ÜNİVERSİTE Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

ÜNİVERSİTE harflerini içeren 5 harfli 44 kelime bulunuyor. 5 harfli ÜNİVERSİTE kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Üniversite ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Üniversite olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

SÜVEN14, VİRÜS14, VENÜS14, TÜREV13, EVSİN12, İSEVİ12, İVESİ12, SİVRİ12, SEVİR12, SEVER12, SERVİ12, TEVSİ12, VİTES12, EVREN11, NEVİR11, VERİT11, VİTİR11, SÜTRE8, ÜNİTE7, ESTER6, ESİRE6, ENSER6, İRSEN6, İSTER6, NESİR6, RESEN6, SİREN6, SİNİR6, SİİRT6, SEREN6, SENİT6, SENİR6, SENET6, SERİN6, SETRE6, SETİR6, SETER6, TİRSİ6, TESRİ6, TENİS6, TESİR6, TERES6, İRİTE5, TİNER5

İRİTE (Kelime Kökeni: Fransızca irrité)

[isim]

  • `Sinirlendirmek, rahatsız etmek` ve tıp alanında `tahriş etmek, kaşındırmak` anlamında irite etmek birleşik fiilinde kullanılan bir söz

TİNER (Kelime Kökeni: İngilizce thinner)

[isim]

[kimya]

  • İnceltici

ESTER (Kelime Kökeni: Almanca Ester)

[isim]

[kimya]

  • Organik asitlerle alkollerin aralarından bir su molekülü ayrılması sonucunda verdikleri madde

ESİRE (Kelime Kökeni: Arapça esīre)

[isim]

[eskimiş]

  • Dişi tutsak
  • Cariye, dişi köle

İRSEN (Kelime Kökeni: Arapça irs̱en)

[zarf]

[eskimiş]

  • Kalıtım yoluyla

İSTER

[isim]

  • Bir şeyin yapılabilmesinin veya olabilmesinin bağlı olduğu şey, gerek, icap, lüzum

[bağlaç]

  • Cümledeki görevleri aynı olan kelimelerin ayrı ayrı her birinin başına getirilerek herhangi birinin onanmasında sakınca olmadığını anlatan bir söz

    İster gitsin ister kalsın.

Birleşik Kelimeler: ister istemez

NESİR (Kelime Kökeni: Arapça nes̱r)

[isim]

[edebiyat]

  • Düzyazı

    Her millette olduğu gibi bizde de kelimeleri şiir canlandırmış, nesir sadece kullanmıştır. - Yahya Kemal Beyatlı

RESEN (Kelime Kökeni: Arapça reʾsen)

[zarf]

[eskimiş]

  • Kendi başına, kendiliğinden
  • Bağımsız olarak, kimseye bağlı olmaksızın

    Cumhurbaşkanının resen imzaladığı kararlar ve emirler aleyhine ... yargı mercilerine başvurulamaz. - Anayasa

SİREN (Kelime Kökeni: Fransızca sirène)

[isim]

  • İtfaiye, cankurtaran ve polis araçlarında bulunan, tiz ses çıkaran uyarıcı alet

    İtfaiyelerin çanları çalıyor, sirenleri ötüyordu. - Çetin Altan

  • Üst tarafı kız, alt tarafı balık olduğuna inanılan deniz kızı

SİNİR

[isim]

[anatomi]

  • Duyu ve hareket uyarılarını beyinden organlara, organlardan beyne ileten beyazımsı teller ve bu tellerin oluşturduğu demet

    Koket ruhu artık yüzünün sinirlerini idare etmiyordu. - Reşat Nuri Güntekin

  • Rahatsız edici, hastalık derecesine varan aşırı duyarlılık

    Bu kadının bir siniri var, kan görünce bayılır.

  • Herhangi bir şey, bir olay karşısında tepki gösterme duyarlığı ve kişinin ruhsal niteliği

    Sende hiç sinir yok mu, bu kadar aldırmazlık olur mu?

    Tren kalktıktan biraz sonra sinirlerdeki gerginlik geçer. - Reşat Nuri Güntekin

[sıfat]

  • Hoşa gitmeyen, can sıkan

    Ne sinir şey!

[halk ağzında]

  • Kas kirişi ve zarı

    Etin sinirlerini ayırmak.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sinirine dokunmak
  • siniri oynamak
  • siniri tutmak
  • sinir kesilmek
  • sinirleri altüst olmak
  • sinirleri ayakta olmak
  • sinirleri boşanmak
  • sinirleri bozulmak
  • sinirleri gergin olmak
  • sinirleri gerilmek
  • sinirleri gevşemek (veya yatışmak)
  • sinirlerine hâkim olmak
  • sinirlerini bozmak
  • sinirlerini germek
  • sinir sahibi olmak

Birleşik Kelimeler: sinir argınlığı, sinir bilimi, sinir buhranı, sinir doku, sinir harbi, sinir hastalığı, sinir hastası, sinir ilacı, sinir kanatlılar, sinir küpü, sinir otları, sinir otu, sinir savaşı, sinir sistemi, sinir törpüsü, sinirleri kuvvetli, sinirleri zayıf

SİİRT

[isim]

  • Türkiye'nin Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yer alan illerinden biri

Birleşik Kelimeler: Siirt battaniyesi

SEREN

[isim]

[denizcilik]

  • Yelkenli gemilerde üzerine dört köşe yelken açmak ve işaret kaldırmak için direğe yatay olarak bağlanan gönder

[mimarlık]

  • Konut kapılarında menteşe ve kilidin takıldığı düşey konumdaki kalın parça

Birleşik Kelimeler: yarım seren, yatay seren

SENİT

[isim]

[halk ağzında]

  • Hamur tahtası

SENİR

[isim]

[halk ağzında]

  • İki dağ arasındaki sırt

SENET (Kelime Kökeni: Arapça sened)

[isim]

[ticaret]

  • Bir kimsenin yapmaya veya ödemeye borçlu olduğu şeyi göstermek için imzaladığı resmî kâğıt, belgit

[eskimiş]

  • Dayanılan veya dayanılacak olan şey

Ata Sözleri ve Deyimler

  • senet vermek

Birleşik Kelimeler: senet sepet, açık senet, emre muharrer senet, hakani senet, mali senet, hatır senedi, hisse senedi, kambiyo senedi, kefalet senedi, ortaklık senedi, pay senedi, teminat senedi, vakıf senedi