ÜSTENCİLİK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

ÜSTENCİLİK harflerini içeren 5 harfli 63 kelime bulunuyor. 5 harfli ÜSTENCİLİK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

SİCİL9, CİNSİ9, EKİCİ8, ELCİK8, İNCİK8, İNCİL8, KİLÜS8, KİNCİ8, NİCEL8, TECİL8, ÜSTEL8, CİNLİ8, KÜTLE7, KÜTİN7, KÜLTE7, LÜNET7, NÜKTE7, TÜNEK7, TÜNEL7, ÜNİTE7, ESKİL6, EKSİN6, İSTEK6, KİLİS6, KİLSİ6, KESİN6, KESİT6, LİSTE6, NESİL6, SİTİL6, SİNLE6, SİNİK6, SİNEK6, SİLKİ6, SİLİK6, SENİT6, SETİK6, SEKİL6, TENİS6, TELSİ6, TELİS6, ETKİN5, ETLİK5, ETNİK5, EKİLİ5, İTLİK5, İLETİ5, İLKİN5, KİTİN5, KİTLE5, KİLİT5, KİNLİ5, LİNET5, LİKEN5, LİKİT5, NİKEL5, NİTEL5, TİLKİ5, TİKEL5, TELİN5, TEKLİ5, TEKİN5, TEKİL5

ETKİN

[sıfat]

  • Hareketli, işleyen, çalışan, faal, aktif, dinamik

[felsefe]

  • Fiilde bulunan, etkinlik gösteren, edilgin karşıtı

[kimya]

  • Kimyasal tepkimelere katılma yatkınlığı gösteren (molekül, atom)

Birleşik Kelimeler: etkin okul, etkin öğretim, aşırı etkin, ışın etkin

ETLİK

[isim]

[halk ağzında]

  • Kış için etinden kıyma, kavurma, pastırma ve sucuk yapılan semiz hayvan
  • Buzdolabında et koymak için ayrılmış yer

ETNİK (Kelime Kökeni: Fransızca ethnique)

[sıfat]

[toplum bilimi]

  • Kavimle ilgili, budunsal, kavmî

EKİLİ

[sıfat]

  • Ekilmiş olan, mezru

    Ekili tarla.

İTLİK

[isim]

  • İtçe davranış

    Hatıralarda ırza ve namusa taarruzu, itliği kalmıştı. - Yahya Kemal Beyatlı

İLETİ

[isim]

  • Yazı veya sözle verilen, gönderilen bilgi, mesaj

İLKİN

[zarf]

  • Başta, başlangıçta, önce, iptida

    Ortalıkta gergin bir hava esiyordu, ilkin yadırgamadım. - Adalet Ağaoğlu

KİTİN (Kelime Kökeni: Fransızca chitine)

[isim]

[biyoloji]

  • Eklem bacaklıların ve kabukluların dış dokusunu oluşturan, bazı mantar ve likenlerde de rastlanan, dayanıklı ve esnek organik madde

KİTLE (Kelime Kökeni: Arapça kutle)

[isim]

  • Bir yerde toplanmış, bir araya gelmiş insan topluluğu, kütle

    Kendimi bu acı ve acıklı kitlenin bir parçası gibi hissediyordum. - Halide Edip Adıvar

  • Belirli işleviyle özellik gösteren büyük insan kalabalığı, kütle

[tıp]

  • Kist

Birleşik Kelimeler: kitle haberleşmesi, kitle iletişimi, kitle turizmi, hedef kitle

KİLİT (Kelime Kökeni: Farsça kelīd, kilīd)

[isim]

  • Anahtar, düğme gibi takılıp çıkarılabilen bir parça yardımıyla çalışan kapatma aleti

    Sonunda kapının kilidi gözyaşlarıma dayanamadı. - Yusuf Ziya Ortaç

[denizcilik]

  • Bir yanı değirmi, öbür yanına demir çubuk geçirilmiş olan yarım halka

[halk ağzında]

  • Atların alnından alt çenesine uzanan beyazlık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kilidi küreği olmamak
  • kilit altına almak
  • kilit gibi olmak
  • kilit kürek altına almak
  • kilit kürek olmak
  • kilit vurmak

Birleşik Kelimeler: kilit dili, kilit mevki, kilit nokta, kilit sarma, kilit taşı, kilit yeri, asma kilit, bindirme kilit, gömme kilit, ispanyolet kilit, komple kilit, şifreli kilit, topuzlu kilit, bagaj kilidi, baston kilidi, donanım kilidi, emniyet kilidi

KİNLİ

[sıfat]

  • Kindar

LİNET (Kelime Kökeni: Arapça līnet)

[isim]

[eskimiş]

  • İshal

LİKEN (Kelime Kökeni: Yunanca)

[isim]

[bitki bilimi]

  • Bir mantarla bir su yosununun ortak yaşamasıyla ortaya çıkan bitkilerin genel adı

[tıp]

  • Kaşındırıcı bir deri hastalığı

Birleşik Kelimeler: liken bilimi

LİKİT (Kelime Kökeni: Fransızca liquide)

[sıfat]

[fizik]

  • Sıvı

    Likit gaz.

[isim]

[ekonomi]

  • Nakit

Birleşik Kelimeler: likit fon

NİKEL (Kelime Kökeni: Fransızca nickel)

[isim]

[kimya]

  • Atom numarası 28, atom ağırlığı 58,71, yoğunluğu 8,9 olan, gümüş parlaklığında, demir sertliğinde, kolay işlenebilen ve kolayca tel durumuna getirilebilen bir element (simgesi Ni)

Birleşik Kelimeler: nikel kaplama