ŞEYTANCA Harflerini İçeren 3 Harfli Kelimeler
ŞEYTANCA harflerini içeren 3 harfli 24 kelime bulunuyor. 3 harfli ŞEYTANCA kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
ŞEY8,
ANT
- Tanrı'yı veya kutsal bilinen bir kişiyi, bir şeyi tanık göstererek bir olayı doğrulama, yemin, kasem
-
Kendi kendine söz verme, ahit
Andım var, bu işi yapacağım.
Ata Sözleri ve Deyimler
- andını bozmak
- ant içmek
- ant olsun
- ant verdirmek
- ant vermek
Birleşik Kelimeler: ant kardeşi
ATA
- Baba
-
Dedelerden ve büyükbabalardan her biri
Ey kız gözüme huri görünürsün / Atan sevmez seni benden ziyade - Karacaoğlan
- Kişinin geçmişte yaşamış olan büyükleri
Ata Sözleri ve Deyimler
- atadan babadan görmek
- ata dostu oğla mirastır
- atalar çıkarayım der tahta, döner dolaşır gelir bahta
- atalar sözünü tutmayanı yabana atarlar
- ata malı mal olmaz, kendin kazanmak gerek
- atasını tanımayan Allah'ını tanımaz
Birleşik Kelimeler: atabey, ataerki, ata lira, atasarısı, atasözü
ATE
- Tanrıtanımaz
ANA
-
Anne
Anası mutfakta bir tabağa marul doğruyor. - Yusuf Atılgan
- Yavrusu olan dişi hayvan
-
Dinî bakımdan aziz tanınan bazı kadınlara verilen saygı unvanı
Fatma Anamız. Meryem Ana.
- Yaşlı kadınlara saygılı bir seslenme sözü
-
Velinimet
Yoksullar anası.
- Alacağın veya borcun, faizin dışında olan bölümü
-
Temel, asıl, esas
Ana bina aradan geçen elli beş yıla karşın değişmemiş. - Ayla Kutlu
- Çizgilerden herhangi birini anlatan kelimeye sıfat olarak geldiğinde o çizginin, belirli bir kural altında hareket ederek bir yüzey oluşturmaya yaradığını anlatan bir söz
Ata Sözleri ve Deyimler
- ana avrat küfretmek (veya düz veya dümdüz gitmek)
- ana bir, baba ayrı
- anadan doğmuşa dönmek (veya anadan yeni doğmuş gibi olmak)
- ana gibi yâr olmaz, Bağdat gibi diyar olmaz
- ana ile kız, helva ile koz
- ana kızına taht kurar, kız bahtı kocadan arar (veya ana kızına taht kurmuş, baht kuramamış)
- anam!
- anam avradım olsun
- anam babam
- anamın (veya anasının) ak sütü gibi (helal olsun)
- anamın öleceğini bilseydim kulağı dolu darıya satardım
- anan güzel idi hani yeri, baban zengin idi hani evi?
- ananın bahtı kızına
- ananın bastığı yavru incinmez
- anan yahşi, baban yahşi
- anası ağlamak
- anasına avradına sövmek
- anasına bak kızını al, kenarına bak bezini al
- anasından doğduğuna bin pişman
- anasından doğduğuna pişman etmek
- anasından doğduğuna pişman olmak
- anasından emdiği süt burnundan (fitil fitil) gelmek
- anasından emdiği sütü burnundan getirmek
- anasını ağlatmak
- anasını bellemek
- anasını eşek kovalasın!
- anasının gözü
- anasının ipini satmış (veya pazara çıkarmış)
- anasının kızı
- anasının körpe kuzusu
- anasının nikâhını istemek
- anasının oğlu
- anasını sat! (veya satayım!)
- anası turp (veya sarımsak), babası şalgam (veya soğan)
- anası yerinde
Birleşik Kelimeler: ana arı, ana atardamar, ana baba, ana besleme hattı, ana bilim dalı, ana cadde, ana çizgi, ana dal, ana defter, ana deniz, ana dil, ana dili, ana direk, ana doğrusu, ana duvar, ana düşünce, anaerki, ana fikir, ana haber sunucusu, ana hat, ana kadın, ana kapı, ana kara, ana kent, ana kitap, ana kolon hattı, ana konu, ana kök, ana kraliçe, ana kubbe, ana kucağı, ana kuyu, ana kuzusu, anamal, ana mektebi, ana menü, ana motif, ana muhalefet, anaokulu, ana ortaklık, anapara, ana rahmi, ana saat, ana sanlı, ana sav, ana sayaç, ana sınıfı, ana sözleşme, ana şehir, ana toplardamar, ana vatan, ana yapı, ana yarısı, anayasa, ana yemek, ana yol, ana yön, ana yurt, ana yüreği, anadan doğma, anadan görme, anadan üryan, anası danası, anası kılıklı, büyükana, Havva Ana, havvaanaeli, kadınana, kaynana, meryemana asması, meryemana dikeni, meryemanaeldiveni, meryemanakandili, meryemanakuşağı, sperma ana hücresi, sütana, üvey ana, dağ anası, dağlar anası, denizanası, dev anası, hamam anası, kuyu anası, öksüz anası
NET (Kelime Kökeni: Fransızca net)
- Bütün çizgileri belirgin olan, gözün bütün ayrıntılarıyla algılanan, iyi görünen
- İyi duyulan (ses)
-
Kesintilerden sonra geri kalan miktarda olan, safi
Bin beş yüz net veriyorlardı, vergi, sigorta çıktıktan sonra. - Haldun Taner
-
Açık seçik olan, anlaşılmaz yanı bulunmayan
Hayatını didik didik etmek, son beş altı yıllık çizgisini net olarak ortaya çıkarmak istiyordu. - Tarık Buğra
Birleşik Kelimeler: net resim, net ücret
- Tenis, masa tenisi gibi oyunlarda servis atışlarında topun karşı sahaya geçerken fileye değdiğini belirtmek için kullanılan bir söz
TAN
- Güneş doğmadan önceki alaca karanlık, fecir
Ata Sözleri ve Deyimler
- tan ağarmak (veya atmak veya sökmek)
Birleşik Kelimeler: tan yeli, tan yeri
TEN (Kelime Kökeni: Farsça ten)
- İnsan vücudunun dış yüzü, cilt
- Vücut
Birleşik Kelimeler: ten fanilası, ten rengi
AYA
- Elin parmak dipleriyle bilek arasındaki iç bölümü, avuç içi
- Ayak tabanı
- Yaprakların düz ve parlak bölümü
Birleşik Kelimeler: el ayası, köpekayası, yaprak ayası
AYN (Kelime Kökeni: Arapça ʿayn)
- Göz
Birleşik Kelimeler: aynısefa
NEY (Kelime Kökeni: Farsça ney)
-
Klasik Türk müziğinde ve özellikle tekke müziğinde yer alan, kaval biçiminde, yanık sesli, kamıştan yapılmış, üflemeli bir çalgı
Bu ücra ve metruk sarayda yalnız arada sırada bir Türk gencinin neyi işitiliyor. - Yahya Kemal Beyatlı
Ata Sözleri ve Deyimler
- ney üflemek (veya üfürmek)
TAY
- Üç yaşına kadar olan at yavrusu
- Denk, eşit, eş
- Hayvanın bir yanındaki yük
Ata Sözleri ve Deyimler
- tay gelmek
YEN
-
Giysi kolu
Yalnız ellerini yıkadı, kuruladı, yenlerini indirdi. - Ömer Seyfettin
- Yılanyastığıgiller, muzgiller vb. bitki familyalarında, çiçeklerin üzerinde bir örtü gibi duran ve çoğu renkli olan bir çiçek yaprağı
- Japonya para birimi
YAT
- Kalkan, zırh vb. korunma aracı
-
Özel gezinti gemisi
Seni kendi yatımızda kaptan kıyafetiyle göremeyeceğim. - Refik Halit Karay
Birleşik Kelimeler: yat kulübü, yat limanı
YAN
-
Bir şeyin ön, arka, alt ve üst dışında kalan bölümü, profil
Yolcuların girdiği iskele yanından kendini denize attı. - Memduh Şevket Esendal
-
Sağ ve solun ortak adı, yön, taraf, cihet
Yaşlı garson yanımıza geldi. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
- Yer
- Üst
-
Birlikte, beraberinde olma
Bir ara acıkıp yanlarında getirdikleri ekmek peyniri yediler. - Necati Cumalı
- Üstte, altta, arkada veya önde olmayan
-
İkinci derece olan
Çoğu kez yan uğraş olarak oyuncular filmcilikle uğraşıyordu. - Metin And
-
Tali
Siyasi partiler kadın kolu, gençlik kolu ve benzeri şekilde ayrıcalık yaratan yan kuruluşlar meydana getiremezler. - Anayasa
- Bir tarafa yönelerek
- İstekleri karşıt olan iki kişiden veya topluluktan biri
- Savaş düzenindeki ordunun iki kanadından her biri
- Bir denklemde `=` işaretiyle ayrılmış olan iki anlatımdan her biri
- Futbol veya hentbolda, topun, alanın yan çizgileri dışına çıkması, taç (II)
Ata Sözleri ve Deyimler
- -den yana
- -den yana çıkmak
- -den yana olmak
- yan bakmak
- yan basmak
- yan çizmek
- yan gelip oturmak (veya yatmak)
- yan gelmek
- yan gözle bakmak
- yanına almak
- yanına bırakmamak (veya koymamak)
- yanına kalmak
- yanına kâr kalmak
- yanına salavatla varılmaz
- yanına salavatla yaklaşılmak
- yanına yaklaştırmamak
- yanından bile geçmemiş
- yanında olmak
- yan pala Zeydün
- yan tutmak
- yan yatmak
Birleşik Kelimeler: yan atışı, yan bakış, yan cümle, yan çizgisi, yan dal, yan etki, yan flüt, yan hakem, yan kabağı, yan kâğıdı, yankesici, yan ödeme, yan sanayi, yan tesir, yantutmaz, yan tümce, yan ürün, yan yan, yan yana, yan yargıcı, yan yol, yan yüzergiller, yanı başı, yanıkara, bir yana, bir yanda, bir yandan, öte yandan, alt yanı
ACE (Kelime Kökeni: İngilizce ace)
- 343 servis sayısı