ŞAHMERDAN Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

ŞAHMERDAN harflerini içeren 5 harfli 24 kelime bulunuyor. 5 harfli ŞAHMERDAN kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Şahmerdan ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Şahmerdan olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

ŞERHA12, ŞAHNE12, HANDE11, DARAŞ10, EHRAM10, HARAM10, HAREM10, MAHRA10, MAŞER9, RAHNE9, ŞAMAR9, ŞAMAN9, AMADE8, DRAMA8, DAMAR8, ENDAM8, MANDA8, MARDA8, MADER8, MADEN8, MEDAR8, ŞERAN8, RANDA7, ARENA5

ARENA (Kelime Kökeni: Fransızca arena)

[isim]

  • Boğa güreşi, yarış, oyun vb. gösteriler yapılan alan

[mecaz]

  • Siyasi çekişmelerin geçtiği yer

RANDA (Kelime Kökeni: İtalyanca randa)

[isim]

[denizcilik]

  • Gemilerin mizana direğinin gerisindeki yelken

AMADE (Kelime Kökeni: Farsça āmāde)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Hazır

DRAMA (Kelime Kökeni: Latince)

[isim]

  • Dram

DAMAR

[isim]

[anatomi]

  • Canlı varlıklarda kanın veya besleyici sıvıların dolaştığı kanal

    Alnında ve şakaklarında şişen damarlar ağrıyordu. - Peyami Safa

  • Mermerde, bazı taşlarda ve tahta kesitlerinde renk ayrılığı gösteren dalgalı çizgi
  • Başka türden katmanların arasında bulunan sıvı, maden veya mineral katmanı

    Zengin bir altın damarı.

[mecaz]

  • Soy, yaradılış

[mecaz]

  • Huy

    Cimrilik damarı. Şairlik damarı.

[bitki bilimi]

  • İçinde ongun besi suyunun dolaştığı odunsu dokudan boru

[hayvan bilimi]

  • Böceklerde kanat zarını dik tutmaya yarayan organ

Ata Sözleri ve Deyimler

  • damardan girmek
  • damarı (veya damarları) kabarmak
  • damarı kurusun!
  • damarına (veya damarlarına) işlemek
  • damarına basmak
  • damarına çekmek
  • damarına girmek
  • damarını bulmak
  • damarı tutmak

Birleşik Kelimeler: damar aktarma, damar damar, damardaraltan, damargenişleten, damar görüntüleme, damar sertliği, damar tabaka, damar tıkanıklığı, atardamar, halkalı damar, kılcal damar, orta damar, toplardamar, damarı bozuk, bilek damarı, can damarı, cin damarı, gazel damarı, korku damarı, maden damarı, su damarı, şah damarı, iletken damarlar

ENDAM (Kelime Kökeni: Farsça endām)

[isim]

  • Vücut, beden, boy bos

    Yıldız'a sezdirmeden genç kızın endamına bakakaldı. - Aka Gündüz

Birleşik Kelimeler: endam aynası, arzıendam

MANDA

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Geviş getirenlerden, derisinin rengi siyaha yakın, uzun seyrek kıllı bir hayvan, su sığırı, camız, kömüş (Buffelus)

Ata Sözleri ve Deyimler

  • manda gibi
  • manda gibi yayılmak
  • manda gibi yemek

Birleşik Kelimeler: manda gözü, haymana mandası, Hint mandası

[isim]

[hukuk]

  • Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra bazı az gelişmiş ülkeleri, kendi kendilerini yönetecek düzeye eriştirip bağımsızlığa kavuşturuncaya kadar Birleşmiş Milletler Cemiyeti adına yönetmek için bazı büyük devletlere verilen vekillik

MARDA (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

  • Iskarta mal

MADER (Kelime Kökeni: Farsça māder)

[isim]

[eskimiş]

  • Ana, anne

MADEN (Kelime Kökeni: Arapça maʿden)

[isim]

[jeoloji]

  • Yer kabuğunun bazı bölgelerinde çeşitli iç ve dış doğal etkenlerle oluşan, ekonomik yönden değer taşıyan mineral

[sıfat]

  • Bu mineralden yapılmış

    Maden ibrikler büyük bir sanatla yapılırdı. - Falih Rıfkı Atay

  • Maden ocağı veya maden işletmesi

[mecaz]

  • Çok değerli şeyleri kapsayan kaynak

    Bu kütüphane bir madendir, değerini bilin.

[argo]

  • Uyuşturucu, esrar, eroin

    İstersen sana biraz maden vereyim de çek! - Osman Cemal Kaygılı

[teklifsiz konuşmada]

  • Kolay ve iyi kazanç sağlayan iş veya parası elinden kolaylıkla alınan kimse

[kimya]

  • Metal

Birleşik Kelimeler: maden bilimi, maden cevheri, maden damarı, Maden Devri, maden filizi, maden gazı, madenkırmız, maden kirası, maden kömürü, maden kuyusu, maden mavisi, maden ocağı, maden sodası, maden suyu, maden yatağı, maden yünü, çıplak maden, ergimiş maden, kırmız madeni

[isim]

  • Elâzığ iline bağlı ilçelerden biri

MEDAR (Kelime Kökeni: Arapça medār)

[isim]

[eskimiş]

[coğrafya]

  • Dönence, cezir karşıtı
  • Dayanak, yardımcı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • medar olmak

Birleşik Kelimeler: medarımaişet

ŞERAN (Kelime Kökeni: Arapça şerʿan)

[zarf]

[eskimiş]

  • İslam hukuku açısından

MAŞER (Kelime Kökeni: Arapça maʿşer)

[isim]

[eskimiş]

[toplum bilimi]

  • İnsan topluluğu, toplum

RAHNE (Kelime Kökeni: Farsça raḫne)

[isim]

[eskimiş]

  • Gedik

    Bir taraftan aylık taksiti bütçesinde büyük bir rahne açan bu borcu senelerce ödeye ödeye bitirememiş. - Abdülhak Şinasi Hisar

ŞAMAR

[isim]

  • Açık elle yüze vurulan tokat, beşkardeş

    İzzetinefsime yediğim bu şamardan sersemledim. - Aka Gündüz

Ata Sözleri ve Deyimler

  • şamar atmak (veya indirmek)
  • şamar patlatmak

Birleşik Kelimeler: şamaroğlanı