ŞEFFAFLAŞTIRMAK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler

ŞEFFAFLAŞTIRMAK harflerini içeren 6 harfli 94 kelime bulunuyor. 6 harfli ŞEFFAFLAŞTIRMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

ŞEFFAF27, KEŞŞAF18, ŞEFKAT15, ŞEFAAT15, FARIMA14, FRAKLI13, FARKLI13, FIRLAK13, KAFALI13, MALAFA13, ŞAŞMAK13, ŞAŞLIK13, ARAFAT12, FALAKA12, KARAFA12, AŞIRMA11, AŞILMA11, ATIŞMA11, ALTMIŞ11, ALIŞMA11, AKIŞMA11, ALAŞIM11, KAŞIMA11, MAAŞLI11, MAŞRIK11, MAŞALI11, ŞAMALI11, ŞAKIMA11, TAŞIMA11, ARATIŞ10, IRKTAŞ10, KARŞIT10, KAŞMER10, MAŞALA10, ŞAMATA10, ŞARTLI10, ŞARKLI10, TAŞMAK10, TAŞLIK10, TEMAŞA10, AŞERAT9, AŞKALE9, ŞALTER9, ARITMA8, ARMALI8, ATILMA8, AMALIK8, AKITMA8, IKLAMA8, IRAMAK8, KARIMA8, KAMALI8, MATLIK8, TIKAMA8, TAMLIK8, TALKIM8, ARATMA7, ARKALI7, ARTMAK7, ARAMAK7, ARALIK7, ARAKLI7, ATLAMA7, ATAMAK7, ATALIK7, AKAMET7, AMETAL7, AKLAMA7, ALARMA7, ALAMET7, KARTLI7, KARALI7, KARAMA7, KAMARA7, KAMERA7, KIRAAT7, KATMER7, MALKAR7, MAKTEL7, MARKET7, MAKARA7, MAKALE7, MERKAT7, MATRAK7, MATARA7, REKLAM7, TERMAL7, TARAMA7, TARALI7, AKARET6, KARTAL6, KARTEL6, KARATE6, KERATA6

AKARET (Kelime Kökeni: Arapça ʿaḳāret)

[isim]

[eskimiş]

  • Akar

    Başladı her ay akaretlerinden kira toplar gibi tıkır tıkır faizleri toplamaya. - Ercüment Ekrem Talu

KARTAL

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Kartalgillerden, genellikle kızıl siyah tüylü, çok güçlü, yuvasını yüksek kayalıklar üzerinde kuran, iri, yırtıcı bir tür kuş (Aquila)

    Kartal yükseldi yükseldi, kıyıdaki dağların üstünde küçüle küçüle göze görünmez oldu. - Necati Cumalı

Birleşik Kelimeler: kartal ağacı, kartalgözü, sakallı kartal, balık kartalı

[isim]

  • İstanbul iline bağlı ilçelerden biri

KARTEL (Kelime Kökeni: Fransızca cartel)

[isim]

[ekonomi]

  • Tekelci sermaye piyasasında, birtakım ticaret, üretim kuruluşlarının, genellikle kazanma veya başka kuruluşlara karşı tutunabilme vb. amaçlarla aralarında kurdukları dayanışma birliği

[isim]

[denizcilik]

  • Gemilerde içlerine içme suyu konulan, ortası basık, küçük fıçı

KARATE (Kelime Kökeni: Japonca)

[isim]

  • Ayak ve yumruk vuruşları üzerine kurulu, Japon kökenli bir dövüş yöntemi

KERATA (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

  • Karısı tarafından aldatılan erkek
  • Ayakkabı çekeceği
  • Küçüklere sevgi ile söylenen bir sitem sözü

    Kimden yana bu kerata? - Necati Cumalı

ARATMA

[isim]

  • Aratmak işi

ARKALI

[sıfat]

  • Arkası olan

[mecaz]

  • Koruyanı, dayanağı olan, pistonlu, iltimaslı

    Kadronun dört yüzden yukarısı masabaşında bile oturmayan arkalıların. - Rıfat Ilgaz

ARTMAK

[isim]

[halk ağzında]

  • Büyük heybe

[nesnesiz]

  • Çoğalmak

    O zaman bedava binme olasılığı artardı. - Ayla Kutlu

  • Harcandıktan sonra bir miktar geri kalmak

    Kumaş arttı. Yemek arttı.

  • Değeri yükselmek, fazlalaşmak

ARAMAK

[-i]

  • Birini veya bir şeyi bulmaya çalışmak

    Dükkânın içinde gözleriyle bir şeyler aradı. - Sait Faik Abasıyanık

  • Araştırmak, yoklamak

    Ceplerini aramak.

  • Ziyarete, hatır sormaya gitmek

    Bir kere düştün mü ne arayan olur ne soran! - Burhan Felek

  • Bir şeyin yokluğunu duyarak geri gelmesini istemek, özlemek

    Seni çok arıyorum, Ziyacığım. - Cahit Sıtkı Tarancı

  • Önem verip istemek

    Ben böyle şeyleri aramam.

  • Bir kişiyle görüşmek üzere telefon etmek

    Bir adam, mütemadiyen telefonu açıp kapayarak ısrarla bir yeri arıyor. - Esat Mahmut Karakurt

[mecaz]

  • Şart koşmak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aramakla bulunmaz
  • arayan Mevla'sını da bulur, belasını da
  • arayıp (veya aramak) taramak
  • arayıp da bulamamak
  • arayıp sormak

ARALIK

[isim]

  • Ara

    İki masa arasında bir metre aralık var.

  • Uygun, elverişli durum, fırsat
  • Evin iki bölümü veya iki oda arasındaki dar geçit, geçenek, koridor
  • Yılın on ikinci ayı, ilk kânun, kânunuevvel
  • Tuvalet
  • Basımcılıkta harfler veya satırlar arasındaki açıklık, espas

[sıfat]

  • Yarı açık, tam kapanmamış

    İyice kararmış çarpık bir tahta kapı aralık duruyordu. - Çetin Altan

[ekonomi]

  • Borsada hisse senetlerinin alım satım emirlerinin verildiği süre

[fizik]

  • Bir sesi bir başka sesten, kalına veya inceye doğru ayıran uzaklık

[müzik]

  • İki nota arasındaki perde uzaklığı

[müzik]

  • Portenin paralel çizgileri arasındaki boşluk

    Portenin beş çizgisi arasında dört aralık vardır.

[spor]

  • Toplu beden eğitiminde art arda dizilenleri ayıran açıklık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aralık vermek

Birleşik Kelimeler: aralık korozyonu, aralık oyunu, bir aralık, dar aralık, o aralık, hava aralığı, tavan aralığı

[isim]

  • Iğdır iline bağlı ilçelerden biri

ARAKLI

[isim]

  • Trabzon iline bağlı ilçelerden biri

ATLAMA

[isim]

  • Atlamak işi

    Acemiliğimi görünce beni atlamaya, oynatmaya kalktılar. - Reşat Nuri Güntekin

  • Belirli bir yerden gerilip hız alarak yapılan sıçrama ile vücudu yerden kesip daha uzak bir yere kondurma veya belli bir yükseklikten aşırma

[spor]

  • Bu biçimde en uzağa atlamak veya en yükseği aşmak amacıyla yarışılan atletizm dalı

Birleşik Kelimeler: atlama beygiri, atlama çizgisi, atlama tahtası, atlama taşı, sırıkla atlama, uzun atlama, üç adım atlama, yüksek atlama, kaplan atlaması

ATAMAK

[-e]

[-i]

  • Birini bir göreve getirmek, tayin etmek

Birleşik Kelimeler: açıktan atamak, asaleten atamak, vekâleten atamak

ATALIK

[isim]

  • Ataya yakışır davranış, babalık

AKAMET (Kelime Kökeni: Arapça ʿaḳāmet)

[isim]

[eskimiş]

  • Kısırlık, verimsizlik

[mecaz]

  • Başarısızlık, sonuçsuzluk

    Bu mücadeleden ruhumun yorgun düştüğünü, akamete mahkûm kaldığını görüyorum. - Hüseyin Cahit Yalçın

Ata Sözleri ve Deyimler

  • akamete uğramak