ŞAVALAK ile Oluşan Kelimeler (ŞAVALAK Kelime Türetme)
ŞAVALAK harflerinden oluşan 32 kelime bulunuyor. ŞAVALAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Şavalak kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.
7 Harfli Kelimeler
ŞAVALAK16
6 Harfli Kelimeler
KAVALA12
5 Harfli Kelimeler
LAVAŞ14, VAŞAK14, AVLAK11, KAVAL11, ŞALAK8, AKALA5, ALAKA5
4 Harfli Kelimeler
ŞAVK13, AVAL10, AKVA10, LAVA10, VAKA10, ŞAKA7, KALA4, LAKA4
3 Harfli Kelimeler
KAV9, LAV9, AŞK6, KAŞ6, ŞAL6, ŞAK6, AKA3, ALA3, KAL3, LAK3
2 Harfli Kelimeler
AV8, AŞ5, AK2, AL2, LA2
AK
- Kar, süt vb.nin rengi, beyaz, kara ve siyah karşıtı
- Bu renkte olan
-
Beyaz leke
Bir gözünde akı var.
- Temiz
- Dürüst
-
Sıkıntısız, rahat
Ak günler göresin.
Ata Sözleri ve Deyimler
- ak akçe kara gün içindir
- ak dediğine kara demek
- ak don kara don geçitte belli olur
- ak gün ağartır, kara gün karartır
- akı ak karası kara
- akı karası geçitte belli olur
- akım derken bokum demek
- ak koyun kara koyun geçit başında belli olur
- ak koyunu gören içi dolu yağ sanır
- ak koyunun kara kuzusu da olur
- ak köpeğin pamuk pazarına zararı vardır
- akla karayı seçmek
- ak sakaldan yok sakala gelmek
Birleşik Kelimeler: ak ağa, akağaç, akamber, akasma, akbaba, akbakla, akbalık, akbalıkçıl, akbasma, akbaş, ak benek, akbuğday, akburçak, akciğer, akçöpleme, akdarı, ak demir, akdiken, akdoğan, akdut, ak gözlü, akgünlük, akhardal, ak kan, akkaraman, akkarınca, akkavak, akkefal, akkelebek, akkor, akkuş, akkuyruk, aklevrek, ak madde, akmantar, ak pak, akpas, akpelin, ak saçlı, aksakal, ak sakallı, aksedir, aksoğan, aksöğüt, aksu, aksuna, aksungur, ak sülümen, aktaş, aktavşan, aktöre, aktutma, ak yazı, ak yel, ak yem, Ak Yıldız, akyuvar, akzambak, yüzü ak, göz akı, yumurta akı, yüz akı
AL
- Kanın rengi, kızıl, kırmızı
-
Bu renkte olan
Al bayrak. Al çuha.
- Dorunun açığı, kızıla çalan at donu
- Bu renkte olan (at)
- Yüze sürülen pembe düzgün, allık
Ata Sözleri ve Deyimler
- al elmaya taş atan çok olur
- al giymedim ki alınayım
- al gömlek gizlenemez
- alı alına, moru moruna
- alı al, moru mor
- al kanlara boyanmak
- al kiraz üstüne kar yağmış
Birleşik Kelimeler: albasma, albastı, al bayrak, alkarısı, al sancak, alyuvar
- Aldatma, düzen, tuzak, hile
Ata Sözleri ve Deyimler
- al ile aslan tutulur, güç ile sıçan tutulmaz
- Alüminyum elementinin simgesi
LA (Kelime Kökeni: İtalyanca la)
- Gam dizisinde `sol` ile `si` arasındaki ses
- Bu sesi gösteren nota işareti
- Lantan elementinin simgesi
AKA
- Ağabey
ÂLÂ (Kelime Kökeni: Arapça aʿlā)
-
İyi, pekiyi, daniska
Beni Konya Lezzet Lokantası'na götürdü, âlâ bir öğle yemeği çekti. - Halide Edip Adıvar
Birleşik Kelimeler: arşıâlâ, ne âlâ, pekâlâ, dik âlâsı
-
Karışık renkli, çok renkli, alaca
Ala kilim eskimiş.
- Alabalık
- Açık kestane renginde olan, ela (göz)
- Kekliğin boynundaki siyah halka
Ata Sözleri ve Deyimler
- ala keçi her vakit püsküllü oğlak doğurmaz
Birleşik Kelimeler: alabacak, alabalık, alabaş, alaçam, ala gün, alakarga, ala sulu, alatav, dağ alası, deniz alası, göl alası
KAL
- Bir alaşımdaki madenlerin erime derecesi farkından yararlanarak bunları birbirinden ayırma işlemi
Birleşik Kelimeler: kalhane
- Söz, lakırtı, laf
Ata Sözleri ve Deyimler
- kale almamak
LAK
- Uzak Doğu'da yetişen Amerikan elmasından çıkan zamk
- Boyacılıkta kullanılan, kırmız böceğinin üst deri bezlerinin salgıladığı madde
KALA
-
Kaldığında
Frankfurt'a gece yarısından sonra ikiye yirmi kala vardık. - Ahmet Haşim
LAKA (Kelime Kökeni: İtalyanca lacca)
- Lak
- Yol üzerinde oluşan çukur
AKALA
- Amerikan tohumundan yurdumuzda üretilen bir tür pamuk
ALAKA (Kelime Kökeni: Arapça ʿalāḳa)
-
İlgi
Sporla alakası var, dedimse öyle sıkı fıkı bir alaka değil. - Nazım Hikmet
- Gönül bağı
Ata Sözleri ve Deyimler
- alaka (veya alakasını) çekmek (veya toplamak veya uyandırmak)
- alaka duymak
- alakayı (veya alakasını) kesmek
Birleşik Kelimeler: kelalaka
AŞ
- Yemek
Ata Sözleri ve Deyimler
- aşını, eşini, işini bil
- aşı pişiren yağ olur, gelinin yüzü ağ olur
- aş taşınca kepçeye paha olmaz
- aş tuz ile, tuz oran ile
Birleşik Kelimeler: aş damı, aşerme, aşevi, aşhane, aş ocağı, alaca aş, katıklı aş, arabaşı
AŞK (Kelime Kökeni: Arapça ʿaşḳ)
-
Aşırı sevgi ve bağlılık duygusu, sevi, sevda, amor (II)
Gönlüm düştü bu sevdaya / Gel gör beni aşk neyledi - Yunus Emre
Ata Sözleri ve Deyimler
- aşka düşmek
- aşka gelmek
- aşk ağlatır, dert söyletir
- aşk olmayınca meşk olmaz
- aşk olsun
- aşk yapmak
Birleşik Kelimeler: aşkmerdiveni, ilanıaşk, karşılıksız aşk, yasak aşk, yıldırım aşkı
KAŞ
-
Gözlerin üzerinde kemerli birer çizgi oluşturan kısa kıllar
Alnında boncuk boncuk terler birikmişti, kaşlarının üstüne doğru sızıyordu. - Mahmut Yesari
- Eyerin ön ve arkasındaki çıkıntılı bölüm
- Sarp kayalık, uçurum
- Bağ ve bahçelerde toprak yığarak yapılan sınır, set
- Ocağın veya şöminenin üst tarafında bulunan, üzerine malzeme konulan çıkıntı
Ata Sözleri ve Deyimler
- kaş (veya kaşını) yıkmak
- kaş göz etmek
- kaş göz işareti yapmak
- kaşı (veya kaşları) çatılmak
- kaşını gözünü eğmek
- kaşının altında gözün var dememek
- kaş ile göz, gerisi söz
- kaşla göz arasında
- kaşlarını çatmak
- kaş yapayım derken (veya yaparken) göz çıkartmak (veya çıkarmak)
Birleşik Kelimeler: kaşbastı, kaş jölesi, çatık kaş, çatma kaş, karakaş, baca kaşı, civankaşı, eyer kaşı, ocak kaşı, yüzük kaşı
- Antalya iline bağlı ilçelerden biri
ŞAL (Kelime Kökeni: Farsça şāl)
-
Genellikle Hindistan'da dokunan, özel motifleri olan değerli bir yün kumaş
Genç kadın, yün şalını başına almışken çıkardı. - Reşat Enis
-
Kadınların omuzlarını örtmek için kullandıkları geniş atkı
Zil, şal ve gül. Bu bahçede raksın bütün hızı / Şevk akşamında Endülüs üç defa kırmızı - Yahya Kemal Beyatlı
Birleşik Kelimeler: şal kuşak, şal örneği