ŞEYTANILAİN Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler
ŞEYTANILAİN harflerini içeren 6 harfli 21 kelime bulunuyor. 6 harfli ŞEYTANILAİN kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
EŞYALI12,
ALATEN
- Cüzzamlı
İLANEN (Kelime Kökeni: Arapça iʿlānen)
- Duyuru yoluyla
LANTAN (Kelime Kökeni: Fransızca lanthane)
- Atom numarası 57, atom ağırlığı 138,9, yoğunluğu 6,1 olan, beyaz, havada çabuk oksitlenen, parlak bir alevle yanan, seyrek bulunur bir element (simgesi La)
NANELİ
- Nanesi olan
- İçinde nane ruhu olan
TANELİ
- Tanelerden oluşmuş
-
Çeşitli boylarda tanesi olan
İri taneli büyük ve siyah binlik dergâh tespihini çekmeye başladığı zaman... - Abdülhak Şinasi Hisar
ANLATI
- Ayrıntılarıyla anlatma
-
Roman, hikâye, masal vb. edebî türlerde bir olay dizisini anlatma biçimi, hikâyeleme, öyküleme, tahkiye
Masal olsun roman olsun, ikisi de anlatı sanatıdır. - Necati Cumalı
İNANLI
- İnanı olan, bir şeye bütün varlığıyla inanmış bulunan, imanlı, mümin, mutekit
İNAYET (Kelime Kökeni: Arapça ʿināyet)
-
İyilik, kayra, atıfet, ihsan, lütuf
Gayret bizden, inayet Allah'tan. - Emine Işınsu
Ata Sözleri ve Deyimler
- inayet etmek (veya eylemek)
- inayet ola
- inayette bulunmak
AYNALI
-
Aynası olan
Hemen aynalı dolabını açtı, en iyi çarşafını çıkararak acele giyinmeye başladı. - Peyami Safa
-
Parlak yüzlü, yakışıklı, güzel
Vah vah, aynalı şeydi doğrusu, kayartonun elinden kurtaramadınız. - Refik Halit Karay
Birleşik Kelimeler: aynalı sazan
ATEŞLİ
-
Ateşi olan
Ateşli hasta.
-
Heyecanlı, coşkulu
Bu karanlık günler, senin gibi genç, ateşli, imanlı zabitlerin gayreti ile aydınlanacak. - Samim Kocagöz
- Cinsel istekleri güçlü olan
Birleşik Kelimeler: ateşli ateşli, ateşli silah
ATEŞİN (Kelime Kökeni: Farsça āteşīn)
- Ateşli, coşkun
- Ateş renginde olan
İNŞAAT (Kelime Kökeni: Arapça inşāʾāt)
-
Yapma işi, yapım
Gemi inşaatı.
Arsalar satıldıktan sonra inşaat başladı. - Haldun Taner
-
Yapımı süren bina
O gece çöp yolunun ağzındaki inşaatlardan birine sığındılar. - Lâtife Tekin
Birleşik Kelimeler: inşaat atığı, inşaat çivisi, blok inşaat
NİŞANE (Kelime Kökeni: Farsça nişāne)
- Nişangâh
- Hedef
-
Eser, iz, belirti
Toprak üzerinden nişaneleri kaldırmak ilim karşısında maziyi unutturmaz. - Yahya Kemal Beyatlı
ŞENAAT (Kelime Kökeni: Arapça şenāʿat)
-
İğrençlik, kötülük, alçaklık
Bir müsteşarı elinde bulundurmak için her türlü şenaate katlanabileceğine inanmıyordu. - Peyami Safa
ATANIŞ
- Atanma işi