[isim]

• İş yerlerinde eşya ve malzeme işleriyle ilgilenen bölüm, ayniyat

• Kullanılmaya, harcamaya uygun, taşınması kolay eşya, ayniyat

[felsefe]

• İnsanın çalışmasıyla bir amaç uğruna biçim verdiği veya yararlandığı doğal cisimler, nesneler

[fizik]

• Duyularla algılanabilen, bölünebilen, ağırlığı olan nesne, madde

[sıfat]

• Özle, öz varlıkla, gerçekle ilgili

• İçten, candan, samimi

  Ama ne kadar özden, ne kadar inandırıcı idi bir bilseniz. - Yusuf Ziya Ortaç

[isim]

[anatomi]

• Timüs

[isim]

• Özden olma durumu

[felsefe]

• Varlığı kendinden olma, kendi özüyle var olma durumu

  Tanrı'nın özdenliği.

[sıfat]

• Her türlü nitelik bakımından eşit olan, aralarında fark bulunmayan

[felsefe]

• Bir ve aynı olan, bir ve aynı anlama gelen

[matematik]

• Kendinde özdeşlik bulunan, identik

[sıfat]

• Maddi, tinsel karşıtı

  Adıyla sanıyla, tarihsel olayları özdeksel açıdan değerlendirmek demektir. - Necati Cumalı

[sıfat]

[felsefe]

• Maddeci

[isim]

• Aynılık

  Güncel olaylar, yorumlarla şaşılacak bir özdeşlik, bir uyum gösterir. - Necati Cumalı

[felsefe]

• Değişen durumlarda aynı kalma, aynı olma

[matematik]

• İki yanı birbirinin aynı olan veya harflerle verilen sayısal değerler ne olursa olsun iki yanı da sayıca eşit değerler alan eşitlik

[isim]

• Bir düşünceyi, bir duyguyu, bir ilkeyi kısa ve kesin bir biçimde anlatan, genellikle kim tarafından söylendiği bilinen özlü söz, vecize, ülger, kelamıkibar, aforizm, aforizma, motto

  Kitabındaki her bölümün başına seçkin düşünürlerin ve sanatçıların konuşma sanatına ilişkin özdeyişlerini koymuş. - Haldun Taner

[isim]

[felsefe]

• Maddecilik

[isim]

• Özdeşlemek işi

[-i]

• Özdeş duruma getirmek

[isim]

[toplum bilimi]

• Özdeştirmek durumu

[-i]

• Başka birinin veya bir grubun ölçülerini, beklentilerini benimsemek

[isim]

• Özdeşleşmek işi

  Huzura ulaşınca olağanüstü bir seziş ve özdeşleşme yetkisine varmış oluyordu. - Haldun Taner

[nesnesiz]

• Özdeş duruma gelmek

  Bir tiyatro sanatçısı yaşamdan ne bekler? Birtakım kişiliklerin kalıbına girmek, onlarla özdeşleşmek, beğenilmek, alkışlanmak. - Haldun Taner