ANLATIVERMEK Harflerini İçeren 7 Harfli Kelimeler



ANLATIVERMEK harflerini içeren 7 harfli 58 kelime bulunuyor. 7 harfli ANLATIVERMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

KIVANMA15, KIVRAMA15, VIRLAMA15, VINLAMA15, VARILMA15, MANEVRA14, TAVALIK14, VARAKLI14, VAKARLI14, AKVAREL13, ALAVERE13, KARAVEL13, TAVERNA13, VEKALET13, ARINMAK9, ARITMAK9, ANLATIM9, ANMALIK9, ANILMAK9, ANIRMAK9, ANIRTMA9, ATILMAK9, ALINMAK9, AKTARIM9, KITLAMA9, KINLAMA9, KREMALI9, KANIRMA9, KARILMA9, KARINMA9, KALINMA9, KATILMA9, KATMALI9, MARKALI9, MERAKLI9, RAKAMLI9, TIKANMA9, TINLAMA9, TIKLAMA9, TANIMAK9, TANILMA9, TAKINMA9, TAKILMA9, EMEKTAR8, KIRLENT8, KIRANTA8, KANATLI8, KARALTI8, KENARLI8, KERAMET8, LAMEKAN8, MELANET8, TARAKLI8, KLARNET7, KANALET7, KARTELA7, LATERNA7, NALEKAR7


KLARNET (Kelime Kökeni: Fransızca clarinette)


[isim] [müzik]
  • Tahtadan, metal perdeli, orkestrada önemli yeri olan bir üflemeli çalgı

    Önce klarnetle ezgisini çalar, arkasından gür bariton sesiyle bir dörtlük söylerdi. - Cahit Külebi

Birleşik Kelimeler: basklarnet


KANALET (Kelime Kökeni: Fransızca canalette)


[isim]
  • Küçük kanal

KARTELA (Kelime Kökeni: İtalyanca cartella)


[isim]
  • Tombala vb. oyunlarda sayıların yazılı olduğu kart
[tiyatro]
  • Tuluat tiyatrosunun kapısına asılan tabela

LATERNA (Kelime Kökeni: İtalyanca lanterna)


[isim] [müzik]
  • Kolu çevrilerek çalınan, sandık biçiminde bir org türü

    Apaşlardan biri laternayı çalıyor. - Necip Fazıl Kısakürek


NALEKÂR (Kelime Kökeni: Farsça nālekār)


[sıfat] [eskimiş]
  • İnleyen, iniltili

    İçlerinden biri de ince, hazin, nalekâr bir sesle yavaş yavaş Kur'an okuyordu. - Memduh Şevket Esendal


EMEKTAR (Kelime Kökeni: Türkçe emek + Farsça -dār)


[sıfat]
  • Bir görevde uzun süre kalıp o işe emeği geçmiş olan (kimse)

    Ertesi sabah bahçede gezinirken Mehmet, emektar azaplarından birini gördü. - Emine Işınsu

[mecaz]
  • Çok kullanılmış, eski

    Emektar makinenin tozlarını silip masaya yerleşmeye karar verdim. - Çetin Altan


KIRLENT (Kelime Kökeni: Fransızca guirlande)


[isim]
  • Çiçek veya yaprak işlemeli süs

KIRANTA (Kelime Kökeni: İtalyanca quaranta)


[sıfat]
  • Saçları ağarmaya başlamış (erkek)

    Yeni şube reisi, kırk beşlik, ellilik, kıranta, ağzı kalabalık bir adam. - Memduh Şevket Esendal


KANATLI


[sıfat]
  • Kanadı olan

    Senelerden beri leylek görmüyorum. Hatta bu kanatlı yaz seyyahlarının son senelerde İstanbul'a rağbetleri az. - Ahmet Haşim

Birleşik Kelimeler: eş kanatlı


KARALTI


[isim]
  • Uzaklık ve karanlık sebebiyle kim veya ne olduğu seçilemeyen, belli belirsiz, koyu renkli biçim, silüet

    Az sonra dört atlının karaltısını seçtiler. - Nezihe Araz


KENARLI


[sıfat]
  • Herhangi bir biçimde kenarı olan

    Başında da geniş kenarlı, tüylü ama yine simsiyah bir şapka var. - Adalet Ağaoğlu


KERAMET (Kelime Kökeni: Arapça kerāmet)


[isim]
  • Ermiş kimselerin gösterdiklerine inanılan, doğaüstü, şaşkınlık uyandırıcı davranış veya durum

    Babamın, mucize ve keramet kıssaları olarak bize anlattığı şeyler bu çeşit gülünç ve çocukça masallardı. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • keramet buyurdunuz (veya keramette bulundunuz)
  • kerameti kendinden menkul
  • keramette bulunmak

Birleşik Kelimeler: keramet sahibi


LAMEKÂN (Kelime Kökeni: Arapça lāmekān)


[sıfat] [eskimiş]
  • Mekânı olmayan, mekânsız

Birleşik Kelimeler: lamekân takımı


MELANET (Kelime Kökeni: Arapça melʿanet)


[isim] [eskimiş]
  • Büyük kötülük, lanetlenecek iş veya davranış

TARAKLI


[sıfat]
  • Tarağı olan
[isim]
  • Sakarya iline bağlı ilçelerden biri