ÖZGÜRLÜKSÜZ ile Oluşan Kelimeler (ÖZGÜRLÜKSÜZ Kelime Türetme)

ÖZGÜRLÜKSÜZ harflerinden oluşan 77 kelime bulunuyor. ÖZGÜRLÜKSÜZ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Özgürlüksüz kelimesinin anlamı nedir? Özgürlüksüz ile başlayan kelimeler. İçinde özgürlüksüz olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

11 Harfli Kelimeler

ÖZGÜRLÜKSÜZ34

9 Harfli Kelimeler

GÖZLÜKSÜZ30, GÖZSÜZLÜK30

8 Harfli Kelimeler

ÖZGÜRLÜK25

7 Harfli Kelimeler

ÖRGÜSÜZ25, ÖZÜRSÜZ24, ÖZGÜLÜK24, ÜZGÜSÜZ24, SÜRGÜLÜ18, ÜRKÜSÜZ17

6 Harfli Kelimeler

GÖZSÜZ25, GÖZLÜK21, ÖRGÜLÜ20, ÖZÜRLÜ19, ÜZGÜLÜ19, GÖRKLÜ18, SÖZLÜK18, GÜZLÜK17, GÜRLÜK14, KÜSÜLÜ13, ÜRKÜLÜ12

5 Harfli Kelimeler

GÖZLÜ20, ÖZGÜL20, ÖZGÜR20, GÖLÜK17, ÖKSÜZ17, SÜZGÜ17, SÖZLÜ17, ÖZLÜK16, ÖRÜLÜ15, SÜRGÜ14, GÜLÜK13, SÜZÜK13, ÜZLÜK12, KÜRSÜ10, SÜLÜK10

4 Harfli Kelimeler

ÖZGÜ19, GÖRÜ16, ÖRGÜ16, ÖZLÜ15, ÖZÜR15, ÖKÜZ15, ÜZGÜ15, GÖRK14, GÜRZ13, ÖRÜK12, ÖLÜK12, KLÜZ9, KÜSÜ9, SÜRÜ9, ÜRKÜ8, ÜLKÜ8, LÜKS7

3 Harfli Kelimeler

GÖZ16, GÖL13, GÖK13, SÖZ13, GÜZ12, KÖZ12, ÖLÜ11, ÖRÜ11, KÖS10, LÖS10, ÖRS10, SÖR10, GÜL9, GÜR9, KÖR9, LÖK9, ÖRK9, ZÜL8, KÜS6, KÜL5
Tümünü Gör

2 Harfli Kelimeler

ÖZ11, ÜS5

KÜL

[isim]

  • Yanan şeylerden artakalan toz madde

    Ocağın külleri üstünde duran tenceredeki fasulyeyi bitirdiler. - Memduh Şevket Esendal

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kül bağlamak
  • kül etmek
  • kül gibi
  • kül olmak
  • kül ufak olmak
  • külünü savurmak
  • kül yemek (veya yutmak)

Birleşik Kelimeler: külbastı, kül çöreği, küldöken, külkedisi, kül rengi, kül tablası, külyutmaz, yosun külü

[isim]

[eskimiş]

  • Bütün, tüm

    Bir asırdan beri şiirimizi bir kül olarak göz önüne getirince bu misal canlanmaz mı? - Yahya Kemal Beyatlı

ÜS (Kelime Kökeni: Arapça uss)

[isim]

[matematik]

  • Bir kuvvete yükseltilmiş bir sayının üzerine yazılan ve kaçıncı kuvvete yükseltildiğini gösteren sayı: 53 anlatımında 3 rakamı üstür, 5 ise tabandır

[isim]

[eskimiş]

  • Kök, asıl, temel, esas
  • Bazı görevleri yürütebilmek amacıyla kurulan, özel yapıları, donatımları, atölyeleri, onarım yerleri, servis alanları olan, sürekli veya geçici olarak konaklanılan yer

    Memleket sağlam bir hareket üssü hâlinde kalmalıdır. - Falih Rıfkı Atay

[askerlik]

  • Bir askerî harekâtta birliklerin gereksinim duyduğu her türlü gerecin toplandığı, dağıtıldığı bölge

    Mühimmat depolarının ve üslerin arasında, herkesin istifadesine ve zevkine açıktır. - Falih Rıfkı Atay

Birleşik Kelimeler: merkez üs, deniz üssü, hava üssü, uzay üssü

KÜS

[sıfat]

  • Dargın

    Bu sınıfta küs çocuklar var.

LÜKS (Kelime Kökeni: Fransızca luxe)

[isim]

  • Giyimde, eşyada, harcamada aşırı gitme, gösteriş, şatafat

    Lüksleri, rahatları, eğlenceleri yerindedir. - Necati Cumalı

[sıfat]

  • Gösterişli, şatafatlı olan

    Bu lüks lokantada öğle yemeği yiyor. - Tarık Buğra

[sıfat]

  • Gereksinim dışı olan

    Bildiğim kadarıyla o, lüks tüketime girecek harcamalara karşı idi. - Adalet Ağaoğlu

[sıfat]

  • Aşırı, fazla olan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ... lüksü olmamak

Birleşik Kelimeler: lüks baskı, lüks hayat, lüks koltuk, lüks mevki, lüks tarife

[isim]

[fizik]

  • Aydınlatma ölçü birimi
  • Hava basınçlı bir tür petrol lambası, lüks lambası

    Lüksün kuvvetli ışığı altında saçları ve yüzü bembeyaz, gözleri kamaşmış. - Reşat Nuri Güntekin

Birleşik Kelimeler: lüks lambası, lüksmetre

ÜRKÜ

[isim]

  • Topluluğu saran ortak korku, panik

ÜLKÜ

[isim]

  • Amaç edinilen, ulaşılmak istenen şey, ideal

    Millî birlik duygusunu mütemadiyen ve her türlü vasıta ve tedbirlerle besleyerek geliştirmek millî ülkümüzdür. - Atatürk

  • İnsanı duyular dünyasının üstüne yükselten ve hiçbir zaman tam olarak gerçekleştirilemeyecek olan, yalnızca erişilmesi istenen amaç olarak kalan kılavuz ilke, mefkûre, ideal, vizyon

    Bu yarının dünyasını, insanlığını düzenleyecek ülkünün sahipleri! - Halide Edip Adıvar

[felsefe]

  • Gerçekte olmayıp yalnız düşüncede tasarım biçiminde var olan, yalnızca düşünce ile kavranabilen şey, ideal

ZÜL (Kelime Kökeni: Arapça ẕull)

[isim]

[eskimiş]

  • Alçalma, düşkünlük
  • Ayıplanacak şey

    Böyle bir kitaptan bahsetmek benim için zül, muharriri için de bir şereftir. - Asaf Halet Çelebi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • zül saymak (veya addetmek)

KLÜZ (Kelime Kökeni: Fransızca cluse)

[isim]

[coğrafya]

  • Kanyon

KÜSÜ

[isim]

[halk ağzında]

  • Küskünlük

SÜRÜ

[isim]

  • Evcil hayvanlar topluluğu

    Karşıki yamaçların sırtında kısrak sürüleri çanlarını sallayarak otluyordu. - Refik Halit Karay

  • Bir insanın bakımı altındaki hayvanların tümü

    Sözlerim acı diye kızım gücenme bana / Bak cılız sürüsünü dolaştıran çobana - Faruk Nafiz Çamlıbel

  • Birlikte yaşayan hayvan topluluğu

[mecaz]

  • Yönlendirilebilen insan topluluğu

    Sokaklarda alay geçerken başka çocuklar da sürüye katılır, mektebe kadar giderler. - Halide Edip Adıvar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sürüden ayrılanı kurt kapar
  • sürüden ayrılmak
  • sürüsüne bereket!
  • sürüyü güden kurdu görür

Birleşik Kelimeler: sürü sepet, sürü sürü, bir sürü

GÜL (Kelime Kökeni: Farsça gul)

[isim]

[bitki bilimi]

  • Gülgillerin örnek bitkisi (Rosa)
  • Bu bitkinin katmerli, genellikle kokulu olan çiçeği

Ata Sözleri ve Deyimler

  • gül gibi
  • gül gibi bakmak
  • gül gibi geçinmek (veya yaşamak)
  • gülleri yarılmak
  • gülü seven dikenine katlanır
  • gül üstüne gül koklamamak
  • gülü tarife ne hacet, ne çiçektir biliriz

Birleşik Kelimeler: gülabdan, gülbahar, gülbank, gülbeşeker, gül böceği, gül böreği, güldeste, gülhatmi, gülibrişim, gülistan, gülkurusu, gül kurusu, gül rengi, gül suyu, gülşen, gül yağı, karagül, yabani gül, ayı gülü, Çin gülü, denizgülü, gün gülü, Isparta gülü, ipek gülü, Japon gülü, kır gülü, menekşe gülü, orman gülü, rüzgârgülü, yaban gülü, yayla gülü

GÜR

[sıfat]

  • Bol ve güçlü olarak çıkan veya fışkıran

    Gür, kumral saçlarının çerçevelediği narin yüzü kıpkırmızı idi. - Ömer Seyfettin

  • Bol, verimli, feyyaz

    Eski toprağa ektiklerin / Bir yeni güçle göverdi gür - Behçet Necatigil

Birleşik Kelimeler: gürsoluk

KÖR (Kelime Kökeni: Farsça kūr)

[sıfat]

  • Görme engelli
  • Keskinliği yeterli olmayan

    Günün birinde ihtiyar çoban koyunun birini kör bir makasla kırkıyordu. - İsmail Hakkı Baltacıoğlu

[mecaz]

  • Az aydınlık veren

    Ampulün kör ışığı, dükkânı alaca bir loşluğa boğmuştu. - Mahmut Yesari

[mecaz]

  • Kötü

    Vakıa bu kör siyaset yüzünden Türklük Rumeli'den çıktı. - Yahya Kemal Beyatlı

[mecaz]

  • Arkası tıkalı olan veya işlek olmayan

    Kör sokak.

[mecaz]

  • Olguları sezme ve kavrama yetisi, dikkati olmayan

[mecaz]

  • Duyarlığını yitirmiş

    Muhitimiz bize karşı her an kör, sağır ve şuursuzdur. - Abdülhak Şinasi Hisar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kör değneğini beller gibi
  • köre renkten bahsolunmaz
  • kör görmez, sezer
  • kör itin öldüğü yer
  • kör kör parmağım gözüne
  • kör kurttan bile vazgeçmemek
  • körler mahallesinde ayna satmak
  • körler memleketinde şaşılar padişah olur
  • körle yatan şaşı kalkar
  • kör olası (veya olasıca veya olsun)
  • kör ölür badem gözlü olur, kel ölür sırma saçlı olur
  • kör pazara varmasın, pazar körsüz kalmasın
  • kör satıcının kör alıcısı olur
  • körün istediği bir göz, Allah verdi iki göz
  • körün taşı

Birleşik Kelimeler: körağaç, kör alan, kör baca, kör bağırsak, kör boğaz, kör çapa, kör dövüşü, kör duman, kördüğüm, körebe, kör fare, kör hat, kör kadı, kör kandil, kör kaya, kör köstebek, kör kurşun, kör kuyu, körkütük, kör nişancı, kör nokta, kör ocak, köroğlu, kör sıçan, kör şans, kör şeytan, kör talih, kör tapa, kör topal, kör uçuş, kör yılan, körü körüne, bakar kör, elinin körü, gecenin körü, renk körü, üstünkörü, sabahın körü

LÖK

[isim]

[halk ağzında]

  • Yedi yaşından büyük erkek boz deve

Ata Sözleri ve Deyimler

  • lök gibi

[isim]

[halk ağzında]

  • Kireç, zeytinyağı, pamuk ve yumurta akının karıştırılması yoluyla, kırık çanak çömlekleri, künkleri birleştirmekte kullanılan macun

ÖRK

[isim]

[halk ağzında]

  • Hayvanları çayıra bağlamaya yarayan kalın ip, örük