Üst ile Başlayan Kelimeler

ÜST ile başlayan 44 kelime bulunuyor. Başında ÜST olan kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Üst kelimesinin anlamı nedir? Üst ile biten kelimeler. İçinde üst olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

11 Harfli Kelimeler

ÜSTÇAVUŞLUK28, ÜSTÜPÜLEMEK23, ÜSTEĞMENLİK22, ÜSTÜNLEŞMEK20

10 Harfli Kelimeler

ÜSTÜPÜLEME22, ÜSTYAPISAL21, ÜSTÜNLEŞME19, ÜSTÜNSEMEK17, ÜSTENCİLİK16, ÜSTELENMEK14

9 Harfli Kelimeler

ÜSTÜNKÖRÜ22, ÜSTÜNSEME16, ÜSTLENMEK13, ÜSTELENME13, ÜSTELEMEK13

8 Harfli Kelimeler

ÜSTÇAVUŞ24, ÜSTEĞMEN19, ÜSTÜVANE19, ÜSTÜVANİ19, ÜSTSUBAY17, ÜSTÜNLÜK15, ÜSTADANE13, ÜSTATLIK12, ÜSTELEME12, ÜSTENMEK12, ÜSTLENİM12, ÜSTLENME12

7 Harfli Kelimeler

ÜSTÜBEÇ17, ÜSTYAPI17, ÜSTATÇA13, ÜSTENCİ13, ÜSTENME11, ÜSTELİK10

6 Harfli Kelimeler

ÜSTÜPÜ17, ÜSTSÜZ15, ÜSTLÜK11, ÜSTÜNE11, ÜSTTEN9

5 Harfli Kelimeler

ÜST10, ÜSTÜN10, ÜSTAT8, ÜSTEL8

4 Harfli Kelimeler

ÜSTE7

3 Harfli Kelimeler

ÜST6

ÜST

[isim]

  • Bir şeyin yukarı, göğe doğru olan yanı, üzeri, fevk, alt karşıtı

    Köyün üst tarafında, saman, taş ve yangın arasında, üstü sazlarla örtülmüş bir kulübenin önünde ateş yanıyor. - Halide Edip Adıvar

  • Bir şeyin görülen yanı, yüzü

    Bu sefer taşın üstünden inip yere oturdu. - Memduh Şevket Esendal

  • Bir şeyin dış yüzü, yüzey
  • Giyecek, giysi

    O günden sonra kapıya diktiği bir bekçiye iş çıkışları işçilerin üstlerini arattı. - Lâtife Tekin

  • Birine göre yüksek aşamada olan kimse, mafevk

    Sonunda, üstlerinin de onayıyla bir sınav yapmaya karar verdi. - İhsan Oktay Anar

  • Vücut, beden
  • Artan, geriye kalan bölüm

    Bir liranın üstü olarak uşağın getirdiği yetmiş beş kuruşu masanın üstünden kaldırmaz. - Abdülhak Şinasi Hisar

[sıfat]

  • Birkaç şeyden birbirine göre yukarıda olan

    Kadınların beni böyle göz hapsine almaları yüzünden üst düğmelerimi gevşetemiyordum. - Reşat Nuri Güntekin

[sıfat]

  • Öte, arka

    Ben onu Şehzade Camisi'nin üst yanında, sokak içi, eski ahşap bir evde tanıdım. - Yusuf Ziya Ortaç

[sıfat]

  • Sınıflamalarda temel olarak alınan bir tipe göre ileri derecede olan

    Üst makam. Üst rütbedekiler.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • üst başı
  • üst çıkmak (veya gelmek)
  • üste çıkmak
  • üstten bakmak
  • üstü kalsın
  • üstüme (veya üstümüze veya üstünüze) sağlık (veya iyilik sağlık veya şifalar)
  • üstünde durmak
  • üstünde hakkı olmak
  • üstünde kalmak
  • üstündeki üstünde, başındaki başında
  • üstünden (şu kadar zaman) geçmek
  • üstünden akmak
  • üstünden atmak
  • üstünden dökülmek
  • üstünden geçmek
  • üstünden geçmek
  • üstünden kibarlık akmak
  • üstünden silindir gibi geçmek
  • üstüne alınmak
  • üstüne almak
  • üstüne atmak
  • üstüne basmak
  • üstüne bir bardak (soğuk) su içmek
  • üstüne bir iki güneş doğmak
  • üstüne çekmek
  • üstüne çullanmak
  • üstüne düşmek
  • üstüne fenalık gelmek
  • üstüne geçirmek
  • üstüne gelmek
  • üstüne gitmek
  • üstüne gül koklamamak
  • üstüne güneş doğmamak
  • üstüne kalmak
  • üstüne kapanmak
  • üstüne koymak
  • üstüne kuma gelmek
  • üstüne kuş kondurmak
  • üstüne olmamak
  • üstüne oturmak
  • üstüne ölü toprağı serpilmiş gibi
  • üstüne perde çekmek
  • üstüne sevmek
  • üstüne titremek
  • üstüne toz kondurmamak
  • üstüne tuz biber ekmek
  • üstüne üstüne gitmek
  • üstüne varmak
  • üstüne vazife olmamak
  • üstüne yaptırmak
  • üstüne yatmak
  • üstüne yıkılmak
  • üstüne yıkmak
  • üstüne yok
  • üstüne yüklenmek
  • üstüne yürümek
  • üstünü görmek
  • üstünüze afiyet (veya sağlık)

Birleşik Kelimeler: üst alize, üst baş, üst bitken, üstçavuş, üst çene, üst deri, üst diş, üst dudak, üst geçiş, üst geçit, üst güverte, üst insan, üst kat, üst katman, üst kurul, üst küme, üst perdeden, üst sınıf, üstsubay, üst tabaka, üst tarafı, üst üste, üstyapı, üstü kapalı, altüst, akşamüstü, altı üstü, arkaüstü, ayaküstü, başüstü, bayramüstü, bireyüstü, böbrek üstü bezi, deneyüstü, dizüstü, diz üstü, doğaüstü, duyuüstü, gerçeküstü, ikindiüstü, insanüstü, kalburüstü, kıçüstü, köprü üstü, lisansüstü eğitim, masaüstü, normalüstü, olağanüstü, öğleüstü, partilerüstü, rüzgârüstü, set üstü ocak, sırtüstü, suçüstü, tabiatüstü, tepe üstü, tepeüstü, yaşamüstü, yer üstü, yolüstü, yüzüstü, dumanı üstünde, buğusu üstünde, başüstüne

ÜSTE

[isim]

  • `Fazladan vermek, ödemek` anlamındaki üste vermek, `fiyatı artırmak eklemek, katmak` anlamlarındaki üste vurmak deyimlerinde geçen bir söz

    Üste çok şeyler vererek çalışmaya hazırdır. - Tarık Buğra

  • `Başarmak, becermek` anlamındaki üstesinden gelmek deyiminde geçen bir söz

    Evelallah, sen bu işin üstesinden gelirsin. - Necati Cumalı

ÜSTAT (Kelime Kökeni: Farsça ustād)

[isim]

  • Bilim veya sanat alanında üstün bilgisi ve yeteneği olan kimse

    Bir de baktık üstat muzip muzip o beyti ezberden okuyor. - Ahmet Kabaklı

[ünlem]

[teklifsiz konuşmada]

  • Genellikle erkekler arasında senli benli konuşmada kullanılan bir seslenme sözü

    Üstat! Nasılsınız?

ÜSTEL

[sıfat]

[matematik]

  • Üstü olan

ÜSTTEN

[zarf]

  • Üstünkörü

ÜSTELİK

[isim]

  • Üste verilen şey, fark

    Saatimi bu kalemle değiştirdim, bin lira da üstelik aldım.

[sıfat]

  • Güçlü, kuvvetli, sağlam

    Benim sesim ondan daha üsteliktir! - Osman Cemal Kaygılı

[zarf]

  • Ayrıca, bir de, bundan başka

    Üstelik bu sene dimağımda büyük bir yorgunluk duyuyorum. - Abdülhak Şinasi Hisar

ÜSTLÜ

[sıfat]

  • Belden üst kısmında giysi olan
  • Üstü olan

Birleşik Kelimeler: altlı üstlü

ÜSTÜN

[sıfat]

  • Benzerlerine göre daha yüksek bir düzeyde olan, onları geride bırakan

    Bu nazire gazeller muhakkak ki onlardan çok üstündü. - Asaf Halet Çelebi

  • Birine veya bir şeye göre nitelik bakımından daha yüksek, daha elverişli olan, faik

Ata Sözleri ve Deyimler

  • üstün bulmak (veya görmek)
  • üstün olmak (veya gelmek)
  • üstün tutmak

Birleşik Kelimeler: üstün yapım, üstün zekâ

[isim]

[eskimiş]

[dil bilgisi]

  • Arap harfli metinlerde bir ünsüzün a, e seslerinden biriyle okunacağını gösteren işaret, fetha

ÜSTENME

[isim]

  • Üstenmek işi, taahhüt

    Kimsenin üstenmesi, girdisi çıktısı, alacağı, borcu ile uğraşmak istemiyordum. - Necati Cumalı

ÜSTLÜK

[isim]

  • Üst olma durumu
  • En üste giyilen uzunca giysi

Birleşik Kelimeler: üstüne üstlük

ÜSTÜNE

[zarf]

  • İlişkin, üzerine, dair

    Arkadaşım aşk ve evlilik üstüne konuşulacak şeyler bulmuştu. - Sait Faik Abasıyanık

  • Hesabına

    Kahveci içilen kahveleri Esat Ağanın üstüne yazıyor. - Memduh Şevket Esendal

  • -e göre, uygun olarak

    Paris'e yazıldı. Oradan ölçü üstüne gönderdiler, insan Paris'e kendi gidip diktirmeli. - Memduh Şevket Esendal

  • -den sonra

    Ben rakının üstüne şarap içmem diyecek oldu. - Haldun Taner

  • Kendinden önce gelen sözün ikileme biçiminde anlamını pekiştirmek ve sıklığını ifade etmek için kullanılan bir söz

    Memleketten mektup mektup üstüne para istemiyorlardı o sıralarda... - Sait Faik Abasıyanık

Birleşik Kelimeler: üstüne üstlük, başüstüne

ÜSTATLIK

[isim]

  • Üstat olma durumu

ÜSTELEME

[isim]

  • Üstelemek işi, tekit

    Yahya Kemal abartmayı, üstelemeyi Doğuluların bir kusuru olarak görür. - Salâh Birsel

ÜSTENMEK

[-i]

  • Bir iş yapmayı üstüne almak, taahhüt etmek

ÜSTLENİM

[isim]

  • Üstlenme işi