IŞIKLANDIRILMAK Harflerini İçeren 9 Harfli Kelimeler
IŞIKLANDIRILMAK harflerini içeren 9 harfli 40 kelime bulunuyor. 9 harfli IŞIKLANDIRILMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
ANDIRIŞMA17,
ARKALIKLI
- Arkalığı, sırt dayayacak yeri olan
KIRKLANMA
- Kırklanmak işi
KILLANMAK
- Kılları çıkmak
- Bıyığı, sakalı çıkmak
- Şüphe etmek
KIRIKLAMA
- Kırıklamak işi
DIRLANMAK
-
Herkesi tedirgin edecek, bezdirecek biçimde söylenmek
Kapısını vurmalı, o zaman uyanır açar diye başlayarak bir hayli dırlandı. - Abdülhak Şinasi Hisar
KALDIRMAK
-
Bulunduğu yerden almak
Örtüyü masanın üzerinden kaldır.
-
Yukarı doğru hareket ettirmek
Gözlerini yüzüme kaldırdı. İkimiz de mavi mavi baktık. - Sait Faik Abasıyanık
-
Yükseltmek
Duvarı bir metre daha kaldırmalı.
-
Ürün toplamak, taşımak
İki tarla ötede Çetecioğlu Mustafa, bu yıl mahsulünü kaldırdığı tarlayı nadas etmekle uğraşıyordu. - Nabizade Nâzım
-
Çekmek, taşımak
Bu araba bu yükü kaldırmaz.
-
Bir kuruluşun çalışmasına son vermek, feshetmek, lağvetmek
Meclis ... olağanüstü hâli kaldırabilir. - Anayasa
-
Hastayı hastaneye götürmek
Yarasının dikişleri koptu dün öğleden sonra, Fransız Hastanesine kaldırdılar. - Aka Gündüz
- Tören yaparak ölüyü gömmek
-
Toplamak
Anası, kardeşi ile hep beraber sofrayı kaldırdılar. - Necati Cumalı
- Alıp başka yere götürmek
-
Uyandırmak
Bir gece yanında mihman olduğum / Sabah oldu deyi kaldırdın beni - Halk türküsü
-
Piyasadan çekmek
İstifçilerin piyasadan kaldırdığı mallar.
-
Elin ulaşamayacağı yere koymak, saklamak
Vazoyu ortadan kaldıralım, çocuğun eline geçmesin.
- Kaçırmak
-
İyi etmek, iyileştirmek
Bu ilaç onu yataktan kaldırdı.
- Bir şeyden çokça satın almak
-
Tayin etmek, atamak
Günün birinde bu müdürü başka, daha önemli bir yere kaldırdılar, buraya da bir başka müdür getirdiler. - Memduh Şevket Esendal
-
Yok etmek, ortadan silmek
Yeryüzünden hayali kaldırın, dünya bir taş ve toprak yığınından ibaret kalır. - Orhan Seyfi Orhon
-
Uygun gelmek, yakışmak
Bu kumaş fazla süs kaldırmaz.
- Çalmak, aşırmak
Birleşik Kelimeler: başkaldırmak
KANDIRMAK
-
Kanmasını sağlamak, inandırmak, ikna etmek
Beni kendisiyle yalnız bırakmaya ve geceyi beraber geçirmeye kandırmak istiyor. - Etem İzzet Benice
-
Aldatmak
Kızcağızı yaşadığı muhitteki sabıkalılar kandırarak bir şebekeye sokmuş. - Refik Halit Karay
- İçme, yeme isteğini karşılamak
ALDIRILMA
- Aldırılmak işi
AKINDIRIK
- Reçine, çam sakızı, akma
AKILLANIŞ
- Akıllanma durumu
KIRLAŞMAK
-
Rengi kır olmak
Bir ay boyunca, kırlaşan saçlarına tarak sürmedi. - Lâtife Tekin
-
Kırsal duruma gelmek
Burası memleketin bir temiz köşesi, şehrin kırlaşmış bir bucağı... - Memduh Şevket Esendal
KIKIRDAMA
- Kıkırdamak işi
KILDIRMAK
- Kılma işini yaptırmak
-
Namaz kılınmasını sağlamak
Böylece birçok cenaze namazı kıldırır, pek çok nikâh kıyarmış. - Salâh Birsel
LIKIRDAMA
- Lıkırdamak işi
ŞARKLILIK
- Doğululuk