IŞIKLANDIRILMAK Harflerini İçeren 10 Harfli Kelimeler

IŞIKLANDIRILMAK harflerini içeren 10 harfli 29 kelime bulunuyor. 10 harfli IŞIKLANDIRILMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

KIMILDANIŞ19, MIRILDANIŞ19, ARDIŞIKLIK18, AŞINDIRMAK18, DIŞARLIKLI18, DANIŞILMAK18, DANIŞIKLIK18, KANDIRILIŞ18, KALDIRILIŞ18, KAŞINDIRMA18, ŞIKIRDAMAK18, ŞIRILDAMAK18, ARINMIŞLIK17, ŞIMARIKLIK17, ALMAŞIKLIK16, ALIŞKINLIK16, IŞIKLANMAK16, ILINDIRMAK16, ILIKLAŞMAK16, IKINDIRMAK16, KALDIRIMLI16, KALKIŞILMA16, KARŞILIKLI16, KARIŞILMAK16, ALIŞKANLIK15, ALDIRILMAK15, KANDIRILMA15, KALDIRILMA15, LIKIRDAMAK15

ALIŞKANLIK

[isim]

  • Bir şeye alışmış olma durumu, alışkınlık, alışmışlık, alışkı, itiyat, huy, meleke, ünsiyet, yordam

    Yılların verdiği alışkanlıkla, kendimden emin konuşuyorum. - Ahmet Ümit

  • Yakınlık, arkadaşlık, ünsiyet

[ruh bilimi]

[felsefe]

  • İç ve dış etkilerle hep aynı biçimde gerçekleşmesi sonucu beliren şartlanmış davranış

Ata Sözleri ve Deyimler

  • alışkanlığında olmak
  • alışkanlık edinmek
  • alışkanlık hâline getirmek
  • alışkanlıktan (veya alışkanlığından) kopamamak

Birleşik Kelimeler: ağız alışkanlığı, el alışkanlığı

ALDIRILMAK

[nesnesiz]

  • Aldırma işi yapılmak

KANDIRILMA

[isim]

  • Kandırılmak işi

KALDIRILMA

[isim]

  • Kaldırılmak işi

    Benim bunlara itirazım yoktu. Tek itirazım, annemin oynamaya kaldırılmasıydı. - Ayla Kutlu

LIKIRDAMAK

[nesnesiz]

  • Kaptaki sıvı akarken `lık lık` diye ses çıkarmak

ALMAŞIKLIK

[isim]

  • Dönüşümlü ve düzenli sıralanma

ALIŞKINLIK

[isim]

  • Alışkanlık

IŞIKLANMAK

[nesnesiz]

  • Işıklı duruma gelmek, aydınlanmak, ışımak

    Bahçeye bir gölge düştü ama çok durmadı, ortalık yine ışıklandı. - Nazım Hikmet

ILINDIRMAK

[-i]

  • Ilık duruma getirmek

ILIKLAŞMAK

[nesnesiz]

  • Ilık duruma gelmek

IKINDIRMAK

[-i]

  • Ikınmasına yol açmak

KALDIRIMLI

[sıfat]

  • Kaldırımı olan

KALKIŞILMA

[isim]

  • Kalkışılmak durumu

KARŞILIKLI

[sıfat]

  • İki kişi veya iki topluluğun arasında geçen ve karşılaşılan harekete eş değer bir hareketle beliren, mütekabil

    Karşılıklı yardım. Karşılıklı saygı.

  • Birbirine karşı bulunan

    Salıncağın üzerinde karşılıklı ayakta duran kızlar, fıldır fıldır dönüyorlardı. - Osman Cemal Kaygılı

[zarf]

  • Birbirlerine karşı bir biçimde

    Köşedeki itibarlı masalardan birine karşılıklı oturduk. - Çetin Altan

[zarf]

  • Birbiriyle ilgili olarak

Birleşik Kelimeler: karşılıklı yapraklar

KARIŞILMAK

[-e]

  • Karışma işi yapılmak, müdahale edilmek