ARAŞTIRIVERME Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler



ARAŞTIRIVERME harflerini içeren 5 harfli 39 kelime bulunuyor. 5 harfli ARAŞTIRIVERME kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Araştırıverme ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Araştırıverme olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

VARIŞ15, AVŞAR14, MEVTA12, MAVRA12, TAVIR12, VERME12, VEREM12, VARMA12, AVRET11, AVRAT11, AVARE11, EVRAT11, IŞIMA11, VARTA11, AŞIRI10, IŞTIR10, TAŞIM10, ARTIŞ9, MAŞER9, REŞME9, ŞAMAR9, ŞATIR9, TIRAŞ9, TAŞMA9, ATAŞE8, TARAŞ8, TAŞRA8, ARTIM7, IRAMA7, MIRRA7, MARTI7, TIMAR7, TARIM7, ARTMA6, EMARE6, METRE6, MERET6, TERME6, ARTER5


ARTER (Kelime Kökeni: Fransızca artère)


[isim] [anatomi]
  • Atardamar

ARTMA


[isim]
  • Artmak işi

    Tiyatrolar sayıca arttı, bunun sonucu seyirci sayısında da artma oldu. - Metin And


EMARE (Kelime Kökeni: Arapça emāre)


[isim] [eskimiş]
  • Belirti, iz, ipucu

    Fakat hepsinin yüzünde korku ve endişe emarelerini ayan beyan görmüştüm. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu


METRE (Kelime Kökeni: Fransızca mètre)


[isim] [matematik]
  • Yer meridyen çemberinin kırk milyonda biri olarak kabul edilen, 100 cm'lik temel uzunluk ölçüsü birimi

    İskenderun Körfezi'ne sekiz yüz metre yukarıdan bakıyordum. - Refik Halit Karay

Birleşik Kelimeler: metrekare, metreküp, metre sistemi, akselerometre, alkalimetre, alkolmetre, altimetre, ampermetre, anemometre, areometre, asidimetre, azotometre, barometre, bolometre, çelik metre, dansimetre, debimetre, dekametre, densimetre, desimetre, dilatometre, dinamometre, elektrodinamometre, elektrometre, fotometre, füzyometre, galvanometre, gazometre, grafometre, gramsantimetre, grizumetre, hektometre, hidrometre, higrometre, interferometre, kalorimetre, kilogrammetre, kilometre, klinometre, kolorimetre, kronometre, lüksmetre, manometre, manyetometre, mikrometre, milimetre, minimetre, odyometre, oleometre, ozonometre, ödyometre, parametre, parkmetre, pedometre, piknometre, pirometre, plüviyometre, polarimetre, radyometre, sakarimetre, sakkarometre, santimetre, sülfürimetre, şerit metre, takeometre, takimetre, takometre, taksimetre, tansiyometre, telefonometre, telemetre, termometre, voltametre, voltmetre


MERET (Kelime Kökeni: Arapça mārid)


[isim]
  • Sıkıntı veren, hoşlanılmayan şeyler veya kimseler için kullanılan sövgü sözü

    Ben de öyle söyledim. Bırakalım artık şu meredi, dedim. - Ahmet Ümit

[sıfat] [halk ağzında]
  • Uğursuz

TERME (Kelime Kökeni: Farsça terme)


[isim] [halk ağzında]
  • Bir tür yaban turpu
[isim]
  • Samsun iline bağlı ilçelerden biri

ARTIM


[isim] [halk ağzında]
  • Artış

IRAMA


[isim]
  • Iramak işi

MIRRA (Kelime Kökeni: Arapça mirra)


[isim]
  • Acılık veren sıvılarla özel bir biçimde kaynatılarak pişirilen bir tür acı kahve

MARTI (Kelime Kökeni: İtalyanca martin)


[isim] [hayvan bilimi]
  • Martıgillerden, çoğu beyaz renkte, eti yenmez, yüzücü, perde ayaklı deniz kuşlarının ortak adı (Larus)

    Martıların ve askerlerin oranın en sadık nöbetçileri olduğunu her geçişimde gördüm. - Asaf Halet Çelebi

Birleşik Kelimeler: küçük martı


TIMAR (Kelime Kökeni: Farsça tīmār)


[isim]
  • Binek hayvanlarının kıllarını, derisini temizleme

    Tımar tam bir saat sürüyor, yarım saat hayvanın bir tarafı, yarım saat öbür yanı. - Haldun Taner

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tımar etmek

Birleşik Kelimeler: tımarhane, deve tımarı

[isim] [tarih]
  • Anadolu Selçukluları ve Osmanlılarda, belirli görev ve hizmet karşılığında kişilere verilen, yıllık geliri 3.000-20.000 akçe olan toprak

TARIM


[isim]
  • Bitkisel ve hayvansal ürünlerin üretilmesi, kalite ve verimlerinin yükseltilmesi, uygun koşullarda korunması, işlenip değerlendirilmesi ve pazarlanması, ziraat, kültür

Birleşik Kelimeler: tarım coğrafyası, ekolojik tarım, kuru tarım, organik tarım, sulu tarım


ATAŞE (Kelime Kökeni: Fransızca attaché)


[isim]
  • Bir elçiliğe bağlı uzman, elçilik uzmanı

    Elçilik ataşelerinde yüzde otuz azaltılmaya gidilmelidir. - Falih Rıfkı Atay

Birleşik Kelimeler: askerî ataşe, ticari ataşe, basın ataşesi, deniz ataşesi, ticaret ataşesi


TARAŞ


[isim] [halk ağzında]
  • Tarla, bağ, bahçe vb. yerlerden toplanan üründen artakalanlar

TAŞRA


[isim]
  • Bir ülkenin başkenti veya en önemli şehirleri dışındaki yerlerin hepsi, dışarlık

    Taşrada öğretmenlik ede ede saçı başı ağarmış, tatlı sözlü bir adamdı. - Halikarnas Balıkçısı

Birleşik Kelimeler: taşra ağzı