ÖZBEKÇE ile Oluşan Kelimeler (ÖZBEKÇE Kelime Türetme)

ÖZBEKÇE harflerinden oluşan 28 kelime bulunuyor. ÖZBEKÇE kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Özbekçe kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.

7 Harfli Kelimeler

ÖZBEKÇE21

5 Harfli Kelimeler

ÖZBEK16, BEZEK10, KEBZE10

4 Harfli Kelimeler

ÖZEK13, ÖKÇE13, BÖKE12, ÖBEK12, BEZE9, KEÇE7, KEBE6

3 Harfli Kelimeler

ÇÖZ15, KÖZ12, ÖZE12, ÖKE9, BEZ8, ÇEK6, KEZ6, BEK5, EBE5, EKE3

2 Harfli Kelimeler

ÖÇ11, ÖZ11, ÇE5, ZE5, BE4, EK2, KE2

EK

[isim]

  • Bir şeyin eksiğini tamamlamak için ona katılan parça

    Yazının ekleri.

  • Bir gazete veya derginin günlük yayımından ayrı ve ücretsiz olarak verdiği parça, ilave

    Gazetenin haftalık sanat ve edebiyat eki.

  • Sonradan katılan, yapılan, dikilen, yapıştırılan parçanın belli olan yeri
  • İki borunun birbirine birleştirildiği yer

[sıfat]

  • Eklenmiş, katılmış

    Okul müdürüyken okulun ek inşaatında hamallarla birlikte çalışmış. - Haldun Taner

[dil bilgisi]

  • Kelime türetmek veya kelimenin görevini belirtmek için kullanılan, başa, sona veya kelimenin içine eklenebilen, bağımlı dil bilgisi ögeleri, lahika

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ek bent olmak
  • ekini belli etmemek

Birleşik Kelimeler: ek bileziği, ek bütçe, ek ders, ek eylem, ek fiil, ek görev, ek gün, ek kart, ek kök, ek oylum, ek ödenek, ek poliçe, ek süre, ek tahsisat, iç ek, işlek ek, ön ek, son ek, aidiyet eki, bildirme eki, çekim eki, çoğul eki, çokluk eki, durum eki, edilgenlik eki, eşitlik eki, hâl eki, ilgi eki, iyelik eki, kişi eki, küçültme eki, nispet eki, olumsuzluk eki, soru eki, şahıs eki, topluluk eki, türetme eki, yapım eki, yokluk eki, yön eki, yön gösterme eki, zaman eki, çatı ekleri

KE

  • Türk alfabesinin on dördüncü harfinin adı, okunuşu

EKE

[sıfat]

[halk ağzında]

  • Büyük, yetişkin, yaşlı, kart

[isim]

[mecaz]

  • Yaşı küçük olduğu hâlde sözleri ve davranışları büyükmüş gibi olan çocuk

BE

  • Türk alfabesinin ikinci harfinin adı, okunuşu

[ünlem]

  • `Ey, hey` anlamlarında bir seslenme sözü

    Namluna dayanır, yola dalarsın / Duruşun bakışın yaman, be Ali! - Faruk Nafiz Çamlıbel

[kimya]

  • Berilyum elementinin simgesi

BEK

[sıfat]

[halk ağzında]

  • Sert, katı
  • Sağlam

[isim]

[spor]

  • Savunma oyuncusu

    Bekle haf genel olarak gol atmaz, alkışlanmaz, göklere çıkarılmaz. - Haldun Taner

Birleşik Kelimeler: sağ bek, sol bek

[isim]

  • Hava gazı lambasının ucu

EBE

[isim]

  • Doğum işini yaptıran kadın

    Babam ebe bulmaya koştu. - Ayla Kutlu

[halk ağzında]

  • Büyükanne, nine
  • Genellikle çocuk oyunlarında baş olan, diğer çocuklara veya gruba karşı cezasını çekmek ve bundan kurtulmak için tek başına bütün sorumluluğu üzerine alan çocuk, oyun ebesi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ebe olmak

Birleşik Kelimeler: ebebulguru, ebegümeci, ebekuşağı, ebemkuşağı, körebe, dil ebesi, kumar ebesi, laf ebesi, lakırtı ebesi, oyun ebesi, söz ebesi

ÇE

  • Türk alfabesinin dördüncü harfinin adı, okunuşu

ZE

  • Türk alfabesinin yirmi dokuzuncu harfinin adı, okunuşu

KEBE

[isim]

  • Kısa kepenek

    Eşek gitti. Üstünde yeni kebe de vardı. - Memduh Şevket Esendal

ÇEK (Kelime Kökeni: İngilizce check)

[isim]

  • Bir kimsenin, satın aldığı hizmet veya ürün karşılığında para yerine verdiği ve karşılığı banka hesabından ödenen yazılı belge

Birleşik Kelimeler: açık çek, bloke çek, karşılıksız çek, hediye çeki

[isim]

  • Slavların batı kolundan olan bir ulus veya bu ulusun soyundan gelen kimse

KEZ

[isim]

  • Bazı sayı sıfatlarıyla birlikte kullanılarak bir olayın ve olgunun her bir tekrarlanışını bildiren söz, defa, kere, sefer, yol

    İki kez İstanbul'a gittim.

Birleşik Kelimeler: bin kez, çoğu kez

KEÇE

[isim]

  • Yapağı veya keçi kılının dokunmadan yalnızca dövülmesiyle elde edilen kaba kumaş

    Belki on aile keçelerden, kilimlerden çergelerini meyve ağaçlarının altlarına kurdular. - Ömer Seyfettin

[sıfat]

  • Bu kumaştan yapılan

    Keçe çadırların içi biraz ısınsın diye yerlere, kilimlerin üstüne ayı postları serilmişti. - Nezihe Araz

  • Yere serilen halı, kilim vb. yünlü döşemelik

    Yaz geldi, keçeleri kaldırmalı.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • keçe külah etmek
  • keçe külah olmak
  • keçesini sudan çıkarmak
  • keçeyi suya atmak

BEZ (Kelime Kökeni: Arapça bezz)

[isim]

  • Pamuk veya keten ipliğinden yapılan dokuma, çaput

    Arkamıza kefenimsi bezler geçirip kuşakla bağladılar. - Falih Rıfkı Atay

  • Pamuktan, düz dokuma
  • Herhangi bir cins kumaş

    Çadır bezi. Yelken bezi.

  • Herhangi bir iş için kullanılan dokuma

[sıfat]

  • Kumaş veya dokumadan yapılmış

    Botlarımı çıkartırken yatağın altında Mine'nin bez terliklerini görüyorum. - Ahmet Ümit

Ata Sözleri ve Deyimler

  • bez alırsan Mısır'dan, kız alırsan asilden
  • bez bağlamak
  • bezi herkesin arşınına göre vermezler
  • bezini yıkamak

Birleşik Kelimeler: gazlı bez, ham bez, kozalaksı bez, sarı bez, soğuk bez, Amerikan bezi, bal özü bezi, baş bezi, bombe bezi, branda bezi, bulaşık bezi, çadır bezi, çocuk bezi, el bezi, etek bezi, Japon bezi, kaput bezi, kefen bezi, namaz bezi, pamuk bezi, sargı bezi, sofra bezi, şeytan bezi, Şile bezi, taharet bezi, toz bezi, ütü bezi, yelken bezi

[isim]

[biyoloji]

  • İçinden geçen kandan veya öz sudan bazı maddeler ayırarak salgı oluşturan organ

    Tükürük bezleri. Pankreas bezi.

Birleşik Kelimeler: bez tüyler, ak kan bezi yangısı, böbrek üstü bezi, dil altı bezleri, er bezi, iç salgı bezi, kalkan bezi, kulak altı bezi, meme bezi, paratiroit bezi, ter bezi, tiroit bezi, yağ bezi, gözyaşı bezleri, tükürük bezleri, yağ bezleri

BEZE

[isim]

[anatomi]

  • Yara veya çıban sebebiyle vücudun herhangi bir yerinde oluşan şişkinlik, gudde

Birleşik Kelimeler: gözyaşı bezeleri

[isim]

  • Hamur topağı, pazı

[isim]

  • Yumurta akı ve pudra şekeri ile yapılan bir çeşit pasta türü

ÖKE

[isim]

  • Deha sahibi kimse, dâhi