Işı ile Başlayan Kelimeler

IŞI ile başlayan 51 kelime bulunuyor. Başında IŞI olan kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Işı ile biten kelimeler. İçinde ışı olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

15 Harfli Kelimeler

IŞIKLANDIRILMAK25

14 Harfli Kelimeler

IŞIKLANDIRILMA24

13 Harfli Kelimeler

IŞIKLANDIRMAK22, IŞINLANDIRMAK22

12 Harfli Kelimeler

IŞIKLANDIRMA21, IŞINLANDIRMA21, IŞINETKİNLİK17

11 Harfli Kelimeler

IŞINIMÖLÇER27

10 Harfli Kelimeler

IŞINLAYICI22, IŞIKSIZLIK21, IŞILDATMAK18, IŞIKLANMAK16, IŞINLANMAK16

9 Harfli Kelimeler

IŞINÖLÇER23, IŞIKÖLÇER23, IŞIKÇILIK19, IŞILDAMAK17, IŞILDATMA17, IŞIKLILIK16, IŞIKKESEN15, IŞIKLANMA15, IŞILATMAK15, IŞINLAMAK15, IŞINLANMA15, IŞINLILAR15, IŞINETKİN14

8 Harfli Kelimeler

IŞILDAMA16, IŞILTILI15, IŞINLAMA14, IŞILATMA14, IŞILAMAK14, IŞIKLAMA14

7 Harfli Kelimeler

IŞIKSIZ17, IŞILDAK14, IŞILAMA13, IŞITMAK13

6 Harfli Kelimeler

IŞIĞAN18, IŞIKÇI15, IŞINIM13, IŞITIM13, IŞIKLI12, IŞILTI12, IŞIMAK12, IŞINLI12, IŞINTI12, IŞITMA12, IŞILAK11

5 Harfli Kelimeler

IŞIMA11

4 Harfli Kelimeler

IŞIK9, IŞIL9, IŞIN9

IŞIK

[isim]

  • Cisimleri görmeyi, renkleri ayırt etmeyi sağlayan fiziksel enerji, erke, ziya, nur, şavk

    Okuyabilmek için kapıdaki ışık yeterli değildi. - Halide Edip Adıvar

  • Bir yeri aydınlatmaya yarayan araç

    Bir gece yatmışken kalktı, bitişik odaya girdi, ışığı yaktı. - Yusuf Atılgan

  • Aydınlanmak için kullanılan elektrik

    Apartmandaki dairelerin ışıkları kapalı, herkes mışıl mışıl uyuyor olmalı. - Ahmet Ümit

[mecaz]

  • Mutluluk, sevinç veya zekâdan doğan, özellikle yüzde ve gözlerde beliren parıltı

    Bütün gözlerden manalı ışıklar sıçrıyordu. - Peyami Safa

[mecaz]

  • Yol gösteren, aydınlatan kimse, düşünce, eser vb

    Sevgili Behçet Necatigil şiirimizin vazgeçilmez ışıklarından biri olarak ayrıldı aramızdan. - Necati Cumalı

[fizik]

  • Yüksek derecede ısıtılan cisimlerin veya çeşitli enerji biçimleriyle uyarılan cisimlerin gaz ışı yaydığı gözle görülen ışıma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ışığı altında
  • ışık almak
  • ışık tutmak

Birleşik Kelimeler: ışık akısı, ışık aylası, ışık aynası, ışık bacası, ışık çanağı, ışık değneği, ışık eğrisi, ışık göçüm, ışık gölge, ışık hızı, ışık ışını, ışıkkesen, ışık kirliliği, ışık korkusu, ışık küre, ışıkölçer, ışık ölçümü, ışık yılı, ışık yuvarı, ışığa doğrulum, ışığa göçüm, dağınık ışık, yeşil ışık, ay ışığı, burçlar ışığı, buz ışığı, gün ışığı, güven ışığı, projektör ışığı, umut ışığı

IŞIL

[sıfat]

  • Işıklı
  • Işıldayan, parlak

    Şu lokanta camekânında kuyruklarını dikmiş, ışıl gözlü alev menevişli barbunyalar. - Yusuf Ziya Ortaç

Birleşik Kelimeler: ışıl ışıl, ışıl küf, florışıl, fosforışıl, gazışıl

IŞIN

[isim]

[fizik]

  • Bir ışık kaynağından çıkarak her yöne yayılıp giden ışık demeti, şua
  • Işın etkin özdeklerin saçtıkları alfa, beta, gama ışınlarından her biri

[matematik]

  • Bir noktadan çıkıp sonsuza giden yarım doğrulardan her biri

Birleşik Kelimeler: ışın bilimi, ışın etkin, ışınölçer, ışın tedavisi, ışın tedavi uzmanı, öz ışın, ışık ışını, lazer ışını, kozmik ışınlar, alfa ışınları, beta ışınları, gama ışınları

IŞILAK

[isim]

[halk ağzında]

  • Parıltı

IŞIMA

[isim]

  • Işımak işi, ışıklanma, aydınlanma

    Güneş, gözleri kör eden bir ışımadır. - Attila İlhan

[fizik]

  • Işınım

IŞIKLI

[sıfat]

  • Işığı olan, aydınlık, ışıklandırılmış, nurlu, nurani, ziyalı, ziyadar

    Tünelin ışıklı ucundan doğru bir esinti geliyor. - Adalet Ağaoğlu

[mecaz]

  • Neşe veren, sevinç yaratan, mutlu

    Kadınınsa güzel yüzü dökülüyor önüne, kocasından uzaklaşıyor, ışıklı gözleri doluyor, dudağı titriyor giderek. - Yusuf Atılgan

IŞILTI

[isim]

  • Hafif ışık, ışıntı, parıltı

    Bu kâğıtlara gözleri tuhaf bir ışıltı ile parlayarak baktığına dikkat etti. - Halide Edip Adıvar

  • Bir şeyin ışıldarken saçtığı ışık

    Hâlâ yeni bir sır aramakta / Yıldızlar ışıltıyla uzakta - Orhan Seyfi Orhon

IŞIMAK

[nesnesiz]

  • Işıklanmak, aydınlanmak

    Yarın daha gün ışımadan kovduracağım onları obadan. - Yaşar Kemal

  • Işık saçmak

IŞINLI

[sıfat]

  • Işın veren, ışın saçan

IŞINTI

[isim]

  • Belli bir alana verilen çok güçlü ışık, spot

Birleşik Kelimeler: ışıntı lambası

IŞITMA

[isim]

  • Işıtmak işi

IŞILAMA

[isim]

  • Işılamak durumu veya biçimi

IŞITMAK

[-i]

  • Işık saçmak, ışıklandırmak

    Bulutlar geçip gidince kalan gök / Ey içimizi ışıtan has renk - Selâhattin Batu

IŞINIM

[isim]

[fizik]

  • Işın veya tanecik yayımı, ışıma, radyasyon
  • Uzayda yayılan bir dalgayı oluşturan ögelerin bütünü, ışıma, radyasyon
  • Bir enerjinin ışık demeti durumunda yayılması, ışıma, radyasyon
  • Isının, bir kaynaktan ışın ve dalga hareketi yoluyla yayılması, ışıma, radyasyon

Birleşik Kelimeler: ışınım akısı, ışınım alıcısı, ışınım basıncı, ışınım dengesi, ışınımölçer, Güneş ışınımı

IŞITIM

[isim]

[eskimiş]

  • İçine yağ konularak ucundaki fitil sayesinde ışık elde edilen kandil