ŞIPIDIK ile Oluşan Kelimeler (ŞIPIDIK Kelime Türetme)
ŞIPIDIK harflerinden oluşan 9 kelime bulunuyor. ŞIPIDIK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Şıpıdık kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.
7 Harfli Kelimeler
ŞIPIDIK19
5 Harfli Kelimeler
DIŞKI12, DIŞIK12
4 Harfli Kelimeler
IŞIK9, IŞKI9
3 Harfli Kelimeler
ŞIP11, DIŞ9, KIŞ7, ŞIK7
KIŞ
-
Kuzey yarım kürede 22 Aralık-21 Mart tarihleri arasındaki zaman dilimi, sonbaharla ilkbahar arasındaki soğuk mevsim
Kıştı. Yerler iki karış kar tutmuştu. - Tarık Buğra
- Çok soğuk hava
Ata Sözleri ve Deyimler
- kış basmak (veya bastırmak)
- kışı geçirmek
- kış kışlığını, kuş kuşluğunu gösterir
- kış yapmak
Birleşik Kelimeler: kış çorbası, kış dönemi, Kış Dönencesi, kış günü, kış kayıtı, kış kıyamet, kış uykusu, kara kış, yaz kış, yazlı kışlı
- Tavuk vb. kümes hayvanlarını kovalamak için çıkarılan ses
ŞIK (Kelime Kökeni: Fransızca chic)
-
Güzel, zarif, modaya uygun
Şık bir elbise.
-
Güzel, modaya uygun giyinmiş olan
Daima müzik vardı, şık kadınlar vardı. - Halide Edip Adıvar
-
Yerinde, uygun
Herkesin içinde dans öğrenmem şık olur. - Peyami Safa
-
Seçenek
Sizin için iki şık var, ya çalışacaksınız ya bu işten vazgeçeceksiniz.
IŞIK
-
Cisimleri görmeyi, renkleri ayırt etmeyi sağlayan fiziksel enerji, erke, ziya, nur, şavk
Okuyabilmek için kapıdaki ışık yeterli değildi. - Halide Edip Adıvar
-
Bir yeri aydınlatmaya yarayan araç
Bir gece yatmışken kalktı, bitişik odaya girdi, ışığı yaktı. - Yusuf Atılgan
-
Aydınlanmak için kullanılan elektrik
Apartmandaki dairelerin ışıkları kapalı, herkes mışıl mışıl uyuyor olmalı. - Ahmet Ümit
-
Mutluluk, sevinç veya zekâdan doğan, özellikle yüzde ve gözlerde beliren parıltı
Bütün gözlerden manalı ışıklar sıçrıyordu. - Peyami Safa
-
Yol gösteren, aydınlatan kimse, düşünce, eser vb
Sevgili Behçet Necatigil şiirimizin vazgeçilmez ışıklarından biri olarak ayrıldı aramızdan. - Necati Cumalı
- Yüksek derecede ısıtılan cisimlerin veya çeşitli enerji biçimleriyle uyarılan cisimlerin gaz ışı yaydığı gözle görülen ışıma
Ata Sözleri ve Deyimler
- ışığı altında
- ışık almak
- ışık tutmak
Birleşik Kelimeler: ışık akısı, ışık aylası, ışık aynası, ışık bacası, ışık çanağı, ışık değneği, ışık eğrisi, ışık göçüm, ışık gölge, ışık hızı, ışık ışını, ışıkkesen, ışık kirliliği, ışık korkusu, ışık küre, ışıkölçer, ışık ölçümü, ışık yılı, ışık yuvarı, ışığa doğrulum, ışığa göçüm, dağınık ışık, yeşil ışık, ay ışığı, burçlar ışığı, buz ışığı, gün ışığı, güven ışığı, projektör ışığı, umut ışığı
IŞKI
- Deri, tahta kazımakta kullanılan, iki ucu saplı eğri bıçak
DIŞ
-
Herhangi bir cisim veya alanın sınırları içinde bulunmayan yer, hariç, iç karşıtı
Hafta sonunda şehrin dışına çıkıyoruz. - Ahmet Haşim
- Bir konunun kapsamına girmeyen şey
-
Görülen, içte bulunmayan yüzey
Bardağın dışı kirli.
- Bir kimsenin görünüşü, durum ve davranışları
-
Bireyin ötesinde bir varlığı olan
Dış dünya.
-
Somut kavramlarda iki veya ikiden çok şeyde merkeze daha uzak olan
Bayram vali konağının dış kapısında, ellerini yine önünde kavuşturmuş taş gibi dimdik duruyordu. - Ayşe Kulin
-
Yabancı ülkelerle ilgili
Dış siyaset. Dış ilişkiler.
- Açık havada geçen sahneleri içine alan çekim
- Bazı top oyunlarında karşı takım oyuncularının vuruşuyla topun kalenin bulunduğu taraftan dışarı çıkması, aut
Ata Sözleri ve Deyimler
- dışa vurmak
- dışı eli yakar, içi beni yakar
- dışı kalaylı, içi alaylı
- dışına çıkmak
- dışında
- dışında bırakmak
- dışında kalmak
Birleşik Kelimeler: dış açı, dış ağ, dış âlem, dış alım, dış asalak, dış başkalaşım, dış bellek, dışbeslenen, dış beslenme, dış borç, dış borçlanma, dışbükey, dış çevre, dış çizgiler durumu, dış çokgen, dış deri, dış dünya, dış evlilik, dış gebelik, dış gezegen, dış gezi, dış güçler, dış hat, dış işleri, dış kapı, dış kavuz, dış kredi, dış kulak, dış kutsal, dış lastik, dış merkezli, dış odun, dış pazar, dış pazarlama, dış piyasa, dış plazma, dış politika, dış saha, dış satım, dış ses, dış ters açı, dış ticaret, dış vurum, dış yarıçap, dış yüz, dış zar, dışa dönük, dışa vurum, ahlak dışı, akıl dışı, alfabe dışı, amaç dışı, bilim dışı, bilinç dışı, çağ dışı, çevrim dışı, ders dışı, devre dışı, din dışı, doğa dışı, evlilik dışı, gerçek dışı, gündem dışı, hudut dışı, irade dışı, istenç dışı, kanun dışı, kayıt dışı, kişilik dışı, kural dışı, liste dışı, mantık dışı, meyve dışı, olağan dışı, oran dışı, öz dışı, saf dışı, sınır dışı, sıra dışı, toplum dışı, töre dışı, us dışı, yasa dışı, yurt dışı, içli dışlı
ŞIP
- Düşen su damlasının çıkardığı ses
Ata Sözleri ve Deyimler
- şıp diye
Birleşik Kelimeler: şıpsevdi, şıpşıp, şıp şıp
DIŞKI
- Sindirim sonunda anüs yoluyla dışarıya atılan besin artığı, kaka, bok, büyük abdest, kazurat
Birleşik Kelimeler: dışkısever
DIŞIK
- Cüruf
ŞIPIDIK
-
Ökçesiz ve arkalıksız terlik veya pabuç, şıpşıp
Çıplak, kuvvetli topuklarının altında şıpıdıklarının ökçelerini ezerek alı al, moru mor bir telaşla geliyordu. - Hüseyin Rahmi Gürpınar