APTESSİZ Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler



APTESSİZ harflerini içeren 4 harfli 21 kelime bulunuyor. 4 harfli APTESSİZ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

ZAPT11, APSE9, PİST9, PEST9, STEP9, SEPİ9, ETAP8, İTAP8, PATİ8, SEZA8, SEZİ8, TEPİ8, TAPİ8, AZİT7, TAZE7, ZATİ7, ZAİT7, ASES6, ESAS6, ASİT5, SİTE5


ASİT (Kelime Kökeni: Fransızca acide)


[isim] [kimya]
  • Turnusolün mavi rengini kırmızıya çevirmek özelliğinde olan ve birleşimindeki hidrojenin yerine maden alarak tuz oluşturan hidrojenli birleşik, hamız

Birleşik Kelimeler: asit alkol, asit borik, asit fenik, asit katalizör, asitölçer, amino asit, asetik asit, borik asit, bromhidrik asit, formik asit, fosforik asit, hidroklorik asit, karbonik asit, klor hidrik asit, klorik asit, laktik asit, margarik asit, nitrik asit, nükleik asit, oksalik asit, oleik asit, palmitik asit, pikrik asit, salisilik asit, silisik asit, sitrik asit, sülfürik asit, tartarik asit, ürik asit, karınca asidi, kuzukulağı asidi, limon asidi, süt asidi


SİTE (Kelime Kökeni: Fransızca cité)


[isim]
  • Genellikle belli meslek adamları için yapılmış veya belli amaçlarla kurulmuş konutlar topluluğu, iş merkezi
[eskimiş]
  • Şehir
[tarih]
  • İlk Çağda kendi yasalarıyla yönetilen bir veya birkaç kentten oluşan devlet
[bilişim]
  • Kişi veya kuruluşların genel ağda oluşturduğu değişik konulardaki bilgilendirici veya eğlendirici sayfalar

Birleşik Kelimeler: kültür sitesi, sanayi sitesi


ASES (Kelime Kökeni: Arapça ʿases)


[isim] [tarih]
  • Osmanlı Devleti'nde Yeniçeri Ocağının kaldırılmasından önceki güvenlik görevlisi
[eskimiş]
  • Gece bekçisi

Birleşik Kelimeler: asesbaşı


ESAS (Kelime Kökeni: Arapça esās)


[isim]
  • Bir şeyin özünü oluşturan ana öge, temel
[sıfat]
  • Ana, temel olarak alınan, başlıca, asal, esasi

    Esas düşünce. Esas görev.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • esasa bağlamak
  • esasına bakarsan
  • esası olmamak

Birleşik Kelimeler: esas duruş, esas vaziyet


AZİT (Kelime Kökeni: Fransızca azide)


[isim] [kimya]
  • Azothidrik asit HN3 teki hidrojenin yerine bir kökün geçmesi ile türeyen birleşikler

TAZE (Kelime Kökeni: Farsça tāze)


[sıfat]
  • Bozulmamış, bayatlamamış olan

    Beyaz peyniri, ekmeğin taze kabuğuna sarıp ağzıma sokuyorum. - Yusuf Ziya Ortaç

[mecaz]
  • Yeni, zamanı geçmemiş

    Orada okuduğum en taze havadis yirmi beş, otuz günlüktü. - Halikarnas Balıkçısı

[isim] [mecaz]
  • Genç kadın

    Şu köşede çocuğuyla beraber bir taze oturuyor. - Ömer Seyfettin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • taze ot görmüş eşek gibi

Birleşik Kelimeler: taze fasulye, tazekan, taze para, taze soğan, her dem taze, terütaze


ZATİ


[zarf]
  • Zaten

    Ben zati çarpılmışım, beni bırak da söyle bakalım, nasıl gideceksin dağın tepesindeki köye? - Ayşe Kulin

[sıfat] [eskimiş]
  • Kendine özgü, kişiye ilişkin, kişisel, özel

    Zatî eşya.

[felsefe]
  • Özünlü

ZAİT (Kelime Kökeni: Arapça zāʾid)


[sıfat] [eskimiş]
  • Çoğaltan, artıran
[isim] [matematik]
  • Artı (+)

ETAP (Kelime Kökeni: Fransızca étape)


[isim] [spor]
  • Aşama

İTAP (Kelime Kökeni: Arapça ʿitāb)


[isim] [eskimiş]
  • Paylama, azarlama

    Bazen o kadar güzel ve orijinal şeyler söylüyordu ki onları dinlemek itaba ve hücuma maruz kalan için bile bir zevk teşkil ediyordu. - İbrahim Alâeddin Gövsa

Ata Sözleri ve Deyimler

  • itap etmek


PATİ


[isim]
  • Kedi, köpek vb. hayvanların ön ayağı
[halk ağzında]
  • Küçük çocuk ayağı

SEZA (Kelime Kökeni: Farsça sezā)


[sıfat] [eskimiş]
  • Uygun, yaraşır, bir şeye değer

    Hele Topaç dedikleri o mollanın hâli görülmeye seza. - Sermet Muhtar Alus


SEZİ


[isim]
  • Sezgi

Birleşik Kelimeler: ilk sezi, önsezi


TEPİ


[isim] [ruh bilimi]
  • Bir işi yapmak, harekete geçmek için duyulan ve bireyin engelleyemeyeceği kadar güçlü istek, içtepi, itki

Birleşik Kelimeler: içtepi


TAPİ (Kelime Kökeni: Fransızca tapis)


[isim]
  • Pokerde kâğıtlar dağıtılmadan önce oyunculardan birinin fiş veya parasını ortaya sürdükten sonra önünde fişi veya parası kalmadığını belirtmek için söylediği söz

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tapi kalmak