ÜLKÜLEŞTİRMEK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

ÜLKÜLEŞTİRMEK harflerini içeren 5 harfli 131 kelime bulunuyor. 5 harfli ÜLKÜLEŞTİRMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

KÜŞÜM13, ÜŞÜME13, RÜKÜŞ12, ŞÜKÜR12, ÜRKÜŞ12, MÜŞİR11, ÜŞMEK11, TÜMÜR10, TÜRÜM10, ÜRÜME10, EŞLEM9, EŞMEK9, ERMİŞ9, İŞEME9, İŞLEM9, KÜTLÜ9, KÜTÜK9, KÜLLÜ9, MELEŞ9, REŞME9, ŞİLEM9, ŞETİM9, TÜRLÜ9, TÜRKÜ9, EŞLEK8, EŞLİK8, İŞLEK8, İŞRET8, KLİŞE8, KEŞİK8, KEŞKE8, KEŞKİ8, KELEŞ8, MÜRİT8, MÜLKİ8, REŞİT8, ŞİLTE8, ŞERİT8, ŞERİK8, ŞELEK8, ŞEKLİ8, ŞEKİL8, ŞEKER8, ŞEKEL8, TİRŞE8, TEŞRİ8, TÜMEL8, ÜTMEK8, ÜRKME8, ÜREME8, ÜREMİ8, EKÜRİ7, KÜTLE7, KÜRİT7, KÜREK7, KÜKRE7, KÜLEK7, KÜLLİ7, KÜLTE7, TÜRKİ7, TÜREL7, ÜLKER7, ÜRKEK7, ERMEK6, ETMEK6, ERİME6, EKLEM6, EKMEK6, ELMEK6, EMLİK6, İRKME6, İTMEK6, İLMEK6, İMLEK6, KEREM6, KERİM6, KEMER6, KEMİK6, KEMRE6, KELEM6, MİLEL6, METİL6, METRE6, MELEK6, MEKİK6, MERET6, MEREK6, MELİK6, RİMEL6, REMİL6, REMEL6, TEMEL6, TEMEK6, TELEM6, TERME6, TERİM6, TEKME6, ERKEK5, ERKLİ5, ERLİK5, ETLİK5, EKLER5, ELLİK5, İLKEL5, İLLET5, KİLER5, KİTLE5, KERKİ5, KERTE5, KERTİ5, KELİK5, KELLE5, KELLİ5, KELER5, KEKRE5, KELEK5, LİRET5, LİTRE5, TİRLE5, TİKEL5, TELLİ5, TELEK5, TERLİ5, TERKİ5, TEREK5, TEKLİ5, TEKKE5, TEKİR5, TEKİL5, TEKER5, TEKEL5

ERKEK

[isim]

  • Yetişkin adam, bay, er kişi

    Erkekler tekaüt olunca çocuğa dönüyorlar. - Reşat Nuri Güntekin

  • İnsan, hayvan ve bitkilerin dişiyi dölleyecek cinsten olanı

    Erkek arıların takatleri kesilmeye başlar, bir bir dökülür, ölür giderler. - Tarık Buğra

  • Koca

    Kadın erkeğini uğurladı.

[biyoloji]

  • Sperma oluşturan organizma

[sıfat]

[mecaz]

  • Sözüne güvenilir, mert

[sıfat]

  • Girintili ve çıkıntılı olarak bir çift oluşturan nesnelerden çıkıntılı olanı

[sıfat]

  • Sert, kolay bükülmez

    Erkek demir, erkek bakır.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • erkeğin kalbine giden yol midesinden geçer
  • erkek arslan arslan da dişi arslan arslan değil mi?
  • erkek gibi
  • erkek koyun kasap dükkânına yaraşır
  • erkek olmak
  • erkek sel, kadın göl

Birleşik Kelimeler: erkek anahtar, erkek bakır, erkek berberi, erkek demir, erkek erkeğe, erkekevi, erkek Fatma, erkek fiş, erkek işi, erkek milleti, erkek organ, erkek terzisi, erkekler hamamı

ERKLİ

[sıfat]

  • Bir şeyi yapmaya, başarmaya gücü yeten, nüfuzlu, muktedir, kadir

ERLİK

[isim]

  • Erkeklik, yiğitlik

[askerlik]

  • Er olma durumu

ETLİK

[isim]

[halk ağzında]

  • Kış için etinden kıyma, kavurma, pastırma ve sucuk yapılan semiz hayvan
  • Buzdolabında et koymak için ayrılmış yer

EKLER (Kelime Kökeni: Fransızca éclair)

[isim]

  • İçi krema ile doldurulmuş bir pasta türü

ELLİK

[isim]

[halk ağzında]

  • Eldiven
  • Ekin biçerken sol elin parmaklarına geçirilen, eldiven biçiminde, tahtadan yapılan bir araç

[denizcilik]

  • Yelken dikenlerin kullandığı, madenî yüksüğü olan meşin eldiven

İLKEL

[sıfat]

  • İlk durumunda kalmış olan, gelişmesinin başında bulunan, iptidai, primitif

    Tiyatro yönetimi ve sahne düzeni her bakımdan ilkel, çağın koşullarına uygun olarak bozuktu. - Metin And

  • Sanatta yalın bir nitelik gösteren, yapmacıksız olan, primitif
  • Basit, karmaşık olmayan

    Gayet ilkel bir dokuma tezgâhında harıl harıl çalışan iki işçi gördüm. - Fikret Otyam

[isim]

  • Özellikle XIV-XV. yüzyıllarda İtalyan ressamlarına, Orta Çağ sonlarında Avrupa ressamlarına verilen ad

[mecaz]

  • Eğitimsiz, kültürsüz, görgüsüz

[felsefe]

  • Zaman bakımından en eski olan, iptidai, primitif

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ilkel kalmak

Birleşik Kelimeler: ilkel memeliler, ilkel toplum

İLLET (Kelime Kökeni: Arapça ʿillet)

[isim]

  • Hastalık

    Ben şarlatan değilim, oğlum. Bu illetin devası bendedir. - Peyami Safa

[mecaz]

  • Hastalık derecesine varan alışkanlık

    Ya sayfa sayfa mektup yazmak illetine tutulmuş olanlara ne diyeyim? - Hüseyin Cahit Yalçın

[mecaz]

  • Bozukluk

    Bu radyonun bir illeti var.

[sıfat]

[teklifsiz konuşmada]

  • Kızdıran, sinirlendiren (şey veya kimse)

[eskimiş]

[felsefe]

  • Sebep

Ata Sözleri ve Deyimler

  • illet etmek
  • illet olmak

Birleşik Kelimeler: köstebek illeti

KİLER (Kelime Kökeni: Farsça kilār)

[isim]

  • Evlerde yiyecek, içecek ve erzakın saklandığı oda, ambar veya dolap

    Kileri kilitlemezdi, paraları meydanda dururdu. - Ömer Seyfettin

KİTLE (Kelime Kökeni: Arapça kutle)

[isim]

  • Bir yerde toplanmış, bir araya gelmiş insan topluluğu, kütle

    Kendimi bu acı ve acıklı kitlenin bir parçası gibi hissediyordum. - Halide Edip Adıvar

  • Belirli işleviyle özellik gösteren büyük insan kalabalığı, kütle

[tıp]

  • Kist

Birleşik Kelimeler: kitle haberleşmesi, kitle iletişimi, kitle turizmi, hedef kitle

KERKİ

[isim]

[halk ağzında]

  • Keser

KERTE

[isim]

  • İşaret için yapılmış çentik veya iz, kerti

[mecaz]

  • Derece, radde

    Biz proje ve kontrol görevlileri hatta müteahhit, hepimiz birden tozutma kertesine vardık. - Aydın Boysan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kertesine gelmek
  • kertesine getirmek

Birleşik Kelimeler: son kerte

KERTİ

[isim]

  • Kerte

[sıfat]

[halk ağzında]

  • Bayat (ekmek, et)

KELİK

[isim]

[halk ağzında]

  • Eski ayakkabı

KELLE (Kelime Kökeni: Farsça kelle)

[isim]

  • Koyun, kuzu ve keçinin pişirilmiş başı
  • Ekinlerde başak
  • Külçe biçimindeki şeker

    Şekerin kellesi yetmiş üç kuruştan satılıyor. - Attila İlhan

[teklifsiz konuşmada]

  • Baş, kafa

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kelle götürmek
  • kelle koltukta gezmek
  • kelle koparmak
  • kelle koşturmak
  • kelle kulak yerinde
  • kelle sağ olsun da külah bulunur
  • kellesinden olmak
  • kellesini koltuğuna almak
  • kellesini uçurmak
  • kellesini vurdurmak
  • kelleyi koltuğun altına almak
  • kelleyi vermek