[isim]

• Arılamak işi, tenzih

[isim]

• Iralamak işi

[isim]

[eskimiş]

• Göğün dokuzuncu katı

[sıfat]

• Altı sayısının üleştirme sayı sıfatı

• Her defasında altısı bir arada olan, her birine altı

[isim]

[askerlik]

• En yüksek askerî rütbe

  Mareşal Fevzi Çakmak.

• Bu rütbede bulunan general, müşir

[isim]

• Şarlamak işi

[sıfat]

• Taşra halkından olan (kimse), dışarlıklı

  Sonra o taşralı müteahhidin ona talip olmasıyla... - Haldun Taner

Ata Sözleri ve Deyimler

• taşralı kalmak

[isim]

• Taşlamak işi

• Sert madenleri aşındırıcı bir taşla parlatma ve yerine uymasını sağlama

[edebiyat]

• Alaylı halk şiiri

• Kapalı bir biçimde, dolaylı olarak söz söyleme, tariz

  Siyasal taşlama zaman zaman orta oyununun da bir özelliği olmuştur. - Metin And

[mecaz]

• Hakaret

  Paris'teki kahvelerden birine gidecek olan bir Türk orada alaylı taşlamalar, kaba davranışlarla karşılanır. - Salâh Birsel

[sıfat]

• Aşaması olan, kademeli

[isim]

• Aşılamak işi, telkih

  Üçüncü kategoride, vatandaşlık bilinci aşılamaya çalışan yazılar toplanıyordu. - Elif Şafak

• Yeni aşılanmış ağaç

  Aşılamaları sık sık sulamalı.

• Soğuğa sıcak, sıcağa soğuk su katma

[sıfat]

• Bu yolla elde edilmiş

  Aşılama su.

• Bitkilerin aşı yoluyla üretilmesi, ilkah

[sıfat]

• Aşılanmış (ağaç)

[isim]

• Aşırtmak işi

[isim]

• Aştırmak işi

[isim]

• Şırlamak işi

• Gaz veya sıvının dar bir delik, kanal vb.nden geçmesiyle duyulan ses

[isim]

• Taşırmak işi

[sıfat]

• Ayrıntılı, eksiksiz, kapsayıcı

[zarf]

• Ayrıntılı, eksiksiz, kapsayıcı bir biçimde