ŞAPIRDATMAK Harflerini İçeren 7 Harfli Kelimeler

ŞAPIRDATMAK harflerini içeren 7 harfli 30 kelime bulunuyor. 7 harfli ŞAPIRDATMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

APIŞMAK16, KAPIŞMA16, KAPATIŞ15, MAŞRAPA15, KIPRAMA13, PATADAK13, ARKADAŞ12, APARTMA12, APARMAK12, AŞIRMAK12, AŞIRTMA12, AŞTIRMA12, ATIŞMAK12, KAPATMA12, KARIŞMA12, KATIŞMA12, TAKIŞMA12, TAŞIRMA12, TAŞIMAK12, APARKAT11, AKTARIŞ11, KARMAŞA11, ŞAKRAMA11, ADATMAK10, KARATAŞ10, ARITMAK9, AKTARIM9, ARATMAK8, AKTARMA8, TARAMAK8

ARATMAK

[-e]

[-i]

  • Arama işini bir başkasına yaptırmak

[mecaz]

  • Özletmek

    Bana senden ayrı kaldığım günleri aratıyorsun. - Refik Halit Karay

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aratmamak

AKTARMA

[isim]

  • Aktarmak işi
  • Bir taşıttan başka bir taşıta geçme
  • Bir yolcunun gideceği yere birkaç araç değiştirerek ulaşması
  • Sürülmemiş tarlayı ilk veya ikinci kez sürme
  • Arıları bir kovandan ötekine geçirme

[edebiyat]

  • Alıntı

[spor]

  • Bir oyuncunun topu kendi takımından bir başka oyuncuya göndermesi

[ekonomi]

  • Bir kimsenin herhangi bir hakkını bir başkasına geçirmesini sağlayan iş, transfer

[ticaret]

  • Para aktarımı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aktarma yapmak

Birleşik Kelimeler: dam aktarma, damar aktarma, ad aktarması, şeker aktarması

TARAMAK

[-i]

  • Bir şeyin tellerini birbirinden ayırıp karışıklığını gidermek

    Anası sabaha kadar saçlarını tarıyor, düşünüyor, ürküyordu. - Yaşar Kemal

  • Bir şey veya kimseyi bulmak, denetlemek için türlü yöntemlerden yararlanarak bir yeri sıkı bir biçimde aramak

    Birdenbire uzun bir ışık sol tarafımızdaki sırtları taradı. - Halide Edip Adıvar

  • Bir şeyin içindeki gereksiz maddeleri tarak, tırmık vb. ile ayıklamak, taraklamak
  • Taşın yüzünü dişli çelik kalemle işlemek
  • Makineli tüfek vb. ateşli silahlarla sürekli olarak bir yere ateş etmek

[-de]

  • Kafasından geçirmek, belli belirsiz düşünmek

    Belleğimde taradığım yazarların yarısına yakını hastalıklı idiler. - Haldun Taner

[mecaz]

  • Derleme ve araştırma yapmak için bir yayını dikkatle gözden geçirmek veya gerekli kelime, cümle ve yazıları tespit etmek

    Dergileri taramak.

[mecaz]

  • Dikkatle bakmak, süzmek

[bilişim]

  • Tarayıcı aracılığıyla kâğıt üzerindeki resim, yazı vb. simgeleri bilgisayar ortamına aktarmak

[tıp]

  • Hastalıkların kişiler arasındaki seyrini takip edebilmek amacıyla düzenli aralıklarla yapılan inceleme

ARITMAK

[-i]

  • Temizlemek
  • Katışıksız duruma getirmek, tasfiye etmek

AKTARIM

[isim]

  • Aktarma işi, nakil

[ruh bilimi]

  • Psikoterapide hastanın terapiste ruhsal yapısı üzerinde etkili olmuş deneyim ve ilişkilerini aktarması

Birleşik Kelimeler: kan aktarımı, para aktarımı, organ aktarımı

ADATMAK

[-e]

[-i]

  • Adama işini yaptırmak

KARATAŞ

[isim]

  • Adana iline bağlı ilçelerden biri

APARKAT (Kelime Kökeni: İngilizce uppercut)

[isim]

[spor]

  • Boksta bükük kolla aşağıdan yukarıya doğru çeneye atılan yumruk

AKTARIŞ

[isim]

  • Aktarma işi

KARMAŞA

[isim]

  • Karmaşık olma durumu

    Rafların üst katlarında düzenli düzenli sıralanmış kitaplar, alt katlara doğru bir karmaşa hâlini almış. - Adalet Ağaoğlu

[ruh bilimi]

  • Kişiliğin oluşma ve gelişme evrelerinde ortaya çıkan ve ömür boyu davranışları etkileyebilen bilinç dışı dürtü ve güdüler bütünü, kompleks

    Nihayet toplumsal çöküşün birey üzerinde yarattığı düşünsel, duyumsal karmaşaya geçilir. - Selim İleri

Birleşik Kelimeler: kavram karmaşası, ruh karmaşası, üstünlük karmaşası

ŞAKRAMA

[isim]

  • Şakramak işi

ARKADAŞ

[isim]

  • Birbirlerine karşı sevgi ve anlayış gösteren kimselerden her biri, bacanak, eş, yâren, yoldaş
  • Bir ortamda birlikte bulunanlardan her biri, hempa, refik

    Nedret'in arkadaşları bizi nezaketen davet ettiler. - Mahmut Yesari

Ata Sözleri ve Deyimler

  • arkadaş değil, arka taşı
  • arkadaşını söyle, kim olduğunu söyleyeyim
  • arkadaş olmak

Birleşik Kelimeler: arkadaş canlısı, can arkadaşı, dava arkadaşı, hayat arkadaşı, kadeh arkadaşı, mahalle arkadaşı, silah arkadaşı

APARTMA

[isim]

  • Apartmak işi

APARMAK

[-i]

[halk ağzında]

  • Alıp götürmek

    Geçme namert köprüsünden, ko aparsın su seni. - Evliya Çelebi

[argo]

  • Gizlice almak, alıp kaçmak, çalmak

    Sözü geçen para ehemmiyetsiz bir şeydi ve müdür muavini, onu çok ustalıkla aparmıştı. - Haldun Taner

AŞIRMAK

[-i]

[-den]

  • Yüksek veya geçilmesi güç bir yerin üstünden diğer yanına geçirmek

[-i]

[argo]

  • Çalmak, çalıp götürmek, araklamak

    Borcunu ödeyemeyecek fakat bavulunu oradan nasıl aşırabilecekti? - Hüseyin Rahmi Gürpınar

[-e]

[-i]

  • Tehlike içinde bulunan bir şeyi acele kaçırmak

    Yangın büyüyünce eşyayı bostana aşırdılar.

[edebiyat]

  • Başkasının eserinden parçalar alıp kendisininmiş gibi göstermek