Şö ile Başlayan Kelimeler

ŞÖ ile başlayan 18 kelime bulunuyor. Başında ŞÖ olan kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "İçinde şö olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

11 Harfli Kelimeler

ŞÖYLEMESİNE24

10 Harfli Kelimeler

ŞÖVALYELİK27

9 Harfli Kelimeler

ŞÖVALYECE29, ŞÖHRETSİZ26, ŞÖYLESİNE21

8 Harfli Kelimeler

ŞÖMİZSİZ25, ŞÖHRETLİ21

7 Harfli Kelimeler

ŞÖVALYE24, ŞÖMİZYE22, ŞÖYLECE21, ŞÖMİZLİ20, ŞÖBİYET20

6 Harfli Kelimeler

ŞÖVALE21, ŞÖHRET19, ŞÖMİNE16

5 Harfli Kelimeler

ŞÖMİZ18, ŞÖYLE16, ŞÖLEN14

ŞÖLEN (Kelime Kökeni: Moğolca)

[isim]

  • Ziyafet

    Sizin şöleniniz, galiba, benimkinden daha masraflı olmuş. - Refik Halit Karay

  • Belli bir amaçla düzenlenen eğlence

[mecaz]

  • Sanat gösterisi

[toplum bilimi]

  • Din töreni niteliğinde yemek toplantısı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • şölen çekmek

Birleşik Kelimeler: bilgi şöleni

ŞÖMİNE (Kelime Kökeni: Fransızca cheminée)

[isim]

  • Odalarda, genellikle duvar kenarlarında tuğla veya taştan yapılmış, bacası olan yer, ocak

    Müsveddeleri, harıl harıl yanan açık şömineye atıyordu. - Halide Edip Adıvar

ŞÖYLE

[zarf]

  • Şunun gibi, şuna benzer biçimde
  • Şu yolda, şu biçimde

    Kendisi lisedeki ilk zamanlarını şöyle anlatmıştı. - Falih Rıfkı Atay

  • Aşağı yukarı

    O zamanlar, şöyle öğleye doğru otele bir başvurup çamaşır değiştireceği varsa değiştiriyor. - Ercüment Ekrem Talu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • şöyle dursun
  • şöyle ki

Birleşik Kelimeler: şöyle bir, şöyle böyle

ŞÖMİZ (Kelime Kökeni: Fransızca chemise)

[isim]

  • Gömlek
  • Kitap kılıfı

ŞÖHRET (Kelime Kökeni: Arapça şuhret)

[isim]

  • Ün

    Kıran Bey, çetesinin şöhretini her tarafa yaydı. - Refik Halit Karay

  • Tanınmış, ünlü kimse

    Bu salonda hepsini ilk defa gördüğüm altı şöhret var. - Yusuf Ziya Ortaç

Ata Sözleri ve Deyimler

  • şöhret bulmak (veya kazanmak)
  • şöhreti dünyayı tutmak
  • şöhret kapısı açılmak
  • şöhret salmak

Birleşik Kelimeler: şöhret sahibi, yalancı şöhret

ŞÖMİZLİ

[sıfat]

  • Şömizi olan

ŞÖBİYET

[isim]

  • İnce yufkaların içine kaymak konulup üstüne dövülmüş fıstık serpilerek yapılan bir baklava türü

ŞÖYLESİNE

[zarf]

  • Tam şöyle, şu biçimde

    Şöylesine bir vurdu ki...

  • İş olsun diye, gelişigüzel, öylesine

ŞÖHRETLİ

[sıfat]

  • Ünlü

    İstanbul'un en güzel, en şöhretli kadınlarından idi. - Refik Halit Karay

Birleşik Kelimeler: şanlı şöhretli

ŞÖYLECE

[zarf]

  • Şu biçimde, tam şöyle

    Şöylece bir etrafıma baktım. - Necip Fazıl Kısakürek

ŞÖVALE (Kelime Kökeni: Fransızca chevalet)

[isim]

  • Ressam sehpası

ŞÖMİZYE (Kelime Kökeni: Fransızca chemisier)

[isim]

  • Yakası erkek gömleğini andıran, uzun kollu, manşetli kadın bluzu

ŞÖVALYE (Kelime Kökeni: Fransızca chevalier)

[isim]

[tarih]

  • Eski Roma'da üç sınıftan ikincisinin üyesi olan yurttaş
  • Orta Çağ Avrupası'nda özel eğitimle yetişmiş, belli ülküler taşıyan, soylu, atlı savaşçı

    Niğbolu muharebesine birçok Fransız asilleri ile şövalyeler ve Almanlar iştirak etmişlerdir. - Falih Rıfkı Atay

  • Derebeylik düzeninde soyluluk unvanlarının en alt basamağı
  • Günümüzde Fransız hükûmetinin verdiği şeref belgesi ve nişanı

Birleşik Kelimeler: şövalye ruhlu, şövalye yüzüğü

ŞÖMİZSİZ

[sıfat]

  • Şömizi olmayan

ŞÖHRETSİZ

[sıfat]

  • Ünü olmayan, ünsüz