ÖTMEK ile Oluşan Kelimeler (ÖTMEK Kelime Türetme)
ÖTMEK harflerinden oluşan 15 kelime bulunuyor. ÖTMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Ötmek kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.
5 Harfli Kelimeler
ÖTMEK12
4 Harfli Kelimeler
ÖTME11
3 Harfli Kelimeler
ÖKE9, ÖTE9, KEM4, MET4, TEM4, KET3, TEK3
2 Harfli Kelimeler
EM3, ME3, EK2, ET2, KE2, TE2
EK
-
Bir şeyin eksiğini tamamlamak için ona katılan parça
Yazının ekleri.
-
Bir gazete veya derginin günlük yayımından ayrı ve ücretsiz olarak verdiği parça, ilave
Gazetenin haftalık sanat ve edebiyat eki.
- Sonradan katılan, yapılan, dikilen, yapıştırılan parçanın belli olan yeri
- İki borunun birbirine birleştirildiği yer
-
Eklenmiş, katılmış
Okul müdürüyken okulun ek inşaatında hamallarla birlikte çalışmış. - Haldun Taner
- Kelime türetmek veya kelimenin görevini belirtmek için kullanılan, başa, sona veya kelimenin içine eklenebilen, bağımlı dil bilgisi ögeleri, lahika
Ata Sözleri ve Deyimler
- ek bent olmak
- ekini belli etmemek
Birleşik Kelimeler: ek bileziği, ek bütçe, ek ders, ek eylem, ek fiil, ek görev, ek gün, ek kart, ek kök, ek oylum, ek ödenek, ek poliçe, ek süre, ek tahsisat, iç ek, işlek ek, ön ek, son ek, aidiyet eki, bildirme eki, çekim eki, çoğul eki, çokluk eki, durum eki, edilgenlik eki, eşitlik eki, hâl eki, ilgi eki, iyelik eki, kişi eki, küçültme eki, nispet eki, olumsuzluk eki, soru eki, şahıs eki, topluluk eki, türetme eki, yapım eki, yokluk eki, yön eki, yön gösterme eki, zaman eki, çatı ekleri
ET
-
İnsanlarda, hayvanlarda deri ile kemik arasındaki kas ve yağdan oluşan tabaka
Bu koyunda hiç et yok, pek zayıf.
- Kasaplık hayvanlardan sağlanan kaslardan oluşmuş besin maddesi
-
Ten
Gömleği yırtılmış, eti görünüyor.
-
Meyvelerde çekirdekle deri arasındaki bölüm
Bu zeytinde et denecek bir şey yok.
Ata Sözleri ve Deyimler
- et bağlamak
- ete kemiğe dönüştürmek (veya büründürmek)
- eti budu yerinde (veya etine dolgun)
- eti kemiği
- eti kemiğine yapışmak
- etinden et koparmak (veya kesmek)
- eti ne budu ne?
- eti senin, kemiği benim
- et kanlı gerek, yiğit canlı
- et kokarsa tuzlanır, ya tuz kokarsa ne yapılır?
- etle tırnak arasına girilmez
- etle tırnak gibi
- et ne kadar arık olsa üstüne ekmek yaraşır
- etten duvar örmek
- etten önce çömleğe düşmek
- et tırnak olmak
- et tırnaktan ayrılmaz
- et tutmak
Birleşik Kelimeler: et beni, et kafalı, et kesimi, et kırımı, et lokması, etobur, et sığırı, et sineği, et sotesi, et suyu, et şeftalisi, et tavuğu, et toprak, et unu, etyaran, etyemez, beyaz et, kaba et, kara et, kırmızı et, lop et, kül rengi et sineği, balıketi, balık eti, dana eti, diş eti, diş eti ünsüzü, göğüs eti, koyun eti, kurban eti, kuzu eti, sığır eti, soya eti, tavşan eti, tavuk eti, balıketinde
KE
- Türk alfabesinin on dördüncü harfinin adı, okunuşu
TE
- Türk alfabesinin yirmi dördüncü harfinin adı, okunuşu
- Sıhhi tesisatta su borusunu üç yönlü kullanabilme durumuna getiren parça
- Tellür elementinin simgesi
KET (Kelime Kökeni: Ermenice)
- Engel
Ata Sözleri ve Deyimler
- ket vurmak
TEK
-
Eşi olmayan, biricik, yegâne
Hamit, biliyorsunuz edebiyatımızın tek dâhisidir. - Yusuf Ziya Ortaç
- Kadeh içinde belirli ölçüde olan (içki)
-
Birbirini tamamlayan veya aynı türden olan nesnelerden her biri
Garsona umutsuzca bir göz attıktan sonra eldiveninin sol tekini çıkardı. - Rıfat Ilgaz
-
Önüne getirildiği cümleye istek ve özlem kavramı katar
Tek yesin de ne isterse yesin. Tek çalışsın da isterse arada yaramazlık da etsin.
-
Yalnızca
Bunun için tek bir yol var.
-
Hiç, hiçbir
Tek kelime konuşmadan bu yokuşu indik. - Refik Halit Karay
-
İki ile bölünemeyen (sayı)
Üç, beş, yedi ... tek sayılardır.
Ata Sözleri ve Deyimler
- tek dalmak
- tek elden
- tek geçmek
- tek kale oynamak
- tek kürekle mehtaba çıkmak
- tek sıra olmak
Birleşik Kelimeler: tek adam, tek anlamlı, tek başına, tekbenci, tek biçim, tek bilek, tek çekirdekli, tek çenekli, tek delikliler, tekdüze, tek erkçi, tek erklik, tek eşli, tek evli, tek fazlı, tekgövde, tek heceli dil, tek hücreli, tek kişilik, tek liste, tek örnek, tek parmaklılar, tek partili, tek pas, tek renkli, tek sayı, tek seçici, tek sesli, tek tabanca, tek tanrıcı, tek tanrılı, tek taraflı, tektaş, tek tırnak işareti, tek tırnaklılar, tek tük, tek vücut, tek yanlı, tek yön, tek yumurta ikizi, tek yürek, teker teker, ikitek, iki tek, dörttek, sekiztek, teke tek
- Sessiz, hareketsiz, uslu
Ata Sözleri ve Deyimler
- tek durmak
- tek durmamak
EM
- İlaç, merhem
Ata Sözleri ve Deyimler
- eme seme yaramamak
- eme yaramak
ME
- Türk alfabesinin on altıncı harfinin adı, okunuşu
-
Koyun, kuzu vb. hayvanların çıkardığı ses
Kara koyun kuzular kuzulamaz / Me deme - Fazıl Hüsnü Dağlarca
KEM (Kelime Kökeni: Farsça kem)
- Kötü, fena (göz, söz vb.)
-
Noksan, eksik
Kem akçe.
Ata Sözleri ve Deyimler
- kem söz, kalp (veya kem) akçe sahibinindir
Birleşik Kelimeler: kem göz
MET (Kelime Kökeni: Arapça medd)
-
Kabarma
Bir met zamanı gökyüzü kurşunla örtülü / Gördüm deniz dedikleri bin başlı ejderi - Yahya Kemal Beyatlı
Birleşik Kelimeler: metcezir
- Çelik çomak oyununda kullanılan değnek parçası
- Bu oyunda kullanılan, 10-15 santimetre uzunluğundaki değnek
TEM (Kelime Kökeni: Fransızca thème)
- Tema
ÖKE
- Deha sahibi kimse, dâhi
ÖTE
-
Konuşanın temel olarak aldığı bir şeyden daha uzak olan yer veya şey, mavera, beri karşıtı
Köşklerin biraz ötesinde köy kulübelerine benzer derme çatma evler görülürdü. - Ruşen Eşref Ünaydın
-
Bir şeyin arkadan gelen bölümü
İşin ötesi kolay.
-
Bulunulan yere göre karşı yanda olan
Evimizin bir yanı bahçe, öte yanı sokaktı. - Memduh Şevket Esendal
-
Daha fazla, çok
Güzel olduğu pek iddia edilmezdi ama güzellikten de öte güçlü bir çekiciliği vardı. - Haldun Taner
-
Dış
Sınır ötesi.
Ata Sözleri ve Deyimler
- ötesi var mı?
- ötesi yok
Birleşik Kelimeler: öteberi, öte gün, öte yandan, ötede beride, öteden beri, öteden beriden, ötesi berisi, ötesinde berisinde, öteye beriye, öteyi beriyi, enöte, günöte, yeröte, doğaötesi, fizikötesi, kızılötesi, morötesi, ruhötesi, ulusötesi
ÖTME
- Ötmek işi
ÖTMEK
-
Kuş veya böcekler, değişik tonda ses çıkarmak
Gelmiş o yaylanın baharı / Öter bülbüller hoştur avazı - Âşık Veysel
- Herhangi bir nesne, sürekli ses çıkarmak
-
Üflemeli çalgıların sesi çıkmak
Bu flüt ötmüyor.
-
Anlamsız, boş konuşmak
Onlar saçma sapan ötüp dururken ben içimden şöyle düşünüyordum. - Refik Halit Karay
- (Sarhoş) kusmak
- Gizli bir şeyi söylemek