ŞUFA ile Oluşan Kelimeler (ŞUFA Kelime Türetme)

ŞUFA harflerinden oluşan 8 kelime bulunuyor. ŞUFA kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Şufa kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.

4 Harfli Kelimeler

ŞUFA14

3 Harfli Kelimeler

FAŞ12, ŞUA7

2 Harfli Kelimeler

UF9, AF8, FA8, ŞU6, AŞ5

[isim]

  • Yemek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aşını, eşini, işini bil
  • aşı pişiren yağ olur, gelinin yüzü ağ olur
  • aş taşınca kepçeye paha olmaz
  • aş tuz ile, tuz oran ile

Birleşik Kelimeler: aş damı, aşerme, aşevi, aşhane, aş ocağı, alaca aş, katıklı aş, arabaşı

ŞU

[sıfat]

  • Bu kelimesine göre yerde, zamanda veya söz zincirinde biraz uzak olanı niteleyen söz

    Bu parayı da şu adrese gönderiver. - Ayla Kutlu

[zamir]

  • Biraz uzakta olan bir varlığı veya biraz önce anılan bir şeyi işaret yolu ile belirtmek için kullanılan söz, şurası

    Bunu istemem, şunu isterim.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • şu denli
  • şu günlerde (veya sırada)
  • şu kadar
  • şu kadar ki
  • şuna bak!
  • şundan
  • şunun şurası
  • şusu busu

Birleşik Kelimeler: şu açıdan, şu bakımdan, şu bu, şu hâlde, şu takdirde, şu yönden, şu yüzden

ŞUA (Kelime Kökeni: Arapça şuʿā)

[isim]

[eskimiş]

[fizik]

  • Işın

Birleşik Kelimeler: şua tedavisi

AF (Kelime Kökeni: Arapça ʿafv)

[isim]

  • Bir suçu, bir kusuru veya bir hatayı bağışlama
  • Görevden çıkarılma

    Kardeşinin vazifeden affı kararlaşmış.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • af buyurun!
  • af çıkarmak
  • af dilemek
  • affa uğramak
  • affını dilemek (veya istemek)
  • affınıza sığınarak

Birleşik Kelimeler: affedilmek, affetmek, affettirmek, affeylemek, affolunmak, genel af, özel af, umumi af

FA (Kelime Kökeni: İtalyanca fa)

[isim]

[müzik]

  • Müzikal ses dizilerinde mi ile sol arasındaki ses
  • Bu sesi gösteren nota işareti

Birleşik Kelimeler: fa anahtarı

UF (Kelime Kökeni: ünl.)

  • Acı, sızı duyulduğunda veya sıkıntılı bir durumda söylenen bir söz

    Uf, parmağım yandı!

Ata Sözleri ve Deyimler

  • uf olmak

FAŞ (Kelime Kökeni: Farsça fāş)

[isim]

[eskimiş]

  • `Gizli olanı açığa vurmak, duyurmak, ortaya dökmek, dile vermek` anlamlarındaki faş etmek, `belli olmak, açıklanmak, ortaya çıkmak` anlamlarındaki faş olmak birleşik fiillerinde geçen bir söz

    Ona en büyük sırrını faş etmek, ona imdi yukarıda, kocasının yanı başında yemek yiyen Güzide'yi göstermek istemişti. - Nazım Hikmet

    Sırrının faş olduğu gün ona ölümden başka çıkar yol kalmazdı. - Refik Halit Karay

ŞUFA (Kelime Kökeni: Arapça şufʿa)

[isim]

[eskimiş]

[hukuk]

  • Ön alım

Birleşik Kelimeler: şufa hakkı