ÖRGÜTSÜZLÜK ile Oluşan Kelimeler (ÖRGÜTSÜZLÜK Kelime Türetme)

ÖRGÜTSÜZLÜK harflerinden oluşan 118 kelime bulunuyor. ÖRGÜTSÜZLÜK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Örgütsüzlük kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.

11 Harfli Kelimeler

ÖRGÜTSÜZLÜK31

9 Harfli Kelimeler

KÜLTÜRSÜZ19

8 Harfli Kelimeler

ÖRGÜTSÜZ26, ÖZGÜRLÜK25, ÖTÜRÜKLÜ20, KÜLÜSTÜR15

7 Harfli Kelimeler

ÖRGÜSÜZ25, ÖZGÜLÜK24, ÖRTÜSÜZ21, ÖRGÜTLÜ21, SÜRGÜLÜ18, TÖSKÜRÜ18, GÜRÜLTÜ17, ÜRKÜSÜZ17

6 Harfli Kelimeler

GÖZLÜK21, GÖTÜRÜ20, ÖRGÜLÜ20, ÖZÜRLÜ19, ÜZGÜLÜ19, GÖRKLÜ18, SÖZLÜK18, GÜZLÜK17, ÖTÜRÜK16, ÖRTÜLÜ16, ÜTÜSÜZ16, GÜRLÜK14, KÜSÜLÜ13, ÜRKÜLÜ12, SÜTLÜK11, SÜRTÜK11, ÜSTLÜK11, KÜLTÜR10

5 Harfli Kelimeler

GÖZLÜ20, ÖZGÜL20, ÖZGÜR20, GÖLÜK17, ÖRGÜT17, ÖKSÜZ17, SÜZGÜ17, SÖZLÜ17, ÖZLÜK16, ÖRÜLÜ15, ÖTÜRÜ15, SÜRGÜ14, GÜLÜT13, GÜLÜK13, KÜTÖR13, ÖRTÜK13, SÜZÜK13, TÜZÜK12, ÜZLÜK12, ÜTÜLÜ11
Tümünü Gör

4 Harfli Kelimeler

ÖZGÜ19, GÖRÜ16, ÖRGÜ16, ÖZLÜ15, ÖZÜR15, ÖKÜZ15, ÖZÜT15, ÜZGÜ15, GÖRK14, GÜRZ13, KÖTÜ12, ÖRTÜ12, ÖRÜK12, ÖLÜK12, KLÜZ9, KÜSÜ9, SÜRÜ9, TÜLÜ8, ÜRKÜ8, ÜLKÜ8
Tümünü Gör

3 Harfli Kelimeler

GÖZ16, GÖT13, GÖL13, GÖK13, SÖZ13, GÜZ12, KÖZ12, TÖZ12, ÖLÜ11, ÖRÜ11, KÖS10, LÖS10, ÖRS10, SÖR10, TÖS10, GÜL9, GÜR9, KÖR9, LÖK9, ÖRK9
Tümünü Gör

2 Harfli Kelimeler

ÖZ11, ÜS5

ÜS (Kelime Kökeni: Arapça uss)

[isim]

[matematik]

  • Bir kuvvete yükseltilmiş bir sayının üzerine yazılan ve kaçıncı kuvvete yükseltildiğini gösteren sayı: 53 anlatımında 3 rakamı üstür, 5 ise tabandır

[isim]

[eskimiş]

  • Kök, asıl, temel, esas
  • Bazı görevleri yürütebilmek amacıyla kurulan, özel yapıları, donatımları, atölyeleri, onarım yerleri, servis alanları olan, sürekli veya geçici olarak konaklanılan yer

    Memleket sağlam bir hareket üssü hâlinde kalmalıdır. - Falih Rıfkı Atay

[askerlik]

  • Bir askerî harekâtta birliklerin gereksinim duyduğu her türlü gerecin toplandığı, dağıtıldığı bölge

    Mühimmat depolarının ve üslerin arasında, herkesin istifadesine ve zevkine açıktır. - Falih Rıfkı Atay

Birleşik Kelimeler: merkez üs, deniz üssü, hava üssü, uzay üssü

TÜLÜ

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Uzun tüylü, özel güreşlerde yararlanılan erkek deve

ÜRKÜ

[isim]

  • Topluluğu saran ortak korku, panik

ÜLKÜ

[isim]

  • Amaç edinilen, ulaşılmak istenen şey, ideal

    Millî birlik duygusunu mütemadiyen ve her türlü vasıta ve tedbirlerle besleyerek geliştirmek millî ülkümüzdür. - Atatürk

  • İnsanı duyular dünyasının üstüne yükselten ve hiçbir zaman tam olarak gerçekleştirilemeyecek olan, yalnızca erişilmesi istenen amaç olarak kalan kılavuz ilke, mefkûre, ideal, vizyon

    Bu yarının dünyasını, insanlığını düzenleyecek ülkünün sahipleri! - Halide Edip Adıvar

[felsefe]

  • Gerçekte olmayıp yalnız düşüncede tasarım biçiminde var olan, yalnızca düşünce ile kavranabilen şey, ideal

KLÜZ (Kelime Kökeni: Fransızca cluse)

[isim]

[coğrafya]

  • Kanyon

KÜSÜ

[isim]

[halk ağzında]

  • Küskünlük

SÜRÜ

[isim]

  • Evcil hayvanlar topluluğu

    Karşıki yamaçların sırtında kısrak sürüleri çanlarını sallayarak otluyordu. - Refik Halit Karay

  • Bir insanın bakımı altındaki hayvanların tümü

    Sözlerim acı diye kızım gücenme bana / Bak cılız sürüsünü dolaştıran çobana - Faruk Nafiz Çamlıbel

  • Birlikte yaşayan hayvan topluluğu

[mecaz]

  • Yönlendirilebilen insan topluluğu

    Sokaklarda alay geçerken başka çocuklar da sürüye katılır, mektebe kadar giderler. - Halide Edip Adıvar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sürüden ayrılanı kurt kapar
  • sürüden ayrılmak
  • sürüsüne bereket!
  • sürüyü güden kurdu görür

Birleşik Kelimeler: sürü sepet, sürü sürü, bir sürü

GÜL (Kelime Kökeni: Farsça gul)

[isim]

[bitki bilimi]

  • Gülgillerin örnek bitkisi (Rosa)
  • Bu bitkinin katmerli, genellikle kokulu olan çiçeği

Ata Sözleri ve Deyimler

  • gül gibi
  • gül gibi bakmak
  • gül gibi geçinmek (veya yaşamak)
  • gülleri yarılmak
  • gülü seven dikenine katlanır
  • gül üstüne gül koklamamak
  • gülü tarife ne hacet, ne çiçektir biliriz

Birleşik Kelimeler: gülabdan, gülbahar, gülbank, gülbeşeker, gül böceği, gül böreği, güldeste, gülhatmi, gülibrişim, gülistan, gülkurusu, gül kurusu, gül rengi, gül suyu, gülşen, gül yağı, karagül, yabani gül, ayı gülü, Çin gülü, denizgülü, gün gülü, Isparta gülü, ipek gülü, Japon gülü, kır gülü, menekşe gülü, orman gülü, rüzgârgülü, yaban gülü, yayla gülü

GÜR

[sıfat]

  • Bol ve güçlü olarak çıkan veya fışkıran

    Gür, kumral saçlarının çerçevelediği narin yüzü kıpkırmızı idi. - Ömer Seyfettin

  • Bol, verimli, feyyaz

    Eski toprağa ektiklerin / Bir yeni güçle göverdi gür - Behçet Necatigil

Birleşik Kelimeler: gürsoluk

KÖR (Kelime Kökeni: Farsça kūr)

[sıfat]

  • Görme engelli
  • Keskinliği yeterli olmayan

    Günün birinde ihtiyar çoban koyunun birini kör bir makasla kırkıyordu. - İsmail Hakkı Baltacıoğlu

[mecaz]

  • Az aydınlık veren

    Ampulün kör ışığı, dükkânı alaca bir loşluğa boğmuştu. - Mahmut Yesari

[mecaz]

  • Kötü

    Vakıa bu kör siyaset yüzünden Türklük Rumeli'den çıktı. - Yahya Kemal Beyatlı

[mecaz]

  • Arkası tıkalı olan veya işlek olmayan

    Kör sokak.

[mecaz]

  • Olguları sezme ve kavrama yetisi, dikkati olmayan

[mecaz]

  • Duyarlığını yitirmiş

    Muhitimiz bize karşı her an kör, sağır ve şuursuzdur. - Abdülhak Şinasi Hisar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kör değneğini beller gibi
  • köre renkten bahsolunmaz
  • kör görmez, sezer
  • kör itin öldüğü yer
  • kör kör parmağım gözüne
  • kör kurttan bile vazgeçmemek
  • körler mahallesinde ayna satmak
  • körler memleketinde şaşılar padişah olur
  • körle yatan şaşı kalkar
  • kör olası (veya olasıca veya olsun)
  • kör ölür badem gözlü olur, kel ölür sırma saçlı olur
  • kör pazara varmasın, pazar körsüz kalmasın
  • kör satıcının kör alıcısı olur
  • körün istediği bir göz, Allah verdi iki göz
  • körün taşı

Birleşik Kelimeler: körağaç, kör alan, kör baca, kör bağırsak, kör boğaz, kör çapa, kör dövüşü, kör duman, kördüğüm, körebe, kör fare, kör hat, kör kadı, kör kandil, kör kaya, kör köstebek, kör kurşun, kör kuyu, körkütük, kör nişancı, kör nokta, kör ocak, köroğlu, kör sıçan, kör şans, kör şeytan, kör talih, kör tapa, kör topal, kör uçuş, kör yılan, körü körüne, bakar kör, elinin körü, gecenin körü, renk körü, üstünkörü, sabahın körü

LÖK

[isim]

[halk ağzında]

  • Yedi yaşından büyük erkek boz deve

Ata Sözleri ve Deyimler

  • lök gibi

[isim]

[halk ağzında]

  • Kireç, zeytinyağı, pamuk ve yumurta akının karıştırılması yoluyla, kırık çanak çömlekleri, künkleri birleştirmekte kullanılan macun

ÖRK

[isim]

[halk ağzında]

  • Hayvanları çayıra bağlamaya yarayan kalın ip, örük

KÜLTÜR (Kelime Kökeni: Fransızca culture)

[isim]

  • Tarihsel, toplumsal gelişme süreci içinde yaratılan bütün maddi ve manevi değerler ile bunları yaratmada, sonraki nesillere iletmede kullanılan, insanın doğal ve toplumsal çevresine egemenliğinin ölçüsünü gösteren araçların bütünü, hars, ekin

    Harf inkılabı, Türk kültür inkılabının temelidir. - Etem İzzet Benice

  • Bir topluma veya halk topluluğuna özgü düşünce ve sanat eserlerinin bütünü

    Doğrusu, teknik ve kültür her gün biraz daha ilerlemektedir. - Salâh Birsel

  • Muhakeme, zevk ve eleştirme yeteneklerinin öğrenim ve yaşantılar yoluyla geliştirilmiş olan biçimi

    Bir memlekette kitap kültürü ne kadar zenginse günlük konuşma da o kadar zengin olur. - Mehmet Kaplan

  • Bireyin kazandığı bilgi

    Tarih kültürü kuvvetli bir kişi.

  • Tarım

[biyoloji]

  • Uygun biyolojik şartlarda bir mikrop türünü üretme

    Mikrop cinsinden canlı bir varlığın muayyen bir ortam içinde çoğalmasına da kültür denilir. - Mehmet Kaplan

Birleşik Kelimeler: kültür akımı, kültür balıkçılığı, kültür bitkileri, kültür çevresi, kültürfizik, kültür göçü, kültür mantarı, kültür merkezi, kültür ortamı, kültür sarayı, kültür sitesi, kültür şoku, kültür uçurumu, kültür varlıkları, kültüre alma, popüler kültür, sözlü kültür, örgüt kültürü, yığın kültürü

KÖS (Kelime Kökeni: Farsça kūs)

[isim]

[eskimiş]

  • Savaşlarda, alaylarda at, deve veya araba üzerinde taşınan ve işaret vermek için kullanılan büyük davul

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kös dinlemek

Birleşik Kelimeler: kös kös

LÖS (Kelime Kökeni: Almanca Löss)

[isim]

[jeoloji]

  • En çok vadilerde, yamaçlarda bulunan, kil ve kum karışımı, sarı renkli verimli balçık