[isim]

• Beğendiği bir durumda olma, beğendiği şeye benzeme çabası

  Taklit ve özenti devri en çok bizde sürmüştür. - Falih Rıfkı Atay

[sıfat]

• Özen gösterilerek yapılan (iş), itinalı

• Özenle çalışan (kimse)

[isim]

[felsefe]

• Herhangi bir durumu gösterebilme yeteneği

[isim]

• Özlemek işi, iştiyak

[isim]

• Özenmek işi

[-i]

[halk ağzında]

• Yoğurt, pekmez vb. koyu şeyleri suyla inceltmek, sulandırmak

[isim]

[ruh bilimi]

• Eziyet çekerek cinsel zevk alan sapkın kimse, mazoşist

• Özezerlik sapıncı gösteren kimse, mazoşist

[isim]

• Özenme işi

[sıfat]

[felsefe]

• Bir şeyin aslında veya gerçeğinde olan, ilinekle ilgili olmayıp özde bulunan, deruni, zatî, dışınlı karşıtı

[zarf]

• Özet olarak, kısacası, sözün özü, sözün kısası

[sıfat]

• Özrü olan

  Aydın denen kişilerimizin bile önemli bir bölümü, okuma özürlü. - Aydın Boysan

• Engelli

• Kusuru olan, defolu

  Özürlü kumaş.

[isim]

• Bir amaç uğruna veya gerçekleştirilmesi istenen herhangi bir şey için kendi çıkarlarından vazgeçme, fedakârlık

  Daha bilgili olmalı, daha çok özveride bulunmalı ve zekice davranmalıyız. - Ahmet Ümit

[sıfat]

• Kişisel yarar gözetmeksizin başkasına yararlı olmaya çalışan (kimse), diğerkâm

[sıfat]

• Gerçek

  Salih Reis de Hamza'nın özbeöz amcasıdır. - Halikarnas Balıkçısı