IŞIKÇILIK ile Oluşan Kelimeler (IŞIKÇILIK Kelime Türetme)
IŞIKÇILIK harflerinden oluşan 21 kelime bulunuyor. IŞIKÇILIK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Işıkçılık kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.
9 Harfli Kelimeler
IŞIKÇILIK19
7 Harfli Kelimeler
ÇIKIŞLI16
6 Harfli Kelimeler
IŞIKÇI15, IŞIKLI12, KIŞLIK11, KILÇIK11, ŞIKLIK11
5 Harfli Kelimeler
ÇIKIŞ13, ÇIKIK10, KILIÇ10, KILIŞ10, KILIK7
4 Harfli Kelimeler
ÇIKI9, IŞIK9, IŞIL9, IŞKI9, ILIK6
3 Harfli Kelimeler
KIŞ7, KIÇ7, ŞIK7, KIL4
KIL
- Bazı hayvanların derisinde, insan vücudunun belli yerlerinde çıkan, üst deri ürünü olan ipliksi uzantı
- Keçi tüyü
-
Keçi tüyünden yapılmış veya dokunmuş olan
Sana kız mı verirler / Kıl şalvar giymeyincek - Halk türküsü
- Huysuz, geçimsiz (kimse)
- Bitkilerde görülen, genellikle silindirimsi, içi boş, çok ince uzantı
Ata Sözleri ve Deyimler
- kıl (kadar) kalmak
- kıl gibi
- kılı kıpırdamamak
- kılı kırk yarmak
- kılına dokunmamak
- kılına halel gelmemek
- kılını (bile) kıpırdatmamak (veya oynatmamak)
- kıl kapmak
- kıl olmak
Birleşik Kelimeler: kıl burun, kıl çadır, kıl dönmesi, kılkapan, kıl keçisi, kılkıran, kıl kurt, kılkuyruk, kıl kuyruk, kıl otu, kıl payı, kıl testere, kıl yumağı, kılı kılına, emici kıllar
ILIK
-
Soğukla sıcak arası, ne soğuk ne sıcak
Galip ıssız bir gece içinde, ılık bir bahçede, bir havuz kenarında yanan bir meşaledir. - Asaf Halet Çelebi
KILIK
-
Bir kimsenin giyinişi, dış görünüşü, üst baş
Delikanlı kopuklar, kılıklarından, giyinişlerinden belli oluyorlar. - Memduh Şevket Esendal
- Bir kimsenin resmi, fotoğraf
Ata Sözleri ve Deyimler
- kılığa bürünmek
- kılığına girmek
- kılıktan kılığa girmek
Birleşik Kelimeler: kılık kıyafet
KIŞ
-
Kuzey yarım kürede 22 Aralık-21 Mart tarihleri arasındaki zaman dilimi, sonbaharla ilkbahar arasındaki soğuk mevsim
Kıştı. Yerler iki karış kar tutmuştu. - Tarık Buğra
- Çok soğuk hava
Ata Sözleri ve Deyimler
- kış basmak (veya bastırmak)
- kışı geçirmek
- kış kışlığını, kuş kuşluğunu gösterir
- kış yapmak
Birleşik Kelimeler: kış çorbası, kış dönemi, Kış Dönencesi, kış günü, kış kayıtı, kış kıyamet, kış uykusu, kara kış, yaz kış, yazlı kışlı
- Tavuk vb. kümes hayvanlarını kovalamak için çıkarılan ses
KIÇ
- Kuyruk sokumu bölgesi, kaba et, kaba but, popo, makat
-
Deniz teknelerinde art taraf
Pantolonunu, ceketini fırlatır, kıç altındaki âdeta kamaramsı yere sokulur, düşünürdü. - Sait Faik Abasıyanık
- Arka bölümde olan
- Bacak, ayak
Ata Sözleri ve Deyimler
- kıç atmak
- kıç attırmak
- kıçına bakarak (veya baka baka)
- kıçına kına yakmak
- kıçına tekmeyi atmak (veya vurmak veya yapıştırmak)
- kıçını yırtmak
Birleşik Kelimeler: kıçüstü, kıçı kırık, kıçın kıçın, kıçtan bacaklı, kıçtankara
ŞIK (Kelime Kökeni: Fransızca chic)
-
Güzel, zarif, modaya uygun
Şık bir elbise.
-
Güzel, modaya uygun giyinmiş olan
Daima müzik vardı, şık kadınlar vardı. - Halide Edip Adıvar
-
Yerinde, uygun
Herkesin içinde dans öğrenmem şık olur. - Peyami Safa
-
Seçenek
Sizin için iki şık var, ya çalışacaksınız ya bu işten vazgeçeceksiniz.
ÇIKI
-
Çıkın
Düğünün hamamı benden. Çerezi, çıkısı hepsi benden. - Abbas Sayar
Birleşik Kelimeler: kirli çıkı
IŞIK
-
Cisimleri görmeyi, renkleri ayırt etmeyi sağlayan fiziksel enerji, erke, ziya, nur, şavk
Okuyabilmek için kapıdaki ışık yeterli değildi. - Halide Edip Adıvar
-
Bir yeri aydınlatmaya yarayan araç
Bir gece yatmışken kalktı, bitişik odaya girdi, ışığı yaktı. - Yusuf Atılgan
-
Aydınlanmak için kullanılan elektrik
Apartmandaki dairelerin ışıkları kapalı, herkes mışıl mışıl uyuyor olmalı. - Ahmet Ümit
-
Mutluluk, sevinç veya zekâdan doğan, özellikle yüzde ve gözlerde beliren parıltı
Bütün gözlerden manalı ışıklar sıçrıyordu. - Peyami Safa
-
Yol gösteren, aydınlatan kimse, düşünce, eser vb
Sevgili Behçet Necatigil şiirimizin vazgeçilmez ışıklarından biri olarak ayrıldı aramızdan. - Necati Cumalı
- Yüksek derecede ısıtılan cisimlerin veya çeşitli enerji biçimleriyle uyarılan cisimlerin gaz ışı yaydığı gözle görülen ışıma
Ata Sözleri ve Deyimler
- ışığı altında
- ışık almak
- ışık tutmak
Birleşik Kelimeler: ışık akısı, ışık aylası, ışık aynası, ışık bacası, ışık çanağı, ışık değneği, ışık eğrisi, ışık göçüm, ışık gölge, ışık hızı, ışık ışını, ışıkkesen, ışık kirliliği, ışık korkusu, ışık küre, ışıkölçer, ışık ölçümü, ışık yılı, ışık yuvarı, ışığa doğrulum, ışığa göçüm, dağınık ışık, yeşil ışık, ay ışığı, burçlar ışığı, buz ışığı, gün ışığı, güven ışığı, projektör ışığı, umut ışığı
IŞIL
- Işıklı
-
Işıldayan, parlak
Şu lokanta camekânında kuyruklarını dikmiş, ışıl gözlü alev menevişli barbunyalar. - Yusuf Ziya Ortaç
Birleşik Kelimeler: ışıl ışıl, ışıl küf, florışıl, fosforışıl, gazışıl
IŞKI
- Deri, tahta kazımakta kullanılan, iki ucu saplı eğri bıçak
ÇIKIK
-
Bir kemik veya organın yerinden çıkmış olması
Kolunda çıkık var.
- Yerinden çıkmış (kemik veya organ)
-
Çıkıntısı olan
Bu adam, elli beş, altmış yaşlarında, boynu biraz yana çarpılmış, çıkık alınlı, çökük yanaklı, kara kuru bir ihtiyardı. - Reşat Nuri Güntekin
KILIÇ
-
Uzun, düz veya eğri, ucu sivri, bir veya her iki yüzü keskin, kın içinde bele takılan, çelikten silah
Zırhları biraz paslanmış ve yaldızları bir hayli solmuş eğri kılıçlar asılıydı. - Abdülhak Şinasi Hisar
- Bu silah kullanılarak oynanan, hedef bölgesi baş, gövde ve kollar olan bir tür kılıç oyunu
- Saban ökçesini oka bağlayan ağaç parçası
Ata Sözleri ve Deyimler
- kılıcı kınına koymak
- kılıç çalmak
- kılıç çekmek
- kılıç kınını kesmez
- kılıç kuşanmak (veya takmak)
- kılıç oynatmak
- kılıç sallamak
- kılıçtan geçirmek
- kılıç üşürmek
Birleşik Kelimeler: kılıç alayı, kılıç bacak, kılıç balığı, kılıç gagalı, kılıçhane, kılıçkalkan, kılıç kuşanma, kılıçkuyruk, kılıç oyunu, kılıç pabucu, çalakılıç, dalkılıç, delici kılıç, dürtücü kılıç, kesici kılıç, yalın kılıç, Acem kılıcı, kuzgunkılıcı
KILIŞ
- Kılma işi
KIŞLIK
-
Kışa özgü, kış için
Kışlık giysi.
-
Kışın oturulan yapı, yer
Sıcak yaz aylarını geçirmek için deniz kenarlarına, kırlara, tepelere kaçanlar, şimdi birer birer kışlıklarına dönüyorlar. - Ahmet Haşim
KILÇIK
- Balıkların eti arasında bulunan diken gibi ince ve küçük kemik
- Fasulye, bakla vb. sebzelerin yeşil kabuğunda ve ekin başaklarında bulunan sert ve kıl gibi uzun lif
- Alttaki güreşçinin, kuyruk sokumunu hızla ve birdenbire havaya kaldırarak sırtına abanmış olan güreşçinin dengesini bozup onu ön veya yan tarafına aşırıp atması
Ata Sözleri ve Deyimler
- kılçık atmak
Birleşik Kelimeler: karakılçık