Şak ile Biten Kelimeler
ŞAK ile biten 18 kelime bulunuyor. Sonu ŞAK olan kelime listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Şak kelimesinin anlamı nedir? Şak ile başlayan kelimeler. İçinde şak olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
7 Harfli Kelimeler
AĞIRŞAK18,
6 Harfli Kelimeler
YAVŞAK17, KAĞŞAK16, ŞİPŞAK16, KAVŞAK15, APIŞAK14, ŞAKŞAK12, YANŞAK11
5 Harfli Kelimeler
VAŞAK14, UŞŞAK12, DUŞAK11, BAŞAK10, KUŞAK9, TAŞAK8
4 Harfli Kelimeler
UŞAK8
3 Harfli Kelimeler
ŞAK6
ŞAK
- Eni geniş bir şeyle vurulduğunda çıkan ses
Ata Sözleri ve Deyimler
- şak diye
Birleşik Kelimeler: şak şak
- Yarma, yarılma
- Yarık, çatlak
Birleşik Kelimeler: şakketmek
TAŞAK
- Er bezi, erkeklik bezi, haya
UŞAK
- Çocuk
-
Herhangi bir bölgenin halkından olan erkek
Kim bilir bu Anadolu uşaklarının her birinde ne cevherler vardır. - Cahit Sıtkı Tarancı
-
Erkek hizmetçi
Sağda, duvar kıyısında ahır, arabacı, uşak odaları var. - Yusuf Atılgan
-
Tayfa
Bir haykırma duyuldu. Uşakları koşturdum. Simit attırdım denize ama deniz geri vermedi. - Zeyyat Selimoğlu
Birleşik Kelimeler: uşakkapan, oğul uşak, çadıruşağı, yalı uşağı
- Türkiye'nin Ege Bölgesi'nde yer alan illerinden biri
KUŞAK
-
Bele sarılan uzun ve enli kumaş
Emin olmak için kuşağından bir ayna çıkarıp camı bile çizdi. - İhsan Oktay Anar
- Sağlamlığını artırmak için bir şeyin çevresine geçirilen ağaçtan veya metalden bağ
- Bir ürünün, bir aygıtın teknolojideki ve bilimdeki gelişmeye göre üretilen yeni biçimleri
-
Yeryüzünde veya herhangi bir gök cisminde belli şartları sağlayan bölge
İklim kuşakları. Zaman kuşakları.
-
Yeryüzünün kutuplar, kutup daireleri ve dönencelerle belirlenen beş bölümünden her biri, küre kuşağı
Isı kuşak.
-
Yaklaşık olarak aynı yıllarda doğmuş, aynı çağın şartlarını, dolayısıyla birbirine benzer sıkıntıları, kaderleri paylaşmış, benzer ödevlerle yükümlü olmuş kişilerin topluluğu
Daha çok yeni kuşak şairlerin ürünlerine yer veriyoruz. - Ahmet Ümit
- Bir küre yüzeyi, paralel iki düzlemle kesildiğinde iki kesitin arasında kalan bölüm
- Henüz birleştirilmemiş ses ve görüntü taşıyan filmler
-
Televizyonda programlar için ayrılmış özel zaman dilimi
Çizgi film kuşağı.
-
Yaklaşık yirmi beş otuz yıllık yaş kümelerini oluşturan bireyler öbeği, göbek, nesil, batın, jenerasyon
Bugünkü kuşak benim kuşağımın bir hikâyesini dinlemelidir. - Falih Rıfkı Atay
Birleşik Kelimeler: kuşak bağlama, ılıman kuşak, ısı kuşak, orta kuşak, sıcak kuşak, şal kuşak, tropikal kuşak, yeşil kuşak, ağız kuşağı, Burçlar Kuşağı, dalga kuşağı, deprem kuşağı, ebekuşağı, ebemkuşağı, gayret kuşağı, gelinkuşağı, gökkuşağı, hacılarkuşağı, küre kuşağı, meryemanakuşağı, orman kuşağı, reklam kuşağı, ses kuşağı, yağmur kuşağı
BAŞAK
-
Arpa, buğday, yulaf vb. ekinlerin tanelerini taşıyan kılçıklı başı
Toprak üstünde ne tütün fidanı ne buğday başağı bırakmışlar. - Abdülhak Şinasi Hisar
- Tarlalarda, bağlarda dökülmüş veya tek tük kalmış olan ürün
Ata Sözleri ve Deyimler
- başak bağlamak (veya tutmak)
- başak toplamak
Birleşik Kelimeler: salkım başak
- Zodyak üzerinde Aslan ile Terazi arasında bulunan takımyıldızın adı
YANŞAK
- Yersiz ve çok konuşan, geveze
DUŞAK
- Hayvanın iki ayağını iple bağlayarak yapılan köstek
ŞAKŞAK
- Çoğunlukla hokkabazların kullandıkları, hafifçe vurulduğunda hızla vurulmuş gibi `şak` diye ses çıkaran tahta maşa
UŞŞAK (Kelime Kökeni: Arapça ʿuşşāḳ)
- Türk müziğinde ana makamlardan biri
APIŞAK
- Bacaklarını açarak yürüyen, ayrık bacaklı
VAŞAK (Kelime Kökeni: Farsça vişāk)
- Kedigillerden, kulakları sivri, dişleri ve tırnakları keskin, kürkünden yararlanılan, yırtıcı bir hayvan (Lynx lynx)
YUMUŞAK
-
Dokunulduğunda veya üzerine basıldığında çukurlaşan, eski biçimini kaybeden, katı karşıtı
Pamuk yumuşaktır.
-
Kolaylıkla bükülen, buruşmayan, sert karşıtı
Kadife gibi ince ve yumuşak olan bu arakiyeler de çok iyi saklanmıştır. - Asaf Halet Çelebi
-
Dokunulduğunda hoş bir duygu uyandıran
Yerde yumuşak kilimler serili geniş odasına bağdaş kurup yerleşiriz. - Azra Erhat
-
Kolaylıkla işlenebilen
Uzun gagasını yumuşak topraklara sokar, otların kökündeki yaşlığı emerek yaşarmış. - Memduh Şevket Esendal
-
Kolay çiğnenen, kolay kesilen
Yumuşak ekmek.
-
Ilıman (iklim), sert karşıtı
Yumuşak iklim. Yumuşak hava.
- Kaba, hırçın, sert olmayan, kolay yola gelen, uysal
-
Okşayıcı, tatlı, hoş
Gözleri yan aralık, kirpiklerinin arasından bana her zamanki yumuşak, tatlı, sonsuz şefkatiyle bakıyor. - Yusuf Ziya Ortaç
-
Sessiz, hafif
Onun içinde mutlaka sönüp yanan gizli yumuşak ışıklarla fosforlu bir parıldayış vardır. - Abdülhak Şinasi Hisar
- Ciğerlerden gelen havanın ses yolundaki sivrilmiş ve gerilmiş kapalı bir engele çarpmasıyla oluşan (ünsüz), titreşimli, sürekli, ötümlü, tonlu, sedalı
Birleşik Kelimeler: yumuşak ağızlı, yumuşak başlı, yumuşak buğday, yumuşak damak, yumuşak iniş, yumuşak karın, yumuşak su, yumuşak ünsüz, yumuşak yüzlü, başı yumuşak, yüzü yumuşak
KAVŞAK
- Yol vb. uzayıp giden şeylerin kesiştikleri veya birleştikleri yer
- Bir ırmağın denize veya başka bir ırmağa döküldüğü, kavuştuğu yer, munsap
Birleşik Kelimeler: kavşak adası, döner kavşak
KAĞŞAK
-
Eskimiş, gevşemiş, dağılmaya yüz tutmuş (eşya, yapı)
Kağşak sandalyede rahat edilmez.
ŞİPŞAK
-
Çabucak
Eğer siz bana haftada iki defa gelseniz ikinci hafta şipşak kim olduğunuzu söylerim. - Burhan Felek
- Şipşakçı