ŞİKAYETÇİ Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler

ŞİKAYETÇİ harflerini içeren 4 harfli 36 kelime bulunuyor. 4 harfli ŞİKAYETÇİ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Şikayetçi ile başlayan 4 harfli kelimeler. İçinde Şikayetçi olan 4 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

İŞÇİ10, İÇİŞ10, EŞYA9, ŞAYİ9, ATEŞ7, AKÇE7, ÇİTA7, ÇİTİ7, ÇEKİ7, EŞİK7, EŞİT7, ETÇİ7, EKŞİ7, İTÇE7, İŞTE7, İTİŞ7, İÇKİ7, İÇİT7, İAŞE7, KİŞİ7, KAŞE7, KEÇİ7, ŞİKE7, ŞİTA7, ŞAKİ7, AYET6, YETİ6, ATİK4, AKİT4, ETİK4, ETKİ4, EKTİ4, İTKİ4, İKTA4, KATİ4, TİKE4

ATİK

[sıfat]

  • Çabuk davranan, çevik

Birleşik Kelimeler: atik tetik

[sıfat]

[eskimiş]

  • Eski, eski zamanla ilgili

Birleşik Kelimeler: Ahd-i Atik

ÂKİT (Kelime Kökeni: Arapça ʿāḳid)

[sıfat]

  • Bağıtçı

[isim]

[eskimiş]

[hukuk]

  • Sözleşme
  • Nikâh

Birleşik Kelimeler: akit vaadi, akdetmek, evlilik akdi, hizmet akdi, iş akdi

ETİK (Kelime Kökeni: Fransızca éthique)

[isim]

  • Töre bilimi
  • Çeşitli meslek kolları arasında tarafların uyması veya kaçınması gereken davranışlar bütünü
  • Etik bilimi

[sıfat]

  • Ahlaki, ahlakla ilgili

Birleşik Kelimeler: etik bilimi

ETKİ

[isim]

  • Bir kimse veya nesnenin başka bir kişi veya şey üzerindeki gücü, tesir

    Yaşadıklarını yazmanın böylesine bir etki yapabileceğinden hiç haberim yoktu. - Ayla Kutlu

  • Bir etken veya bir sebebin sonucu, yardım

    Tokadın etkisi kötü oldu.

[mecaz]

  • Bir kimse üzerinde bırakılan izlenim

    Sustu, istediği etkiyi tam olarak yapmak için olmalıydı bu. - Tarık Buğra

Ata Sözleri ve Deyimler

  • etki bırakmak
  • etki etmek
  • etkisini göstermek

Birleşik Kelimeler: bozucu etki, kılcal etki, yan etki

EKTİ

[sıfat]

  • Her yiyeceği canı çeken
  • Asalak
  • Cimri

[isim]

  • Anası ve babası olmayan veya atılmış, bırakılmış çocuk

[halk ağzında]

  • Arsız, yüzsüz, görgüsüz

[halk ağzında]

  • Anası ölüp başka bir koyuna alıştırılan veya elle beslenen (kuzu)

    Ayol ihtiyarsan ne diye kızın arkasından ekti kuzu gibi dolaşıyorsun? - Memduh Şevket Esendal

Birleşik Kelimeler: ekti püktü

İTKİ

[isim]

[ruh bilimi]

  • Tepi

    Bilinç dışı özgürlüğünün itkisiyle en sonunda âşık olmuştur. - Selim İleri

İKTA (Kelime Kökeni: Arapça ıḳṭāʿ)

[isim]

[tarih]

  • Bir kişinin mülkiyetinde olmayıp devlete ait olan toprakların vergilerinin veya gelirlerinin asker veya sivil erkâna hizmet ve maaşlarına karşılık verilmesi

KATİ (Kelime Kökeni: Arapça ḳaṭʿī)

[sıfat]

  • Kesin

    Cem dayattı ve bu rolü asla kabul etmeyeceğini kati bir dille bildirdi. - Necip Fazıl Kısakürek

Birleşik Kelimeler: kati teminat

TİKE

[isim]

[halk ağzında]

  • Et, ekmek, peynir vb.nde parça, lokma, dilim

Birleşik Kelimeler: tike kebabı

AYET (Kelime Kökeni: Arapça āyet)

[isim]

[din bilgisi]

  • Kur'an surelerini oluşturan kısımlardan her biri

    Unutmadığı ayetlerle namaz kılıyor, dua ediyordu. - Ömer Seyfettin

YETİ

[isim]

[felsefe]

  • İnsanda bulunan, bir şey yapabilme yeteneği, kuvve, meleke

    Aklımız fikrimiz hep insanda, yetilerimizi var gücümüzle çoğaltıp onun rahatlığına çalışıyoruz. - Azra Erhat

[ruh bilimi]

  • Bellek, usa vurma, algılama veya imgeleme gibi insanın doğuştan gelen zihin güçlerinden herhangi biri, meleke

ATEŞ (Kelime Kökeni: Farsça āteş)

[isim]

  • Yanıcı cisimlerin tutuşmasıyla beliren ısı ve ışık, od, nâr

    Bu eller, vücuda getireceği tesirle duman ve ateş içinde, bütün bir memleketin son feryadını uyandırarak soğuyup donabilirdi. - Hamdullah Suphi Tanrıöver

  • Tutuşmuş olan cisim
  • Isıtmak, pişirmek için kullanılan yer veya araç

    Yemeği ateşten indirdim.

  • Patlayıcı silahların atılması

    Top ateşi geceye kadar sürdü.

  • Genellikle hastalık etkisiyle artan vücut sıcaklığı, kızdırma

    Ateşi kırktan aşağıya düşmezdi. - Sait Faik Abasıyanık

[mecaz]

  • Öfke, hırs, hınç

    Fırlayıp ayağa kalkmış, bir duvara yaslanarak ateş fışkıran gözlerle onu seyre başlamıştı. - Tarık Buğra

[mecaz]

  • Coşkunluk

    Nejat Efendi'nin çalışında Peregrini'nin ihtirası, ateşi yoktu. - Halide Edip Adıvar

[mecaz]

  • Tehlike, felaket

    Kendinizi ateşe atıyorsunuz.

[mecaz]

  • Büyük üzüntü, acı

    İçimin ateşi hiç küllenmedi. Seneler geçtikçe daha alevleniyor. Evlat acısı bu. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ateş!
  • ateş açmak
  • ateş almak
  • ateş almaya mı geldin?
  • ateş bacayı (veya saçağı) sarmak
  • ateş basmak
  • ateş çıkmak
  • ateş demekle ağız yanmaz
  • ateş düştüğü yeri yakar
  • ateş etmek
  • ateşe tutmak
  • ateşe vermek
  • ateşe vurmak
  • ateşe vursa duman vermez
  • ateş gibi
  • ateş gibi kesilmek
  • ateş gibi yanmak
  • ateşi başına vurmak
  • ateşi çıkmak (veya yükselmek)
  • ateşi düşmek
  • ateşine yanmak
  • ateşini almak
  • ateşi uyandırmak
  • ateş kesilmek
  • ateş kesmek
  • ateşle barut bir yerde durmaz
  • ateşle oynamak
  • ateşler içinde yanmak
  • ateş olmayan yerden duman çıkmaz
  • ateş olsa cirmi kadar yer yakar
  • ateş püskürmek
  • ateş saçmak
  • ateş vermek
  • ateş yağdırmak

Birleşik Kelimeler: ateş balığı, ateş böceği, ateş çiçeği, ateş düşürücü, ateş gecesi, ateş gemisi, ateş hattı, ateş kayığı, ateşkes, ateş kırmızısı, ateş küre, ateş pahası, ateş parçası, ateş tuğlası, ateşten gömlek, alabanda ateş, çapraz ateş, bar ateşi, baraj ateşi, batarya ateşi, fındık ateşi, imha ateşi, Rum ateşi, taciz ateşi, yaylım ateşi

AKÇE

[isim]

  • Küçük gümüş para
  • Her tür madenî para, akça

Birleşik Kelimeler: geçer akçe, geçmez akçe, kalp akçe, yedek akçe, züyuf akçe, güvence akçesi, ihtiyat akçesi, kan akçesi, pey akçesi, teminat akçesi

ÇİTA (Kelime Kökeni: İngilizce cheetah)

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Etçil memeliler sınıfının etçiller takımının kedigiller familyasından bir hayvan

ÇİTİ

[isim]

  • Çitme işi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • çiti yapmak