirmek
  • rota kırmak


RAST (Kelime Kökeni: Farsça rāst)


[sıfat] [eskimiş]
  • Doğru, düzgün
[isim]
  • Tesadüf
[isim]
  • Atılan şey hedefi vurma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • rast gele!
  • rast gelmek
  • rast getirmek
  • rast gitmek

Birleşik Kelimeler: rastgele

[isim] [müzik]
  • Klasik Türk müziğinde bir makam

STAR (Kelime Kökeni: İngilizce star)


[isim]
  • Yıldız

Birleşik Kelimeler: medya starı


SARİ (Kelime Kökeni: Hintçe)


[isim]
  • Hint kadınlarına özgü giysi
[sıfat] [eskimiş]
  • Başkasına geçen, geçici

SAİR (Kelime Kökeni: Arapça sāʾir)


[sıfat]
  • Başka, öteki, diğer

    Onun sair işlerini bir dereceye kadar engelledi ise de ne zararı var! - Memduh Şevket Esendal


TRAS (Kelime Kökeni: Almanca Trass)


[isim]
  • Volkanik tüf

TURA


[isim]
  • Tuğra
[halk ağzında]
  • Bazı oyunlarda, vurmak için kullanılan düğümlenmiş mendil
[halk ağzında]
  • Ucu düğümlenmiş bir mendil aracılığıyla yanan veya yanılanların ebe tarafından cezalandırıldığı bir tür çocuk oyunu

Birleşik Kelimeler: yazı tura


TRİO (Kelime Kökeni: İtalyanca trio)


[sıfat] [müzik]
  • Üçlü

İSOT


[isim] [halk ağzında]
  • Kırmızı, acı biber

ORSA (Kelime Kökeni: İtalyanca orza)


[isim] [denizcilik]
  • Yelkenleri rüzgârın estiği yöne çevirmekte kullanılan, her iki taraftan yelkenin ortasına bağlanan ip
[ünlem]
  • (o'rsa) Geminin, rüzgârın geldiği yöne döndürülmesi için söylenen söz

    Orsa, diye bağırmasıyla dümeni basması bir oldu. - Halikarnas Balıkçısı

Birleşik Kelimeler: orsa alabanda, orsa boca