ŞEBİARUS Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler

ŞEBİARUS harflerini içeren 4 harfli 45 kelime bulunuyor. 4 harfli ŞEBİARUS kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

İŞBU10, ŞUBE10, BREŞ9, İŞBA9, SUŞİ9, ABUS8, BUSE8, BURS8, ŞURA8, ŞASİ8, ŞASE8, ARŞE7, AŞİR7, ABES7, ABİS7, BURA7, BESİ7, BEİS7, ERİŞ7, EBRU7, İŞAR7, İAŞE7, RUBA7, RAŞE7, RAŞİ7, SABİ7, ŞİAR7, ŞERİ7, ŞAİR7, URBA7, BİRA6, BARİ6, BERİ6, İBRE6, İBRA6, SURA6, SURE6, ASRİ5, ESİR5, REİS5, SARİ5, SAİR5, SERİ5, SERA5, İARE4

İARE (Kelime Kökeni: Arapça iʿāre)

[isim]

[eskimiş]

  • Eğreti, ödünç

    Bu iare tuvaletiyle kendi güzelliğinin gururunu da feda ederek bahçeye çıktı. - Peyami Safa

  • Eğreti verme, ödünç verme

ASRİ (Kelime Kökeni: Arapça ʿaṣrī)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Çağdaş

ESİR (Kelime Kökeni: Arapça esīr)

[isim]

  • Tutsak

    Meyhaneden çıktığında sarhoş kafayla bir esir gemisine binmiş, güvertede sızıp kalmıştı. - İhsan Oktay Anar

  • Köle

[mecaz]

  • Bir düşünceye veya bir kimseye körü körüne bağlı olan kimse

    Onun güzelliğinin esiri oldular.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • esir almak
  • esir düşmek
  • esir etmek
  • esir olmak
  • esir yatmak

Birleşik Kelimeler: esir almaca, esir kampı, esir pazarı

[isim]

[fizik]

  • Atomlar arasındaki boşluğu ve bütün evreni doldurduğu varsayılan, ağırlığı olmayan, ısı ve ışığı ileten töz
  • Hava

REİS (Kelime Kökeni: Arapça reʾīs)

[isim]

  • Başkan
  • Lider

    Haydutların reisiyle anlaşıp üç adamını bir ay süreyle kiraladı. - İhsan Oktay Anar

[denizcilik]

  • Küçük tekne kaptanı

    Üzgün gözlerle düşman reisine baktı. - Nazım Hikmet

Birleşik Kelimeler: reis bey, reis efendi, reisülküttap, semtürreis, aile reisi, belediye reisi, ceza reisi, cumhur reisi, eyyam reisi, liman reisi

SARİ (Kelime Kökeni: Hintçe)

[isim]

  • Hint kadınlarına özgü giysi
  • Bu giysinin yapıldığı kumaş

    Sari denir kumaşa bürünen, ayağı bilezikli ve burunları incili veya mücevherli kadınlar... - Falih Rıfkı Atay

[sıfat]

[eskimiş]

  • Başkasına geçen, geçici
  • Bulaşıcı, bulaşık (hastalık)

SAİR (Kelime Kökeni: Arapça sāʾir)

[sıfat]

  • Başka, öteki, diğer

    Onun sair işlerini bir dereceye kadar engelledi ise de ne zararı var! - Memduh Şevket Esendal

SERİ (Kelime Kökeni: Fransızca série)

[isim]

  • Herhangi bakımdan bir bütün oluşturan şeylerin tümü, dizi

    Bu, seri hâlinde yazılmış bir yazı değildir. - Sait Faik Abasıyanık

Birleşik Kelimeler: seri imalat, seri katil, seri üretim

[sıfat]

  • Hızlı

    Nazik ve oynak tavırlar, seri kelimelerle sözüne devam etti. - Reşat Nuri Güntekin

[zarf]

  • Hızlı bir biçimde

    Seri konuşuyor.

SERA (Kelime Kökeni: İtalyanca serra)

[isim]

  • Sebze ve meyvelerin yetiştirildiği ve hava şartlarına karşı korunduğu cam ve naylonla kaplı yer, limonluk, ser (II)

BİRA (Kelime Kökeni: İtalyanca birra)

[isim]

  • Arpa ile şerbetçi otunun mayalandırılmasıyla yapılan bir içki, arpa suyu

    Masadakilerin kimi rakı, kimi de bira içiyordu. - Ayşe Kulin

Birleşik Kelimeler: bira bardağı, birahane, bira mayası

BARİ (Kelime Kökeni: Farsça bārī)

[zarf]

  • Hiç olmazsa, hiç değilse, o hâlde, öyleyse

    Hepsini at bir yana / Bari o günlerin bana / Şiirini söyle tatlı su - Mustafa Seyit Sutüven

[ünlem]

  • Keşke

    Bu bari doğru çıksaydı, yazarlığıma geçmişte bir ipucu bulacaktım. - Adalet Ağaoğlu

BERİ

[isim]

  • Konuşanın önündeki iki uzaklıktan kendisine daha yakın olanı, öte karşıtı

    Biraz beriye geliniz.

[sıfat]

  • Bu uzaklıkta bulunan

    Ağaçlardan, karanlığın beri tarafına doğru bir nehir akışı var. - Sait Faik Abasıyanık

[edat]

  • -den bu yana

    Altı ayı aşkın bir zamandan beri hazırlanıyordu bu yolculuk. - Abidin Dino

Birleşik Kelimeler: enberi, çekberi, deminden beri, gelberi, günberi, öteberi, öteden beri, tez beri, yerberi, öteden beriden, ötesi berisi, öteye beriye

İBRE (Kelime Kökeni: Arapça ibre)

[isim]

  • Ölçü aletleri, saat ve göstergelerde sayı veya işaret göstermeye yarayan hareketli iğne

    Birtakım ışıklar yanıp sönüyor, kadranların ibreleri titreyerek yükselip alçalıyor. - Çetin Altan

  • Çam, ardıç, sedir vb. ağaçların yaprağı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ibre birinden yana dönmek

İBRA (Kelime Kökeni: Arapça ibrāʾ)

[isim]

[hukuk]

  • Aklama, temize çıkarma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ibra etmek

Birleşik Kelimeler: ibraname

SURA (Kelime Kökeni: (Surate şehrinin adından))

[isim]

  • Yumuşak ince bir tür ipekli kumaş

[sıfat]

  • Bu kumaştan yapılan

SURE (Kelime Kökeni: Arapça sūre)

[isim]

[din bilgisi]

  • Kur'an'ın yüz on dört bölümünden her biri

    İmam Efendi, bir serviye belini dayayıp çömelerek Mülk suresini okumaya başladı. - Memduh Şevket Esendal