Ün ile Biten 6 Harfli Kelimeler
ÜN ile biten 6 harfli 16 kelime bulunuyor. Sonu ÜN olan 6 karekterli kelime listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Ün ile başlayan 6 harfli kelimeler. İçinde Ün olan 6 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
ÇÖZGÜN24,
KÜRTÜN
- Yük hayvanlarına vurulan semer, palan
- Rüzgârın etkisiyle kuytu yerlere toplanmış kar yığını
- Gümüşhane iline bağlı ilçelerden biri
TRİBÜN (Kelime Kökeni: Fransızca tribune)
-
Spor salonu, stadyum, hipodrom vb. yarışma ve gösteri yapılan yerlerde seyircilerin oturduğu koltuklu veya basamaklı bölüm, sekilik
Muazzam avlunun medreseler tarafında, kadınlar için tribünler yükseliyordu. - Halide Edip Adıvar
- Burada oturan seyirciler
Ata Sözleri ve Deyimler
- tribünlere oynamak
Birleşik Kelimeler: açık tribün, kapalı tribün, şeref tribünü
KÜSKÜN
-
Küsmüş olan, gücenik, dargın, muğber
Benim küskün talihimin bana verdiği ızdırap yeter. - Etem İzzet Benice
- Küstüm otu
- Gelişmemiş, küçük kalmış
MÜMKÜN (Kelime Kökeni: Arapça mumkin)
- Olabilir
-
Muhtemel, olası
Batıya, bu zelil tavırla kabul ettirilmesi mümkün hiçbir şey olamazdı. - Necip Fazıl Kısakürek
Ata Sözleri ve Deyimler
- mümkün görünmek
- mümkün olmak
Birleşik Kelimeler: mümkün mertebe
NEPTÜN (Kelime Kökeni: Fransızca néptune)
- Güneş'e yakınlık bakımından sekizinci olan gezegen
DÜRBÜN (Kelime Kökeni: Farsça dūrbīn)
- Uzaktaki cisimlerin görüntülerini büyütmeye veya yaklaştırmaya yarayan, objektif ve oküler adlı iki mercekten oluşan optik alet, bakaç
- Gözetleme deliği
Ata Sözleri ve Deyimler
- dürbünün tersiyle bakmak
Birleşik Kelimeler: çiçek dürbünü
TEAVÜN (Kelime Kökeni: Arapça teʿāvun)
- Yardımlaşma
DÜŞKÜN
-
Bir şeye kendini aşırı vermiş olan, çok bağlı, âşıklı, tutkun
Onlar kadar birbirine düşkün, birbirine uymuş bir çift daha ömrümde görmedim desem yeri vardır. - Halide Edip Adıvar
-
Meraklı
İnsan ise memnu olan şeye düşkündür. - Burhan Felek
-
Geçim sıkıntısına düşmüş
Eski arkadaşının düşkün bulunduğu hâlinden anlaşılıyordu. - Refik Halit Karay
-
Yoksulluk sebebiyle mutluluk ve refahını yitirmiş
Zavallı, arabasını satmış, düşkün bir hâldeydi. - Yahya Kemal Beyatlı
-
Yaşlılık, hastalık vb. sebeplerle çalışma gücünü yitirmiş
Artık şimdi öyle düşkün bir babayım ki / Yüreğim hun, sayhalarım boğuk boğuktur - Enis Behiç Koryürek
- Değer ve onurunu yitirmiş
-
Kötü yola düşmüş, ahlaksız
Emniyet memurları Beyoğlu'nun çalgılı bahçelerinden yüz yirmi düşkün kız derleyip toplamış. - Yusuf Ziya Ortaç
Ata Sözleri ve Deyimler
- ... düşkünü (olmak)
- düşkün olmak
Birleşik Kelimeler: düşkünlerevi, düşkünler yurdu, boğazına düşkün, canına düşkün, gırtlağına düşkün, nefsine düşkün, dayak düşkünü, devlet düşkünü, duvak düşkünü, fırsat düşkünü, ikbal düşkünü, kılık kıyafet düşkünü, kıyafet düşkünü, kibar düşkünü, kibarlık düşkünü, kitap düşkünü, koltuk düşkünü, menfaat düşkünü, surat düşkünü
SÜRGÜN
-
Ceza olarak belli bir yerin dışında veya belli bir yerde oturtulan kimse
Sürgünü yalnız memleket hasreti yıkmaz, yıkması için bu hasrete utandırıcı bir gönül yarası karışmalıdır. - Refik Halit Karay
-
Sürülme işi, nefiy
Sürgün benim için ölüm gibi bir şey olmuştu. - Reşat Nuri Güntekin
-
Bir kimsenin sürüldüğü yer
Sürgünlerde çile dolduruyordu en güzel yaşında. - Yusuf Ziya Ortaç
- Filiz
- İshal
Ata Sözleri ve Deyimler
- sürgüne göndermek
- sürgün gitmek (veya olmak)
- sürgün vermek
Birleşik Kelimeler: sürgün avı
ÇÖKKÜN
-
Çökmüş olan
Kumral saçlarının çevrelediği çökkün yüzünü eğerek elindeki iğne oyalı kar beyaz mendile uzun uzun sümkürdü. - Elif Şafak
-
Vücut, akıl ve ruhça gücü azalmış olan
Gerçekten de çökkün, üzgün ve zavallı bulmuştu onu. - Tarık Buğra
DÖRDÜN
- Ay vb. gök cisimlerine ait daire biçimindeki görünümlerinin yarısının aydınlık olduğu evre, yarım ay, terbi
Birleşik Kelimeler: ilk dördün
SÜZGÜN
-
Biraz zayıflamış, güçsüzleşmiş
Dikkat ettim, süzgün bir yüzü, güzel kirpikleri, nemli, şeffaf dudakları vardı. - Orhan Veli Kanık
Birleşik Kelimeler: süzgün bakış, süzgün göz
DÜZGÜN
-
Doğru ve pürüzsüz, muntazam
Ayşe çayı demlemiş, düzgün dilimlerle francala kesiyordu. - Cahit Uçuk
- Düzenli, kusursuz, insicamlı, rabıtalı, muntazam
-
İyi
Belli ki hâlleri vakitleri çok düzgün değil. - Memduh Şevket Esendal
-
Kurala uygun olarak, kusursuz bir biçimde
Düzgün konuşuyor.
-
Kenar veya ayrıtları ile açıları birbirine eşit olan (biçim)
Düzgün çok yüzlü.
- Fondöten
Birleşik Kelimeler: eli ayağı düzgün, eli yüzü düzgün
KÖFTÜN
-
Sığırlara yedirilen susam veya keten küspesi
Öküz müyüm ben köftün yiyecek? - Hüseyin Rahmi Gürpınar
GÖÇKÜN
-
Göçecek duruma gelmiş
Göçkün bir ev.
- Göçebe
- Yaşı ilerlemiş (kimse), çok yaşlı (kimse)